Balbay: Mütalaa iddia makamına iade edilsin
Mustafa Balbay, "5 yıl sonra esas hakkındaki mütalaa hazırlandı. Bu mütalaa Danıştay katillerine beraat, milletvekili, asker ve gazetecilere ağırlaştırılmış müebbet isteyen bir mütalaadır. Bu mütalaanın mahkeme tarafından iddia makamına iade edilmesini talep ediyoruz" dedi.
cumhuriyet.com.trİstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan ve emekli Orgeneral Hasan Iğsız'ın da aralarında bulunduğu 47 tutuklu sanık katıldı.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ankara GATA'da tedavi gören Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, emekli tuğgeneraller Veli Küçük ve Levent Ersöz ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında yer aldığı 20 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.
"Odatv" davasından tutuklu yargılanan Yalçın Küçük ile başka suçtan tutuklu bulunan Sami Hoştan ve Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında olduğu tutuksuz yargılanan 12 sanık da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmayı izlemek üzere, CHP Genel Başkan Yardımcıları Umut Oran ve Bülent Tezcan ile 15 milletvekili de Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne geldi. Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit ile bazı gazeteci örgütleri temsilcileri ve bazı yazarlar da duruşmayı izledi.
'Aleniyet sağlanıyor'
Duruşma başlamadan önce Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, izleyicileri sessiz olmaları konusunda uyardı. Avukatların yoklamasının yapıldığı sırada mahkemenin aleniyet ilkesine aykırı davrandığını öne süren tutuklu sanık emekli Albay Dursun Çiçek'in avukatı olan kızı İrem Çiçek, duruşma salonunda boş yer olduğunu, dışarıda bekleyen izleyicilerin içeriye alınmasını istedi.
Veli Küçük'ün kızı Zeynep Küçük de salonda milletvekilleri ve gazeteciler için ayrılan 80 kişilik bölümün boş bırakılarak bunlara izleyici bölümünde yer ayrıldığını, bu nedenle de 80 kişilik izleyicinin binaya alınmadığını ileri sürdü. Küçük'ün bunun aleniyet ilkesine aykırı olduğunu belirtmesi üzerine Başkan Özese, ''Basın mensupları duruşma salonunda. Alaniyet sağlanıyor'' dedi.
Dosyaya gelen evrakları okuyan Başkan Özese, tanık olarak dinlenilen Şemdin Sakık'ın mahkemeye bir sayfalık yazılı dilekçe göndererek, yine bu davada tanık olarak beyanları alınan Adil Timurtaş hakkında açıklamalarda bulunduğunu söyledi.
Özese, Genelkurmay Başkanlığı'ndan gönderilen yazıda da tanık olarak dinlenilen Abdullah Öcalan'ın eski avukatı İrfan Dündar'ın, "Öcalan'ın yakalanmasından sonra kurulduğunu belirtiği soruşturma komisyonuyla" ilgili herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı bilgisinin yer aldığını kaydetti.
'Danıştay sanıklarına ceza verilsin'
Duruşmada söz verilen savcı Mehmet Ali Pekgüzel de esas hakkındaki mütalaalarını tekrarladıklarını söyledi. Danıştay adına davayı takip eden hazine avukatı Perihan Özcan da esas hakkındaki mütalaada beraatleri istenen Danıştay dosyası sanıkları Salih Kurter ve Süleyman Esen'in, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce cezalandırıldığını belirtti. Esen ve Kurter'in, "Danıştay saldırısını azmettirdikleri" kanatinde olduklarını ifade eden Özcan, mütalaaya katılmayarak bu sanıklara mahkemece ceza verilmesini istedi.
Avukat Özcan, Danıştay eylemine ilişkin "adam öldürmeye teşebbüs ve 4 kişiyi öldürmeye iştirak etmek" suçlarından gönüllü olarak vazgeçtiği gerekçesiyle cezalandırılmaması talep edilen Osman Yıldırım'ın da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce hapse mahkum edildiğini kaydetti. Özcan, Yıldırım'ın da diğer sanıklar gibi 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Duruşma, sanıkların usule ilişkin beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
Öte yandan, cezaevi önünde az sayıda kişinin beklediği, jandarma ekiplerinin de güvenlik önlemlerini azaltarak bariyerlerin bir kısmını kaldırdığı görüldü. HEPAR üyesi 20 kişilik bir grup da çeşitli sloganlar atarak Türk bayrağı açtı.
