Bal deyip geçmeyin...
Doğal, lezzetli, antioksidan... Gerçeği tam bir sağlık kaynağı ancak piyasada öyle çok sahte bal var ki kafası karışan tüketici neyi satın alacağını bilemiyor. Bu işin bir yönü. Diğeri ise arının bal dışında ürettiği polen, arı sütü, propolis gibi ürünlerin ne denli önemli olduğu ancak Türkiye'de arı üreticilerinin bu alana girmedikleri gerçeği...
cumhuriyet.com.trTüketicinin kafasını karıştıran, gıda tüccarlarının en fazla sömürdüğü ürünlerden biri bal! Çünkü bol bol sahtesi üretilip piyasaya sürülüyor. Hakiki balı sahtesinden ayırmak, uzmanlar için bile son derece zor. Gerçek bal fiyatlarından daha ucuza satılan sahte ballar, içinde toksit madde bulunması, fazla şeker içermesi nedeniyle sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Ancak bu ‘gerçek’ balın sağlık kaynağı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Bal ile ilgili kafamızdaki tüm soruları kısa adı Arı Platformu olan Bal ve Diğer Arı Ürünleri ile Sağlıklı Yaşam Platformu'nun temsilcileri ile konuştuk. Platformun Proje Koordinatörü Aslı Elif Sunay bal alırken en büyük görevin tüketiciye düştüğünü vurgulayarak, “Tüketici ürünü alırken Tarım Bakanlığı’ndan izinli, özellikle ambalajlı ve etiketli ürünler tercih etmeli” dedi. Alo 174 Gıda Hattı’nı arayarak firma analiz raporu ve ürünle ilgili bilgiyi almak mümkün. Bal Paketleyicileri, İhracatçıları ve Sanayicileri Derneği'nin koordinatörlüğünde İTÜ, İstanbul Üniversitesi ve ilgili kamu kurumlarının da katılmasıyla oluşturulan Arı Platformu bir süreden beri İstanbul Kalkınma Ajansı'nın da katkısı ile önemli bir projeyi sürdürüyor. Amaç, arının, bal ve diğer arı ürünleriyle sağlıklı yaşama ve çevreye olan katkılarını toplumla paylaşılması, bu ürünlere yönelik Arge ve ileri teknolojilerin geliştirilmesi, arı üreticilerini ve tüketicileri bilinçlendirmek. Sunay, Arı Platformu olarak bal ve propolisin meme kanseri tedavisinde etkisinin araştırılması, antioksidan içerikleri ile biyoyararlılık özelliklerinin belirlenmesi ve İstanbul Ballı Bitkiler Herbaryumu’nun kurulması için İstanbul Teknik ve İstanbul Üniversitesi ile birlikte büyük bir projeye imza attıklarını anlattı.
İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü'nden Prof. Dr. Oğuz Öztürk başkanlığındaki ekibin yürüttüğü araştırmayla ilgili Sunay “Gen seviyesinde bu derece ileri ve kapsamlı bir araştırma dünyada ilk defa yapıldı. Bal arılarının ağaçlardan toplayarak oluşturduğu, kovanını korumak için izolasyon ve dezenfeksiyon malzemesi olarak kullandığı propolisin kanserli hücreyi intihara sürüklediği tespit edildi. Propolisin kemoterapinin etkisini de artırabileceğini düşünülüyor. Ancak bununla ilgili kesin bir veri yok. Çalışmayı gerçekleştirip hücre bazındaki gibi olumlu sonuçlar alınacağına inanıyoruz” dedi.
Projenin bir başka ayağı ise İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu tarafından gerçekleştirildi. 65 bal, sekiz propolis, 29 polen ve 18 arı sütü numunesinin incelendiği projenin sonuçlarına göre polen ve propolisin balla birlikte tüketilmesi antioksidan etkiyi daha da arttırıyor. Sunay, Örneğin propolis nar suyundan 62, domatesten 120 kat daha yüksek antioksidan içeriğe sahip. Polen ise domatese göre dört, böğürtlene göre üç kat daha fazla antioksidan içeriyor” dedi.
Çatalca, Silivri, Şile, Beykoz ve Sultanbeyli ilçelerinde arıcılık önemli bir geçim kaynağı ve İstanbul’da 130 bin arı kolonisi bulunuyor. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı da bu arılar için en önemli ballı bitkileri araştırdı ve Türkiye’de ilk defa bir ballı bitkiler arşivi oluşturuldu.