Bahçeli: Yemin edeceğiz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Vahim bir hal alan siyasi ve demokrasi kriz, güdümlü yargı yoluyla ya da boykot niyetleriyle değil, TBMM içerisinde aşılacaktır" diyerek, Engin Alan'ın tahliye edilmemesine rağmen Meclis'te yemin edeceklerini açıkladı.

cumhuriyet.com.tr

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, milletvekili seçilen kişilerin tutukluluk hallerinin devam etmesini "hukuk skandalı" olarak tanımlayarak, "özellikle partimizin İstanbul Milletvekili Engin Alan ve benzer durumda bulunan bir kısım milletvekilinin yaşadıkları mağduriyet ve maruz kaldıkları haksızlıklar Türk demokrasisine vurulan en ciddi darbelerden birisi olmuştur. Milletvekili seçilen ve halen cezaevinde bulunan şahısların, itirazlarına rağmen tutukluluk hallerinin devam etmesi tam anlamıyla hukuk skandalıdır" dedi. Bahçeli, AKP ile PKK arasında inkâr edilemeyecek seviyeye ulaşan bir rol paylaşımı olduğunu iddia etti.

Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli yazılı bir açıklama yaparak, Türkiye'nin 12 Haziran seçimleri sonrası gerilim düzeyi çok yüksek bir alana kıstırılmış ve sıkıştırılmış olduğunu savundu. Bahçeli açıklamasında, "Cüretkâr bir şekilde hareket eden ve iyice gemi azıya alan gözü dönmüş çevreler, milletimize ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışmaktadır. İstikrar sürsün yalanlarıyla adım adım gelinen bugünkü karanlık manzarada, çöküşün ve çözülmenin emarelerine hergün bir yenisi ilave olmaktadır" dedi.


"Bugünkü gelinen sıkıntıların başlıca nedeni YSK'nin aymazlığı olmuştur"


Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin daha yasama çalışmalarına başlamadan etki ve tesir alanı çok geniş olabilecek bir krizle yüz yüze kaldığını ifade eden Bahçeli, "Buna, AKP hükümetinin söz ve uygulamalarının birinci derecede yol açtığı gün gibi ortadadır. 12 Haziran sonrasına verilen randevular, yapılan şantajlar ve telafisi olmayacak tavizler için uyandırılan umutlar, Türk milletinin ve devletinin sisli ve engebeli bir sürece savrulmasında itici unsur olmuştur" diye konuştu.

YSK'yı da eleştiren Bahçeli, "Ayrıca Yüksek Seçim Kurulu'nun aymazlığı, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmayan bazı kişilerle ilgili sakat tutumu bugün yaşadığımız sıkıntıların en başta gelen hazırlayıcıları arasında yer almıştır.Kaldı ki partimizi ilgilendiren konularda da YSK'nın olumsuz tavrı ve yanlı tutumu akıllardan hiç çıkmayacak düzeyde ve niteliktedir" dedi.

12 Haziran sonrası için planlı Kaous ortamı yaratıldı

Terör propagandasından dolayı bir yılı aşkın kesinleşen hapis cezası bulunan bir şahsın, 22 Mart 2011 tarihinde Yargıtayca cezasının onanmasına rağmen milletvekili adayı olmasına göz yumulmasının Yüksek Seçim Kurulu'nun affedilmesi mümkün olmayan bir "kusuru" olduğunu sözlerine ekleyen Bahçeli, "Siyasi bölücülerin ise bu yanlışa itiraz etmemeleri ve duyarsız kalmaları, 12 Haziran sonrası için planlı bir kaos ortamının temellendirildiğini kanıtlamaktadır" dedi. Bahçeli açıklamasına şöyle devam etti:
"Buradaki maksat, yeni anayasa üzerinden pazarlık yapılmasına, etnik kimliklerin tanınmasına ve İmralı'da yatan caninin serbest kalma şartlarının oluşturulmasına dönüktür.
Ne hazindir ki, AKP'nin sessizliğinden ve hoşgörüsünden istifade eden Kandil çetesi ve İmralı'da yatan elebaşısı gündemi tayin eden bir konuma ulaşmışlardır. Siyasi bölücülerin çekinmeden ve herhangi bir korkuya kapılmadan devletin haysiyetini ayaklar altına almaları ve AKP'nin de buna çanak tutması Türkiye'nin hangi çıkmaza sürüklendiğinin apaçık göstergesidir. Nitekim milletimize meydan okurcasına İmralı'nın görüşleri doğrultusunda hareket etme beyanları, bebek katilinin siyasal aktör olmasının önündeki engelleri birer birer kaldırmaya yönelik adice bir projenin devrede olduğunu ispatlamaktadır."


