‘Balbay derhal bırakılmalı’
İstanbul Hukuk Dekanı Prof. Sözüer, Anayasa Mahkemesi’nin kararını yerine getirecek makamın İstanbul’daki yerel mahkeme olduğunu söyledi.
Hatice Tuncer/Alican UludağAnayasa Mahkemesi’nin 5 yıla yakın bir süredir tutuklu olan Mustafa Balbay’ın “seçilme hakkının ihlal edildiği” ve “tutukluluğun makul süreyi aştığını” açıklamasının ardından gözler Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çevrildi. Balbay’ın avukatlarının yaptığı tahliye talebini geçen cuma günü karara bağlamayan mahkemenin bugün bir karar açıklaması bekleniyor. 2004 yılında çıkarılan Türk Ceza Yasası ve Ceza Muhakemesi Yasası’nın hazırlanmasında önemli rol alan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Yüksek Mahkeme’nin kararını şöyle değerlendirdi:
“Anayasa Mahkemesi, Balbay’ın tutukluluğunu haksız bulmuş. Artık mahkemeler bakımından bu kararın tartışılacak bir yönü yok. Yerel mahkemenin yapacağı şey, Anayasa Mahkemesi’nin kararını derhal yerine getirmektir. Hatta çok geç bile kalınmıştır. Çünkü halen haksız tutuklama devam ediyor. Bir gün bile Balbay’ın tutuklu kalması uzundur. Tahliye kararını vermesi gereken İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’dir.”
CMK’nin 104. maddesinde kovuşturmanın her aşamasında tahliyenin talep edilebileceğini düzenlediğini kaydeden Sözüer, tutukluluk konusunda karar verme yetkisinin halen yerel mahkemeye ait olduğunu kaydetti. Sözüer, şunları dile getirdi: “Olması gereken hukuk bakımından durum değerlendirilecek olursa halen tutuklu bulunan tüm milletvekilleri bakımından bu kararın emsal nitelikte olduğunu söylememiz gerekir. Engin Alan bakımından ise durum farklılık arz etmektedir. Alan, artık tutuklu değil hükümlü durumundadır ve hükümlülüğü milletvekili seçilmeye engel suçlardan birisinden kaynaklanmaktadır.”
AYM’nin kararına uymazsa suç işler
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile birlikte “uzun tutukluluk nedeniyle hak ihlaline uğradığı” kararı verdiği CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı, “AYM’nin tespit ettiği ihlale derhal son vermek ilgili mahkemenin yükümlülüğündedir. Emsal Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına göre mahkeme kararının kasten uygulanmaması kamu görevlileri açısından görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur” dedi. Ergenekon davasında 4.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra 5 Ağustos 2013 tarihinde 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan ve tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak tahliye edilen Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına ilişkin sorularımızı yanıtladı. Avukat Helvacı, AYM’nin, Balbay ile ilgili verdiği ihlal kararında tutuklulukta makul sürenin aşıldığı, ayrıca seçilme hakkının ihlal edildiğini açıkça belirttiğini ifade ederek “Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun 50/2. maddesi ile AYM İç Tüzüğü’nün 79. maddesi uyarınca AYM’nce ihlal kararı verilmesi halinde ihlalin ve sonuçlarını ortadan kaldırmak ilgili mahkemeye aittir” dedi.
Emsal kararlar
AYM’nin ihlal kararının Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermeye karar verdiğine dikkat çeken Avukat Helvacı, “Bunun için, AYM’nin gerekçeli ihlal kararının beklenilmesine de gerek yoktur” dedi. Avukat Helvacı, yüksek yargı kararlarında şu örnekleri verdi: “Danıştay’ın daha önce vermiş olduğu pek çok kararında, AYM’ce verilen kararlarının basın-yayın organları vasıtasıyla kamuoyuna duyurulması halinde mahkemeler ve idari makamlar tarafından derhal gereğinin yerine getirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 3 Ekim 2006 tarihli ve 2006/4-196 E-2006/204 K. No’lu kararında da ‘yargı kararlarının uygulanmaması hali kamu görevlileri açısından görevi kötüye kullanmak suçu’ kapsamında değerlendirilmiştir.”
Hürriyeti ihlal
“AYM’nin ihlal kararının, Balbay’ın hürriyeti ile ilgili olması, buna aykırı bir uygulamanın aynı zamanda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu da meydana getirebileceğini ortaya koymaktadır” diyen Helvacı, “Balbay’ın 5 yıla ulaşan ağır hak ihlaline mahkemesince derhal son verilerek tahliyesine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Nitekim, ülkemizde daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce tutukluluktaki makul sürenin aşıldığına dair ihlal kararı verilen pek çok davada, ilgili mahkemelerce derhal başvurucunun tahliyesine karar verildiği ortadadır” diye konuştu. Haberal’in istemi doğrultusunda devletten herhangi bir tazminat talebinde bulunmadıklarını anlatan Helvacı, “AYM’nin, verdiği bu ihlal kararı Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın yaklaşık 4.5 yıl boyunca hürriyetinden haksız ve hukuksuz bir biçimde alıkonulduğunu bir kez daha tüm açıklığı ile gözler önüne sermiştir. ”