Bahçeli hem destek verdi hem uyardı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ergenekon soruşturması konusunda iktidara hem destek verdi, hem de uyarılarda bulundu.Bahçeli, soruşturma kapsamında gözaltına alınanların bir bölümünün TSK'nin emekli ve muvazzaf mensuplarından oluştuğunu hatırlatarak "Türk ordusunun karalama kampanyaları karşısında zayıf ve korumasız bırakılması bir yönetim zafiyetidir" dedi.
cumhuriyet.com.trMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında Ergenekon soruşturması kapsamında yaşanan gelişmelerle İsrail'in Gazze saldırısı ve ekonomik krizi değerlendirdi. Türkiye'nin siyasi mazisinin adına hareket, müdahale, muhtıra ve ihtilal denilen bir seri cebri yöntemle siyasetin kesintiye uğradığı sancılı süreçlerin tarihi olduğunu ifade eden Bahçeli, "Siyasetçiden umudu kesenlerin, inandıkları değerler üzerinde tehlikeler vehmedenlerin veya bir türlü milletle kucaklaşmayıp yönetimden uzak kalanların yıllardan beri en büyük arzusu demokrasiyi 'by pass' yaparak iktidara kısa yoldan ve sandık dışından gelebilmek olmuştur" dedi.
"İktidarın demokrasiye karşı yasadışı oluşumları ortaya çıkarması doğru"
Zor ve sancılı mücadelelerin eseri olarak bugünlere ulaşan demokrasinin üzerinde dolaşan kara bulutları ortaya çıkartmanın, anti demokratik arayışların önünü kesmenin çözümü siyaset içinde gören ve görmesi gerekenlerin en önde gelen görevi ve demokrasi borcu olduğunu dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu:
"Özellikle demokrasiye müdahale şartlarını hazırlayan zeminin, demokratik nizama yön veren siyaset kurumunun kutuplaştırıcı ve cephelere ayırıcı kısır siyasi çekişmelerden beslendiği tarihi bir vakıadır. Öte yandan bu çatışma ortamını kollayan hatta körükleyen odakların ortaya çıkmaya başladığı, demokrasi dışı arayışların terörden, sokak hareketlerinden, çeteleşmeden ve toplumsal huzursuzluktan aldığı destek ile hız ve ivme kazandığı da bir gerçektir.
Bu itibarla gerekçesi ve niyeti ne olursa olsun bütün eksik ve kusurlarına rağmen milletimizin artık kesin tercihini yapmış olduğu demokrasi yolunda, önüne çıkacak engellerin temizlenmesi, milli iradeyi sekteye uğratacak emarelerin takip edilmesi ve mani olunması kaçınılmaz bir milli sorumluluktur. Bu sorumluluktan hareketle, siyasi iktidarın demokrasiye karşı bütün yasadışı oluşumları ortaya çıkarması ve hukuk içinde çözerek sonuçlandırması doğal ve doğru bir yaklaşım ve olması gereken bir anlayışın takdir edilecek tezahürüdür. Bu açıdan adına Ergenekon denilen davanın, varsa demokrasimiz üzerindeki gölgesini ortadan kaldıracak, sorumlularını bulup ortaya çıkartacak adil yargılanma süreci önemli ve ciddiye alınması gereken bir gelişmedir."
"Hukuki süreçler üzerinden siyaset yapılmamalı"
Hukukun korunup, kollanmasının başta siyasi sorumluluk taşıyan hükümet olmak üzere herkesin en temel görevi olması gerektiğine işaret eden Bahçeli, adaletin gerçek anlamıyla mülkün temeli olduğunu söyledi. Hukuki süreçler üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmadıklarını belirten Bahçeli bu anlamda Ergenekon davasının sonucunu beklemek ve adalete güven duymak gerektiğine inandıklarını kaydetti. Bahçeli, "Hukukun güvenirliğine gölge düşürmemek, yargı bağımsızlığını sürdürebilmek için kurum ve kişiler kendilerine düşen özen ve sağduyuyu azami olarak göstermelidir. Bu süreçte adaletin gecikmeden tecelli etmesi ve adil yargılama hakkına titizlikle uygun davranılması hukuk devletinin vazgeçilmez bir gereğidir." dedi.
Ergenekon davasının çok sayıda tutuklu ile devam ettiğini, bunun yasal ve meşru olduğunu da ifade eden Bahçeli, "Bu konuda söylenecek söz yoktur. Ancak gelişmeler açılan davaya ilişkin iddianamenin bile yeni eklentilerle aylarca bitirilemeyeceğini işaret etmektedir. Davayla ilgili soruşturma ve kovuşturma sürecinin uzun sürmesi toplum üzerinde tedirginlik yaratacak, adalet ve hukuka olan inanç zedelenecektir. Dava kapsamında dönem dönem gözaltına alınan şahısların arasında hukukçular, üniversite öğretim elemanları, Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet ve basın mensupları, ticaret adamları ve siyasetçiler vardır. Bu davada suçlu bulunacak olanlar, hukuk kuralları içinde bunun sonuçlarına elbette katlanacaktır. Ancak düşünceleri ne olursa olsun hiç kimse hüküm giymeden suçlu ilan edilemez, suçlu olduğuna dair imalar ve bağlantılar kurulamaz. Bu yaklaşım hem ahlaki değildir hem de hukuki bir değer taşımamaktadır" diye konuştu.
