Balyoz'da vicdan çağrısı

Balyoz Planı davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral İzzet Ocak, "Biz bu davadan beraat edeceğimize inanıyoruz. Siz hakim ve savcılar da vicdanınıza düşeni yapın'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Balyoz Planı iddialarıyla ilgili olarak eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 162'si tutuklu 196 sanıklı davanın 27. duruşması başladı.

Duruşmada, savcı Savaş Kırbaş'ın yerine de Hüseyin Aksoy hazır bulundu.
Duruşma, emekli Tuğgeneral İzzet Ocak'ın avukatı Muammer Küçük'ün savunması tamamlandı.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Ocak'ın avukatı Muammer Küçük, soruşturma ve yargılama aşamasının adil olmadığını savunarak, mahkemenin cezaevi koşullarında faaliyet gösterdiğini ileri sürdü.

Müvekkilinin savunma hakkının kısıtlatıldığını iddia eden Küçük, ''Bu dava dijital bir davadır. Müvekkilime ve diğer sanıklara bilgisayar verilmediği için savunma hakkı kısıtlaması vardır. Mahkeme salonu cezaevi koşullarındadır. Buraya ne bir su, simit hiçbir şey sokamıyoruz. Bütün bu nedenlerle sözümü kesiyor savunmamı yapmıyorum'' dedi.

Duruşmada çapraz sorgusu yapılan Ocak'a, üye hakim Ali Efendi Peksak tarafından istihbarat başkanı olarak yaptığı istihbarat çalışmalarının maksadının ne olduğu, istihbari olarak ham bilginin ne şekilde süzgeçten geçirildiğini sordu.

İstihbarat başkanlığını 8 yıl önce bıraktığını belirten Ocak, ''Ben size 'öğle yemeğinde ne yediniz' diye sorsam anlatabilir misiniz? Bunun aşamalarını madde madde anlatamam'' dedi.

Ocak, görev gereği istihbari çalışmaların hangi bölgeler olduğunu soran Peksak'a ''TSK'nın ne kadar hedefi varsa, o kadardır. Bunu burada söylemeyeyim, yeterince dava nedeniyle rezil olduk'' cevabını verdi.

Üye hakim Murat Üründü de ''Seminerlerde bulunduğunuz dış çalışmalarla ilgili evrakın konusunun 7 bin 30 sayısı olduğunu söylediniz. Şu an sıkıyönetim ile ilgili bir evrak düzenleseydiniz buna hangi numarayı verirdiniz?'' sorusunu yöneltti.

Savunmasında anlattığı 17 dosyanın 12'sinde 175 hata yapıldığını söyleyen Ocak, ''Hataların 95'i hakkında açıklamada bulundum. Şimdi fasulyenin, mercimeğin numarasını sormayın bana. Ben sıkıyönetim ile ilgili bir evrak düzenlemedim. Ben dersime iyi çalıştım. Çapraz sorguda faraziye soru sorulmaz'' şeklinde konuştu.

Savunmasına birkaç cümle eklemek istediğini belirten Ocak, ''TEM şube görevlilerinin hazırladığı raporları bir inceleyin neler göreceksiniz. TEM şube görevlileri, 1000 yıllık düşman gibi rapor hazırlamış. Bu kişilerin dinlenilmesini talep ediyorum. Bu raporların netice ve kanaat bölümünde yer alan bilgilerde 1000 yıllık TSK düşmanlığını bir görün. Bunları nasıl kaleme aldılar? Ayrıca yüzlerce silah arkadaşı boşu boşuna burada hapis yatarken bir zat-ı muhteremin de (Büyükanıt Fenerbahçe maçı) ağlaması yazık bir durum.''
''Ünlü Türk hainleri'' kitabını örnek gösteren Ocak, ''20-25 yıl sonra bu komployu hazırlayanlar bu kitap gibi benzer kitaplara konu olacak. Unutmayın, kahramanlar bir kez ölür, korkaklar bin kez. Biz bu davadan beraat edeceğimize inanıyoruz. Siz hakim ve savcılar da vicdanınıza düşeni yapın'' dedi.

Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanıklardan emekli Albay Bülent Tunçay da dava konusu plan ve belgelerin sahte olduğunun artık net bir şekilde ispatlandığını savundu.
Görevlendirmede yetkili personel listesinde adının yer alması nedeniyle yargılandığını ifade eden Tunçay, seminerin düzenlendiği dönemde kendisinin 1. Ordu Komutanlığı Harekat Başkanlığı Plan Harekat Şube Müdürü olarak görev yaptığını söyledi.

Tunçay, Harekat Başkanlığında komuta kontrol, eğitim ve seferberlik şube müdürlüğünün de olduğunu, kendi dışındaki şube müdürlerinin değil de plan şube müdürü olması nedeniyle adının iddianamede yer aldığını dile getirerek, ''Benim birinci amirim Harekat Başkanı olan Süha Tanyeri'ydi. Tanyeri bana yasal olmayan hiçbir emir vermemiştir'' dedi.
Soyadının aslında ''Tuncay'' olduğunu, nüfus memurunun imla hatasından dolayı ''Tunçay'' olarak yazıldığını anlatan Tunçay, ''Yazışmalarda, görev yaptığım yerlerde 2005 yılına kadar Tuncay soyadını kullandım. 11 ve 17 No'lu CD'lerde soyadım Tunçay olarak yazılmış. Ancak ben 2003 yılında Tuncay soyadını kullanıyordum'' diye konuştu.

Dava konusu belgelerin varlığını 2010 yılı Ocak ayında basından öğrendiğini ifade eden Tunçay, emekli orgeneraller Hilmi Özkök, Aytaç Yalman, Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ ile askeri bilirkişi Ahmet Erdoğan'ın tanık olarak dinlenilmesini istedi.
Tunçay, askerliğin meslekten ziyade bir yaşam tarzı olduğunu, bu yargılama süresince kutsal saydıkları değerlerin yaralandığını ifade ederek, şahsına isnat edilen bütün suçlamaları reddettiğini kaydetti.

Tunçay'ın savunmasını tamamlamasının ardından avukatı Cengiz Erdoğan da savunmasını yaparak, müvekkilinin tahliyesini istedi.
Çapraz sorgu sırasında üye hakim Ali Efendi Peksak, Tunçay'a Türk Silahlı Kuvvetleri gibi bir kurumda 2005 yılına kadar soyadını kimlikte yazılanın dışında Tuncay olarak kullanmasının bir sıkıntı yaratıp yaratmadığını sordu.
Tunçay ise 1997 yılında ağabeyinin yaptığı bir işlem sırasında kimliğe soyadının Tuncay olarak yazıldığını ifade etti.

Peksak'ın o dönemde 18 yaşından büyük olup olmadığını sorduğu Tunçay, o dönemde 37 yaşında olduğunu belirterek, 2005 yılından sonra özel hayatındaki işlemleri hızlandırmak için ''Tunçay'' soyadını kullandığını anlattı.
Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.