Sanık Dönmez'in mikrofonu kapatıldı
Söz alan tutuklu sanık Mustafa Dönmez'in, mütalaayı ve savcıları eleştirmesi üzerine Mahkeme Başkanı Özese tarafından bir kaç kez uyarıldı. Dönmez'in savcılara yönelik sarf ettiği sözleri üzerine mikrofonu kapatıldı. Tutuklu sanık İşçi Parti Erkan Önsel de esas hakkındaki son savunması alınana kadar davalardan men edilen İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in salona getirtilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Özese de usule ilişkin beyanların alınmasının ardından esas hakkındaki savunmalara geçileceğini ve Perinçek'in de salondaki yerini alacağını ifade etti.
Balbay dürbün talep etti
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada usule ilişkin talepte bulunmak üzere söz alan tutuklu sanık CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, duruşma salonundaki oturma düzenini eleştirdi. Balbay, "Bu salonda göz teması kurmak dahi mümkün değil. İzleyici sıraları o kadar uzak ki gelen milletvekillerini ve seyircileri göremiyoruz. Bunun için dürbün talep ediyorum" dedi.
Mustafa Balbay, savcıların Yargıtay'ın hiçbir ilkesel içtihadını tanımadığını ileri sürerek, şunları söyledi: "Savcılar hazırladığı mütalaada hileye başvurmuştur. Savcılar sanki insafa gelmiş de 'Ben senin terör örgütünden cezalandırılmanı istemiyorum ama senin yaptığın bütün eylemlerini örgüt faaliyeti çerçevesinde hükümeti devirmekten cezalandıracağım' diyor. Savcılar 'Ergenekon Terör Örgütü'nün varlığı tespit edilmiştir' diyor. Ne örgütü? Dava dosyasında bulunan bir belgede örgütün 6 organı olduğu yazıyor, diğerinde 8 organı olduğu belirtiliyor. Bunu Mehmet Haberal Hoca'ya 'Organ nakli mi yaptınız?' diye sordum."
İzleyicilerin ve milletvekillerinin bu ifadelere gülmesi üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Özese, Balbay'ı uyararak konuşmaya böyle devam etmesi halinde mikrofonunu kapattıracağını belirtti.
Öte yandan söz almadan konuşan avukat Vural Ergül ise mahkeme heyetine hitaben "Böyle devam edemezsiniz" dedi. Başkan Özese de "Nasıl devam edeceğimi sizden mi öğreneceğim" diyerek avukat Ergül'ü uyardı.
'Küçük terörist mi yetiştiriyorum'
Mütalaada TCK'ye göre suç tarihi ve suç yerinin belirtilmesi gerektiğini ifade eden Balbay, "Gözaltına alındığım gün, mütalaada suç tarihi olarak belirtiliyor. Gözaltına alındığımda evimde oğlumu uyutmaya çalışıyordum. Küçük bir terörist mi yetiştiriyorum" dedi.
Mustafa Balbay, dava sürecinde 5 yıl sonra esas hakkındaki mütalaanın hazırlandığını anımsatarak, "Bu mütalaa Danıştay katillerine beraat, milletvekili, asker ve gazetecilere ise ağırlaştırılmış müebbet isteyen bir mütalaadır" diye konuştu.
Savcıların mütalaasında, "Ergenekon" adlı bir kitap yazan gazeteci yazar Can Dündar'ın tanık olarak verdiği ifadelere itibar edilmediğini, tanık Şemdin Sakık ile Osman Yıldırım'ın ifadelerine itibar edildiğini savunan Balbay, mahkemenin mütalaayı savcılığa iade etmesini istedi.
Tutuklu yargılanan İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi Turhan Özlü de tanık olarak dinlenilmesini istedikleri Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un, TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu bünyesinde alınan beyanlarına değinerek, Uzun'un mahkemece de dinlenilmesini istedi.
Özlü'nün, konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davayla ilgili beyanlarından alıntılar yapması üzerine, Mahkeme Başkanı Özese sanığı, dava dışında konuşmaması konusunda uyardı. Özese, aynı şekilde konuşmaya devam eden sanığın mikrofonunu kapattırdı.
Özlü'nün mikrofonsuz yaptığı konuşmaları izleyiciler tarafından alkışlanınca Başkan Özese, "Burası mahkeme salonu. Böyle tepki gösteremezsiniz" ifadelerini kullandı.
