Azeri avukatın dramı
Ülkesine dönerken, aktarmalı uçuş nedeniyle, birkaç saatliğine Türkiye’ye uğrayan Azeri avukat İntigam Aliyev’in başına gelmeyen kalmadı... Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı, şiddet gördü, sınır dışı edildi.
cumhuriyet.com.trAliyev’in ilk davası yarın Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak. İkinci dava ise 18 Aralık Salı günü Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Yaşadıkları nedeniyle AİHM’ye başvuran Aliyev de Azerbaycan’dan gelerek davalara katılacak.
Aktivist avukat Aliyev (50), 6 Aralık 2011 gecesi, Litvanya’dan ülkesine dönüyordu. Uçağın aktarma yaptığı Atatürk Havalimanı’nda, pasaport kontrolünü yapan polisin uslübuna tepki gösterince, tartışma çıktı. Pasaporttaki polise “amele” dediği gerekçesiyle özür dilemeye zorlandı. Özür dilemeyince, bir süre “Sorunlu Yolcu Odası”nda bekletildi. Sonra da gözaltına alındı. 7 Aralık günü saat 21.15’e kadar karakolda tutuldu. Polislerin sert tutumu ertesi gün de değişmemişti. Aliyev, yeni bir bilet parası ödedikten sonra sınır dışı edildi. Aliyev’e yönelik şiddet Bakû’daki doktorlarca raporlaştırıldı. Yüzünde, kafasında vücudunun alt kısımlarında darp izlerine rastlandı. Aliyev, 16 Aralık 2011’de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulundu. Polislerce, birkaç kez dövüldüğünü, yumruklandığını, elleri kelepçeli alanda dolaştırıldığını, kelepçelerinin uçağa binmesine birkaç dakika kala açıldığını söyledi. Savcılık, iddiaların soyut olduğunu belirterek, 3 Ocak 2012’de polisler hakkında takipsizlik kararı verdi. Aliyev’in karara yaptığı itiraz reddedildi.
Polis memurlarının şikâyeti üzerine ise Aliyev hakkında toplam 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamelerde, Aliyev’in “Terbiyesiz, senin müdürün kim? Amele, süründüreceğim sizi, göreceksiniz” dediği öne sürüldü. Savcılar, Aliyev’in ifadesini almaya bile gerek duymadılar.
‘Sarsıldım’
Aliyev mahkemeye gönderdiği dilekçede “Atatürk Havaalanı’nda yaşanan şiddetten çok sarsıldım. Ama beni daha çok sarsan o dayak ve darbeler değil, bunun birçok insanın, polislerin, güvenlik çalışanlarının gözü önünde uygulandığı halde, insanların korkudan yardımcı olmak istememesi, görevleri yolcuların güvenliğini korumak olan polislerin ‘kes’ ‘sus’, ‘konuşma’ diyerek şiddet uygulayanlara destek olmasıydı” dedi.