Aynı gökyüzünün altında

Kutluğ Ataman'ın Tiyatro Festivali için hazırladığı 'Sılsel' adlı performansa herkes katılabilir.

cumhuriyet.com.tr

Çağdaş sanatçı Kutluğ Ataman’ın 18. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında “Sılsel” adlı özel bir proje gerçekleştireceğini, festival programı açıklandığında öğrenmiştik. Önceki gün Ataman’ın da katıldığı İKSV’deki buluşmada ise projenin detaylarına hâkim olduk.

Bu buluşma öncesine kadar bildiğimiz Ataman’ın Mardin’de baskı sanatçısı Nasra Şimmes’in evinin tavanında gördüğü, “Sılsel” adlı turkuvaz renkli zikzaklardan oluşan dikdörtgen bir motiften yola çıkarak bir performans gerçekleştireceğiydi.

Rivayete göre türlü baskılardan sokağa çıkamayan Süryanilerin gökyüzü özlemini gidermek için yaptıkları bu tasvir aracılığıyla Ataman, şimdi Türkiye’de yaşayan herkesi, hep beraber bir oyun yazmaya çağırıyor. Üstelik “Yeni sivil anayasayı hep beraber oluşturmak gibi bir şey bu” diyor. Nasıl mı?

“Sılsel”in anlamını öğrendikten sonra aklına şu düşünceler üşüşüyor Ataman’ın: “Sosyal yaşamın, politikanın bir metaforu olarak gökyüzünü oluşturan bizleriz. Herkesin özlemini, isteğini bir kumaş parçasına dökeceği bir gökyüzü nasıl örülür, nasıl dikilir? Sivil hayatın bir yansıması olacak bu dilekler yeni anayasa sürecine katılımın bir parçası olabilir mi? Resmi tarihle formatlanmış bizler, özlemlerimizi bu mektuplar aracılığıyla geleceğe bırakabilir miyiz?”

“Türkiye’ye yazılmış mektuplar” altbaşlığını taşıyan bu performansa katılmak için 12-30 Mayıs tarihleri arasında Galata Rum Okulu’na uğrayan herkesin yapması gereken tek şey, 45cm. enindeki bir kumaş parçasına kendi “sılsel”ini yapması. Gelelim projenin tiyatroyla bağına. Performanstan heykele uzanan bu kolektif çalışma için, “Galata Rum Okulu’nda herkesin parçası olacağı ve orada yazılacak bir oyun çıkaracağız. Mektup sahibi ‘sahne’de kendi mektubunu diğerlerine ekleyecek” diyor Ataman.

İlk iki parça ise hazır. Biri Nasra Kadın’ın motifi, diğeri ise Türkçe ve Kürtçe yazılmış bir metin. Hepsi uç uca dikilerek birbirine eklenecek bu mektuplar her gece rulo şeklinde toplanıp asılacak. 30 Mayıs’ta ortaya çıkacak “gökyüzü özlemi”ni bu mektuplardan hep beraber okuyacağız. Ardından “olimpiyat meşalesi” gibi dünyayı dolaşacak, başka coğrafyaların özlemlerini de biriktirecek.

Ataman’ın altını çizdiği en önemli nokta ise proje için toplumun her kesiminden katılımı sağlamak. Bu sorumluluğu ise İKSV üstleniyor. İKSV’nin genel müdürü Görgün Taner, geniş katılım için 400’ün üzerinde kurum ve STK ile bağlantıya geçtiklerini söylüyor. “Diyelim katılım az oldu ve ortaya güdük bir gökyüzü çıktı, bu da bir gösterge” diye ekliyor Ataman.