 

AKP ile PKK arasında inkâr edilemeyecek seviyeye ulaşan bir rol paylaşımı bulunmaktadır

Mevcut iktidarı eleştiren Bahçeli, "Terör ve şiddetle arkalanmış, demokrasi ve barış maskesiyle yüzü kapatılmış ayrılıkçı talepler her fırsatı kullanarak ülkemizi huzursuzluk ve çatışma sarmalına sokmak istemektedir" şeklinde konuştu. Bahçeli, AKP ile PKK arasında inkâr edilemeyecek seviyeye ulaşan bir rol paylaşımı olduğunu iddia ederek, "AKP'nin bölücülüğe karşı müsamahalı tutumu ve el altından teşvik etmesi bugünkü kritik noktaya gelinmesinde en büyük faktör olmuştur. Ortada AKP ile PKK arasında inkâr edilemeyecek seviyeye ulaşan bir rol paylaşımı bulunmaktadır" dedi.

Bunalımdan medet uman, puslu siyasi atmosferden keyif alan ve çatışma ortamının doğmasını dileyen mihrakların son gelişmelerden ziyadesiyle memnun kaldıklarını sözlerine ekleyen Bahçeli, "Fon müziğinde AKP zihniyetinin zafer çığlıkları bulunan bu yeni dönemin, risklerle ve tehditlerle dolu bir sürecin kapısını ardına kadar araladığı ortadadır. Nitekim yeni Anayasa tartışmaları etrafında temerküz eden tehlikeli ve her açıdan şaibeli bir güç mücadelesi artarak devam etmektedir" dedi.

 

Yeni anayasa konusunda son kozlar

Planlanan yeni anayasa konusunda son kozların oynandığını ifade eden Bahçeli, "Seçimler öncesindeki teklifler, temenniler ve talepler fütursuzca ilerletilmektedir. Bu kapsamda olmak üzere, TESEV'in yayımladığı en son raporun zamanlaması dikkat çekici olup, tespit ve tavsiyeleri son derece sakıncalı ve tehlikelidir. Yandaş basında köşe tutarak nasıl bir misyon üstlendikleri malum olan şahsiyetsiz kalemler, PKK-AKP ittifakıyla alt yapı çalışması sürdürülen yeni anayasa projesine lojistik ikmal sağlamaktadırlar" dedi.

 

"Hukuk skandalı"

Bahçeli, özellikle partilerinin İstanbul Milletvekili Engin Alan ve benzer durumda bulunan bir kısım milletvekilinin yaşadıklarını "Türk demokrasisine vurulan en ciddi darbelerden birisi" olarak ifade ederek, "Başta Sayın Engin Alan olmak üzere, milletvekili seçilen ve halen cezaevinde bulunan şahısların, itirazlarına rağmen tutukluluk hallerinin devam etmesi tam anlamıyla hukuk skandalıdır. Bu demokrasi ayıbının bir üst mahkeme tarafından ortadan kaldırılması her şeyden öncelikli hale gelmiştir" dedi. Bahçeli, "Yıllardan beri yılan hikâyesine dönen ve bir türlü sonuçlandırılamayan dava süreçlerinin insaf, vicdan ve adalet ölçülerinden tamamen uzaklaştığı da bir gerçektir. Suçlu olup olmadıkları henüz belli olmayan ve hukuken durumları netlik kazanmamış milletvekillerinin tutukluluk hallerinin sürdürülmesi Türk milletinin tercihine açıkça hakaret ve karşı tavırdır" diye konuştu.

 

Siyasallaşmış yargu vurgusu

Anayasa'nın 76.maddesinin ikinci fıkrasıyla, 2839 Sayılı Milletvekili Seçim Kanunun 11.maddesi milletvekilliğine mani hallerin sıralamakta olduğunu ifade eden Bahçeli, buna göre Engin Alan ve aynı durumda bulunanların da hukuken milletvekilli olmalarına engel herhangi bir durumlarının söz konusu olmadığının aşikâr olduğunu söyledi. Bahçeli, "Eğer seçilmiş kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanmasındaki inat ve ısrar sürerse, bu defa akıllara ister istemez belirli amaçların gözetildiği hususu gelecektir. Halen cezaevinde bulunan milletvekillerinin; 'kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphesi' doğrultusunda tutukluluk hallerinin devam etmesi yanlı karar veren ve siyallaşmış yargının en bariz örneğidir" dedi.

