Bahçeli'den sert açıklamalar
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, konuşmasının büyük bir bölümünü Ermenistan'la imzalanan protokole ayırdı.
cumhuriyet.com.trMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında, Ermenistan ile imzalanan protokoller, demokratik açılım çerçevesinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektupla, ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Bahçeli ve milletvekillerinin Türkiye-Azerbaycan rozetleri takmaları dikkat çekti.
Bahçeli yaptığı konuşmada, AKP zihniyetinin, ancak savaş mağlubu bir ülkenin göstereceği eziklik ve teslimiyete düştüğünü savundu. Yunanistan Başbakanı Papandreu'nun seçimlerin hemen ardından Türkiye'ye yaptığı ziyareti değerlendiren Bahçeli, "Medyanın 'zeytin dalıyla geldiği'ni müjdelediği Yunanistan Başbakanı ayağının tozuyla Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne gitmiş ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını Avrupa Birliği sürecinin dayatmalarına havale etmiştir. Bu gelişmelerden, Yunan Başbakanının bu niyetini ve Avrupa'nın bu yöndeki baskılarını bir talimat gibi algılayacak olan Başbakan Erdoğan'ın çok yakında 'patrikhane açılımı' ile 'Ruhban Okulu açılımı' adı altında iki teslimiyet paketini daha gündeme getirmesi ve adına da 'demokratikleşme' demesi beklenmelidir" dedi.
"Protokoller çürük bir zemine dayanıyor"
Bahçeli, 10 Ekim'de Zürih'te Ermenistan'la imzalanan protokolü de değerlendirdi. Tören sırasında iki ülke Dışişleri Bakanlarının yapacağı konuşmaların içeriğinin tartışma konusu olmasının protokolün çürük bir zemine dayandığını gösterdiğini savunan Bahçeli, protokolde Ermenilerin soykırım iddialarından vazgeçtiklerine dair hiçbir belirti, Karabağ'dan çekileceğine yönelik tek kelime olmadığını kaydederek "Ve ne üzücüdür ki, ecdadımızı soykırımla suçlayan Ermenilere karşı, Asala terör örgütünün şehit ettiği ve yaraladığı diplomatlarımız için en küçük bir özür beklentisi veya üzüntü emaresi yoktur. Aksine, bakanlığını yaptığı kuruluşun, geride Ermenilerce katledilen diplomat şehitlerine rağmen, mütebessim bir yüzle protokolleri imzalayan köşeye sıkışmış AKP'nin Dışişleri Bakanı vardır" dedi.
Hükümete "Madem ki, Ermenilerin Karabağ'dan çekilmesi bu derece önem verilen bir konudur ve doğrudur, AKP hükümeti protokollerde yer almasında neden ısrarcı olmamıştır? Üzerinde mutabık kalınan 'tarih boyutu hakkında diyalog yapılması' konusunun tarafsızlığı ve bilimselliği nasıl sağlanacaktır?" diye soran Bahçeli, metinlerin tamamen Türkiye'nin iradesi dışında hazırlandığını ve hükümete dikte ettirildiğini öne sürdü. Bahçeli, hükümete "Başlattığınız yeni dönemde, Doğu Anadolu topraklarının Batı Ermenistan olup olmadığını mı Ağrı Dağı'nın kime ait olduğunu mu müzakere edeceksiniz?" diye seslendi.
"Spordan siyasetinizin kirli ellerini çekiniz"
Bahçeli, konuşmasında, Bursa'da yarın Ermenistan'la yapılacak milli maça Azerbaycan bayraklarının alınmayacak olmasını da değerlendirdi. Bahçeli, "Bir tepkiye mahal vermemek için seyircilerin seçilerek içeriye alınmak istenmesi gibi arayışlar AKP zihniyetinin aczini göstermektedir. Hükümeti yöneldiği tehlikeli gidişat için uyarmak istiyorum; spordan siyasetinizin kirli ellerini çekiniz. Bursalıdan korkmayınız. Bursa'nın tertemiz insanlarını milli meselelerde tehdit görmeyiniz. Bursa'mızı teslimiyetinize basamak ve mekan olarak kullanmayınız" diye konuştu.
"Bu vebale ortak olmayacağız"
Bahçeli, MHP'nin protokoller TBMM'nin önüne geldiğinde karşı çıkacağını ve bunlara onay verilmesinin tarihi vebaline ortak olmayacağını bildirdi. Bahçeli, "Bu ilişki şekli ve yöntemi AKP zihniyetinin alnına kazılan yeni bir kara lekedir. Başbakan Erdoğan'ın Ermenistan talepleri karşısında eğilip bükülmeyiz sözlerinin millet vicdanında karşılığı ve anlamı yoktur. Zira Başbakan ve hükümetin omurgası, yıllardır yabancılar karşısında eğile büküle bütün kat yerlerinden kırılmıştır. Hiçbir mesele karşısında yabancı payandaların desteği dışında dik durabilmelerinin ve görünebilmelerinin imkanı kalmamıştır" dedi.