'175 celse talep ve beyan aldık'
Konuşmasında taleplerin dışına çıktığı için uyarılan tutuklu sanık eski Yarbay Mustafa Dönmez ise "15 dakikalık konuşmamda 20 defa müdahale ettiniz. Bize ön yargılı davranıyorsunuz. Derdimi meramımı anlatamıyorum. 6 ayda bir konuşmamıza müsaade ediyorsunuz. Savcıya gösterdiğiniz toleransı bize göstermiyorsunuz" diye konuştu.
Başkan Özese de "Bize ön yargılı diyemezsiniz. 39 bin sayfadan fazla duruşma zaptı olmuş. 175 celseden fazla talep ve beyan aldık. Bunları kim konuşmuş? Savcı beyler mi konuşmuş, biz mi konuşmuşuz" dedi. Dönmez'in konuşmasında savcı Mehmet Ali Pekgüzel hakkında beyanda bulunması üzerine mikrofonu kapatıldı.
Kolçaklı sandalyeler
Usule ilişkin beyanların alındığı duruşmada konuşan bazı sanıklar da savcılığın esas hakkındaki mütalaasını eleştirdi. Sanıklar, mütalaanın reddedilerek savcılığa iadesini istediler.
Öte yandan, milletvekilleri ve gazeteciler için duruşma salonunda izleyicilerin bulunduğu bölümde yer ayrıldığı, rahat not tutulabilmesi için de bu alana kolçaklı sandalyelerin yerleştirildiği görüldü.
8 Nisan Pazartesi günü yapılan duruşmada milletvekilleri ile bazı gazeteci örgütleri temsilcileri rahat çalışamadıklarını belirterek, daha önce kullanılan masalı bölüme geçmek istemişler ancak mahkeme izin vermemişti.
"Mütalaa, içerik olarak yozdur ve boştur"
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşada söz alan tutuklu sanık CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, bir önceki celse yaşanan salondaki yer tartışmasına değindi.
Haberal, "Mahkeme, açılışı yaparken millet adına yargılama yaptığını söylüyor. Arkanızda yazılan 'Adalet mülkün temelidir' ifadesi de bunu doğrular nitelikte. Vatandaşlarımız ve milletvekillerimiz burada neden tutuklu olduğumuzu öğrenmek için geliyorlar. Milletvekilleriyle aramızdaki mesafe o kadar fazla ki onları tanımakta zorlanıyoruz. Onlar milli iradeyi temsil ediyorlar. Pazartesi yapılan uygulamada basının rahat çalıştığı ortamın değiştirilmesini kabul etmek mümkün değil" diye konuştu.
Hekimlik ve hakimlik mesleklerinin insan hayatıyla doğrudan ilgili olduğunu vurgulayan Haberal, şunları söyledi:
"Hastam karşıma geldiğinde benim görevim tıbbın bütün imkanlarını kullanıp, o kişiyi topluma kazandırmaktır. Siz de en kısa zamanda somut delillere dayanarak, bir kişinin suçu varsa gereğini yapıp, o insanı topluma kazandırmalısınız. Zaman ve insan hayatının geri dönüşü yoktur. Kanuni döneminde bir ay süren yargılama zulüm olarak kabul edilirdi."
Tutuklu sanıklardan gazeteci Tuncay Özkan da 5 yıldır üyelikten yargılandığını anımsatarak, mütalaada yöneticilikten ceza istendiğini, bunun nedenini öğrenmek istediğini söyledi.
Özkan, bu mütalaanın her harfi ve satırının imla kurallarına uygun olabileceğini ifade ederek, "Ama içerik olarak yozdur ve boştur. İade edilmesini talep ediyorum" dedi.
Duruşmada sanıkların ardından avukatlara söz verildi.
Avukat Serkan Günel, davanın başında yapılan anketlere göre mahkemeye güvenin yüzde 60-70'lerde olduğunu, gelinen aşamada ise bu oranın tersine döndüğünü öne sürdü.
Bu sözler üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, "Mahkeme dışındaki konular bizi ilgilendirmez. Şu yazar bunu demiş, şu siyasetçi böyle demiş, bizi ilgilendirmez. Bizi mahkemenin içi ilgilendirir" diye konuştu.
Tuncay Özkan'ın avukatı Ahmet Çörtoğlu da mahkemede başkanla beraber 6 hakimin görev yaptığını belirterek, mütalaaya karşı savunmalarını, hükmü verecek hakimlerin yer aldığı heyete yapmak istediklerini söyledi. Duruşma yarına ertelendi.