Bahçeli, Ergenekon adı verilen dava kapsamında gözaltına alınan ve yargılaması devam eden şahısların bir bölümünün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emekli ve muvazzaf mensuplarından oluştuğunu da belirterek, TSK'nın rejim karşıtı gizli ve karanlık işlerle ilintili olduğuna dair kamuoyunda kanaat oluşturulmak istendiğini söyledi. Bahçeli şöyle konuştu:
"Hangi kurum ve kuruluş mensubu olursa olsun, suç işleyenlerin tespiti ve cezalandırılması ayrı bir konudur, bu suça iştirak ettiği iddiası ile bütün bir kurumun, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin zan ve itham altında bırakılması farklı bir konudur. Terör örgütü ile kahramanca mücadeleyle geçen yılların ardından binlerce şehit ve gazi vermiş ve bugün bu mücadeleyi başarı ile sürdürmeye çalışan Türk ordusunun karalama kampanyaları karşısında zayıf ve korumasız bırakılması bir yönetim zafiyetidir."
"Bu sancılı süreç eski hatalar ıtekrarlamadan aşılmalı"
Cumhuriyet olmadan demokrasinin yaşayıp gelişmesinin mümkün olmadığını, cumhuriyetin korunması için demokratik kurallardan sapılması ya da demokrasiyi koruma adına "istibdat" arayışlarına girilmesinin hem cumhuriyet hem de demokratik rejimin sonunu hazırlayacağı uyarısında bulunan Bahçeli, "Türkiye bu sancılı süreci, eski hataları tekrarlamadan toplumsal sağduyusunun rehberliğinde mutlaka aşmalıdır. Aksi halde gerilim ve çatışmaların sürmesi ve intikam çığlıklarının devamı halinde, demokratik rejimin ve hukuk devletinin geleceğinin kararacağını söylemek ve bugünün bile aranacağını öngörmek kehanet olmayacaktır" dedi.
"Ara ve kara rejimler"
Demokrasinin üzerindeki süregelen tehditlerin en önemli ayağının "ara ve kara rejim" arayışındaki odaklar ve müdahale için fırsat kollayan mihraklar olduğunu belirten Bahçeli, AKP'nin 6 yıldır "kriz üreten siyaset çarkının içine düştüğü ve kurumları cepheleştirerek, değerleri çatıştırarak kamplaşmış bir toplumsal yapımın körükleyicisi" olduğunu savunarak, "Türkiye'mizin çok büyük ve son derece vahim iç ve dış sorunlarla boğuştuğu bir karanlık dönemde adına ne denilirse denilsin; rövanş, düello veya hizaya getirme, siyaset bu ilkel dürtülerin esiri olmamalı, bütün Türkiye'yi kapsayacak ve rahatlatıcı mesajlarla yüklü bir yönetim kucaklaması ortaya konulmalıdır" dedi.
Bahçeli, muhalifleri sindirme, farklılıkları törpüleme, değişik sesleri susturma, demokrasiyi tahrip etme niyetlerinin somutlaştığı bir dönemden geçildiğini vurgulayan Bahçeli, AKP'nin bütün siyasi düşüncelere saygı ile yaklaşması gerektiğini kaydetti. Bahçeli "Aksi tutumların devamı halinde, AKP'nin elindeki sayısal çoğunluk bir demokratik güç ve imkan olmaktan çıkacak, siyasetini sakat bir demokrasi ve sorunlu bir milli irade anlayışından beslenen tek parti diktasının ya da Baas rejimi arayışlarının tehlikeli darboğazlarına sürükleyecektir" diye konuştu.
Başbakan'a İsrail eleştrisi
Konuşmasında İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısını ve hükümetin tavrını da değerlendiren Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın "İsrail'in vahşetine ortak olmanın yarattığı suçluluk telaşı ve panik psikolojisi" içinde çırpındığını ve şiirler okuyarak, hamasi nutuklar atarak, Türkiye'nin itibarını koruyabileceğini düşündüğünü kaydederek, "İsrail'e karşı yaptırım uygulamayan ülkelere; İsrail'e ne borcunuz var ki hareketsiz kalıyorsunuz diye soran Başbakan'ın şimdi yapması gereken, Türk milletinin karşısına dürüstçe çıkıp kendi hareketsizliğinin İsrail'e olan hangi borçtan kaynaklandığını açıklamasıdır" diye konuştu.
Hükümete çağrı
Bahçeli, ekonomik krizi de değerlendirdiği konuşmasında AKP'nin "ekonominin dümenini kayalıklara çevirerek, çarpışmayla sonlanacak mutlak akıbeti sadece seyretmekle" yetindiğini söyledi. Son günlerde artan ve toplumun her kesiminde dikkatle takip edilen siyasal ve hukuki tartışma ve gelişmelerin ekonomideki sorunların gizlenebileceği bir sığınak olmaması gerektiğini kaydeden Bahçeli, hükümete de "Ekonominin gerçek sorunlarını ötelemek için sanal gündem icat ve imal etmeyi artık bir kenara bırakınız. Ülkemizin ve vatandaşımızın gerçek gündemi ile yüzleşiniz. Çözemeyecekseniz bir kez olsun siyasi erdem gösterip başarısızlığınızı itiraf ediniz" çağrısında bulundu.