 

Hizbullahçılara gösterdiği eğilimi son itirazlarda göstermedi

Bahçeli, "Hizbullah militanlarını serbest bırakırken şüphe alameti görmeyen AKP güdümlü yargı anlayışı, nedense aynı eğilimi bu son itirazlarda göstermemiştir" diyerek, "22 Temmuz 2007 seçimlerine tutuklu olduğu halde bağımsız milletvekili adayı olarak katılan ve ardından da seçilen bir şahıs seçim sonuçlarının ilamından sonra serbest bırakılırken, Sayın Engin Alan ve benzer durumda olanların tutukluluk hallerinin devam etmesi AKP'nin yeni bir oyunu sahnelemeye çalıştığına işaret etmektedir" şeklinde konuştu. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçmişte PKK'yla kahramanca mücadele eden değerli bir şahıstan bugün rövanş alırcasına hareket edilmesi Türk milletinin aziz vicdanında hiçbir şekilde karşılık bulamayacaktır. Bu gelişmeler ışığında Türk yargısı ileri demokrasi zırvasıyla hareket eden AKP tarafından hücuma uğramış ve bağımsızlığı endişe verici şekilde zedelenmiştir. 12 Eylül Referandumunda üstünlerin hukukuna son vereceklerini iddia eden Başbakan Erdoğan, hukukun üstünlüğü yerine kendi üstünlüklerini ve AKP hukukunun hâkimiyetini tesis etmiştir."

Yargıyı eleştiren Bahçeli, "Tarafsızlığını yitiren, siyasal müdahalelere açık bir duruma gelen yargının verdiği kararların hiçbir inandırıcılığı olmayacağı gibi, adalet duygusuna da büyük bir zarar vereceği kuşkusuzdur. Geldiğimiz bugünkü aşamada, demokrasi ve millet egemenliği AKP'nin üstünlüğünü benimsemiş hukukçu zihniyeti tarafından kuşatılmış durumdadır" dedi.

AKP yöneticilerinin millet iradesine yapılan suikastları önleme yerine, "Çelişkili açıklamaları da ikiyüzlü siyasette alınan mesafeyi göstermesi bakımından ibretliktir" diyen Bahçeli, "Dün, aleyhine olan yargı kararlarını acımasızca eleştiren ve atanmışların seçilmişlerin önüne geçemeyeceğini iddia eden AKP hükümetinin, demokrasiden ve hukuktan yalnızca kendi işine gelenleri anladığı açıkça ortaya çıkmıştır" diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Gül'e sitem

Hakları askıda olan milletvekillerinin sorunlarının birinci gündem maddesi olması gerekirken, gerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den gerekse de Başbakan Erdoğan'dan yeni anayasa yapımı konusunda görüşler gelmesinin ise "düşündürücü olduğu kadar kuşku verici" de bulunduğunu savunan Bahçeli, "Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Nisan ayında bazı bağımsız adayların YSK tarafından müracaatlarının kabul edilmemesi karşısında gösterilen direncin ve tepkinin bir benzerine ahlaken bugünde ihtiyaç olduğu kuşkusuzdur" dedi. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son gelişmelerin ve AKP patentli yargı kararlarının hedefinde yeni anayasa konusunda itirazların engellenmesi ve var olan sorunlardan dolayı anayasal çözüm konusunda buluşulmasını temin çabaları belirleyici hale geldiği anlaşılmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi, vahim bir hal alan siyasi ve demokrasi krizinin, güdümlü yargı yoluyla ya da boykot niyetleriyle değil, TBMM içerisinde aşılacağına yürekten inanmaktadır. Partimiz, Başbakan Erdoğan'ı; samimi bir şekilde tavır almaya ve demokrasiyi savunmaya çağırmaktadır.
Türkiye'nin içine düştüğü karanlık süreçte kaybolmaması için sorumluluk mevkiinde bulunanların akıllarını başlarına almalarında sonsuz yararlar olduğu şüphesizdir."

 

"Yemin törenine eksiksiz katılacağız"

Milliyetçi Hareket Partisi'nin, TBMM'nin saygınlığına ve millet iradesinin vazgeçilmezliğine inandığından dolayı, yemin törenine tüm milletvekilleriyle eksiksiz katılacağını ve demokrasinin işlemesine destek vereceğini ifade eden Bahçeli, "Boykot kararı alanların, bunu aklından geçirenlerin, TBMM'ni kirli emellerine alet etmeye yeltenenlerin krizden, kavgadan ve kaostan beslenenler olacağı tartışmasızdır.TBMM'nde yapılacak olan milletvekilliği yemin töreni öncesi muhatapları tarafından bu tespitlerimiz üzerinde düşünülmesi ve müşterek duruş gösterilmesi elzem haline gelmiştir" dedi.

Başbakan Erdoğan ve partisini çok önemli bir samimiyet testinin beklediğini söyleyen Bahçeli," Kendilerine yapılmasını istemedikleri uygulamalar karşısında omurgalı tavır almaları için önlerinden tarihi bir fırsat durmaktadır. Kaybedecek vakit, boşa geçecek zaman ve heba edecek değer artık kalmamıştır" diye konuştu.