Avusturya’dan Türkiye’ye ambargo kararı

AVUSTURYA Parlamentosu'nda, Yeşiller Partisi tarafından gündeme getirilen Türkiye'ye silah ambargosu uygulanması yönündeki tasarı, oybirliğiyle kabul edildi. Gerekçe olarak, "darbe girişiminin ardından terörle mücadele kapsamında muhaliflere yönelik operasyonlar, gazeteci, yazar ve akademisyenlerin gözaltına alınmaları ve tutuklanması, toplu memuriyetten çıkarmalar ve askeri operasyonlarda sivillerin hayatını kaybetmesi" gibi nedenler sıralanıyor.

cumhuriyet.com.tr
Yeşiller Partisi Güvenlik Politikaları Sözcüsü Peter Pilz'in önerisini onaylayan parlamentodaki 6 parti, Türkiye'ye silah satışının durdurulması yönünde karar aldı.

Pliz'in karara sevindiğini aktaran Kronen Zeitung gazetesi, Yeşiller milletvekilinin, "Avusturya bugün itibariyle Türkiye'de Erdoğan rejimine yaptırım uygulayan ilk ülke oldu. AB'yi bizim gibi davranmaya davet ediyoruz" dediğini aktardı.

GEREKÇE, DARBE GİRİŞİMİ SONRASI YAPILAN UYGULAMALAR

Peter Pilz, yaz aylarında, "Avusturya'dan gönderilen silahlar Suriye'de savaş bölgesinde radikal İslamcı grupların eline geçiyor" diyerek yine Türkiye'ye karşı silah ambargosu uygulanmasını istemişti. Bu kez ambargo gerekçesi olarak, "darbe girişiminin ardından terörle mücadele kapsamında muhaliflere yönelik operasyonlar, gazeteci, yazar ve akademisyenlerin gözaltına alınmaları ve tutuklanması, toplu memuriyetten çıkarmalar ve askeri operasyonlarda sivillerin hayatını kaybetmesi" gibi nedenler sıralanıyor.

AVUSTURYA HÜKÜMETİ, PARLAMENTO KARARINI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURACAK

Kararda, “Bu nedenle bu şartlarda Avusturya'dan Türkiye'ye savaş malzemeleri, savunma silahları, askeri ve polisin kullanabileceği malzemelerin gönderilmemesi gerektiği düşünülmektedir" denildi ve Avusturya Hükümeti'nden Türkiye'ye silah satışını durdurması istendi.

Kararın hükümet açısından hukuki olarak bağlayıcılığı bulunmamakla birlikte, Avusturya Hükümeti'nin parlamentonun oybirliğiyle aldığı kararı göz önünde bulunduracağı yorumları yapılıyor. Önerge sahibi Peter Pilz ve Avusturya Sosyal Demokrat Partisinden (SPÖ) Andreas Schieder, bu görüşte olan parlamenterler arasında.