Baykal'a mektup tepkisi
Devlet Bahçeli, grup toplantısında, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektubu da değerlendirdi. AKP'nin kendilerine koltuk değneği ve suç ortağı arama yolunda geçen hafta mesafe kaydettiğini ve DTP'den sonra CHP ile de temas kurduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Böylece yıkım projesinde görev alacak taşeronlar netleşmeye başlamış, anamuhalefet partisi liderinin 'postacı bugün de kapımızı çalmadı' diyerek yollarını gözlediği mektup nihayet muhatabına ulaşmıştır. Sayın Baykal bu girişimiyle istemese de AKP'ye kapıları aralamış ve sindirim sistemine dahil olarak 'hazmedilme' sürecinin parçası ve 'hazmettirme' arayışının unsuru haline gelmiştir. Bugünden sonra vereceği cevap ve görüşmelerin kamera önünde yapılması da CHP'yi sürecin sorumluluğundan kurtaramayacaktır. Sayın Baykal 1989 yılında o günkü partisinin genel sekreteri olarak yayınladığı raporun baskısı altında bunalmıştır. Bu raporda bugün AKP ve işbirlikçilerinin dile getirdiği ve 1991 yılındaki Erdoğan raporuna benzer tespitlerin bulunduğu ortadadır. Bu nedenle ya 21 yıl önceki görüşlerini inkar edecektir ya da bunlara sahip çıkmaya devam edecektir. Çıkışı kalmamıştır. Başbakan bu konuyu şantaja dönüştürmüştür. Sayın Baykal AKP Genel Başkanı vatandaş Recep Tayip Erdoğan'a, karanlık gelişmelerle gidilecek bir seçim sonunda başbakan yapan süreçte olduğu gibi yeni bir çözüm ortağı ve yol arkadaşı haline gelmek üzeredir. Belki de böylelikle, Başbakan'ın ifade ettiği gibi 'bağcıyla uğraşmayacaklar ve üzümü beraber yemeye başlayacaklardır. Taşlar yerine oturacak ve yıkım troykası bu yolla tamamlanacaktır. Ve fotoğraf karesinde eksik parça da yerini alacak Meclis kürsüsü önünde poz veren AKP ve DTP'nin arasına CHP de girecektir."
"Hükümet terör örgütüne teslim bayrağı çekti"
Bahçeli, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Diyarbakır ziyareti sırasında kepenklerin kapatılması ve sokakların boşaltılmasını da değerlendirdi. Tehdidin bakan tarafından görmezden gelindiğini daha önce de Başbakan Erdoğan'ın ziyaretleri sırasında aynı manzaraların yaşandığını dile getiren Bahçeli, "Bugün gelinen aşamada yaşadığımız sokak eylemleri, ihanet provaları değişen hiçbir şeyin olmadığını, hükümetin terör örgütüne teslim bayrağı çektiğini göstermektedir. Bu teslimiyet öylesine vahim bir boyut almıştır ki yıllardır yurt dışında sözde kongre adı altında toplanan PKK kadroları, son kongresini siyasi parti toplantısı kimliğiyle başkent Ankara'da yapmaktan çekinmemişlerdir. Anlaşıldığı kadarıyla artık bölücülük suç olmaktan çıkmış, isyan provası yapmanın, ihanete alkış tutmanın ayrılma tehditleri savurmanın itibar gördüğü bir hukuki, fikri ve siyasi kangren bütün ülkeyi sarmıştır." diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın muhalefete yönelik 'tembel ev kızı gibiler' sözünü de hatırlatan Bahçeli, "Benzetmesi kendi bileceği iştir. Ancak Başbakan Erdoğan'ı kutsayacak sözler sarf etmiş olması kangrenin hangi boyutlara ulaştığını, cerahatin hangi mevkilere sirayet ettiğini göstermesi bakımından ibret verici olmuştur" dedi.
IMF'yi protesto eylemlerine tepki
Bahçeli, İstanbul'da yapılan IMF ve Dünya Bankası toplantıları nedeniyle yapılan eylemlerin hedefinde suçu olmayan masum insanların yer alması, işyerlerinin zarar görmesini asla kabul edemeyeceklerini söyledi. Erdoğan'ın taşıdığı sorumluluğu unutarak toplantıya katılanların protestolarına kulak verilmesini istemesinin son derece küçültücü olduğunu kaydeden Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın bu yaklaşımı tarihte sömürge valilerinin dahi uygulamalarında görülmemiştir" dedi.
İşsizlikten yoksulluktan bunalan milletin muhatabının uluslar arası kuruluşlar değil, hükümet etme yetkisini uhdesinde tutan AKP olduğunu ifade eden Bahçeli, "Sorunları kendi irademizle çözemediğimiz takdirde, başkalarının devreye gireceğini iddia eden bir siyasi zihniyetin sıra ekonomiden kaynaklanan problemlere geldiğinde küresel organizasyonlara görev hatırlatması ve bunun için davetiye çıkarması tam anlamıyla kara mizah örneği olmuştur" diye konuştu.
Bahçeli, "IMF'yle anlaşıp anlaşmama konusunda bile sürekli çelişkili bir siyasi duruş gösteren Başbakan Erdoğan'dan beklentimiz; başkalarına nasihat vermeyi bırakması, artık laf olsun diye konuşma üslubundan vazgeçmesi, vatandaşlarımızın tahammül edilemez hale gelen sorunlarına bir an önce eğilmesidir." dedi.
Uzan'a iltica tepkisi
Bahçeli, grup toplantısının ardından gazetecilerin Cem Uzan'ın Fransa'dan siyasi sığınma istemesine ilişkin sorusunu da yanıtladı. Bahçeli, "Türk iş hayatında sonra da siyasi hayatta önemli görevler üstlenmiş bir kişinin ülkesini, terk ederek bir başka ülkeye sığınması siyasi ahlakla, toplum ahlakıyla ve vatanseverlikle bağdaşmayan bir davranıştır, tasvip etmiyorum." dedi.