"Avukatlık yaptığımız için buradayız"
DHKPC operasyonu kapsamında gözaltına alınan 11 avukata, Çağdaş Hukukçular Derneği'nin yaptığı basın açıklamaları, Dursun Karataş, İbrahim Çuhadar, Hasan Selim Gönen ve Erdal Dalgıç'ın cenazelerine neden katıldıkları, gizli tanık ifadesine göre, gözaltına alınan müvekkillerine "susma hakkını kullandırmaları" soruldu.
cumhuriyet.com.trÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay, savcılıkta Halkın Hukuk Bürosu baskınını anlattı. 10 yıldır bu büroda avukatlık yaptığını ifade eden Tanay, “Gece saat 04.00 sıralarında büronun kapısı çalındı. Kim o diye sordum. Polis olduğunu söyledi. Savcının orada olup olmadığını sordum. Bana bir şey söyelemeden kapıyı kırmaya başladılar. 5 dakika sonra içeri girdiler. Saat 05.00 savcılar Adem Özcan ve İdirsi Kurt geldi. Avukat aramalarında savcı bulunmak zorunda dediğimde Adem Özcan, üzgün olduğunu, yolu karıştırdığını söyledi. Baro temsilcisine de haber verilmemişti.” Daha sonra, ÇHD'de yapılan arama işlemine nezaret etmek üzere derneğe götürüldüğünü ifade eden Tanay, “Arama işlemi bittikten sonra polis otosunda saldırıya uğradım. Araçta üzerime oturudular. Emniyette parmak izi alımı sırasında, üst arama sırasında kötü muameleye maruz kaldım. Onlarca polis üzerime çıktı. Ayaklarıyla üzerine bastılar. Zorla tükürük örneği aldılar. İki gün boyunca su ve şeker vermediler. Avukat görüşme odasında Skytürk programında kendilerini işkenceci olarak niteleyip kötülediğimi söylediler. Uzun süredir polis tarafından tehdit ediliyordum. Şikayette bulunmuştum” dedi. Tanay, büroda bulunan sinyal arayıcı ve jammerle ilgili de şunları söyledi:
"Büromuzda bir yıl önce dinleme cihazı bulduğumuz için sinyal arayıcı ve jammer cihazı aldık. Bu konuda savcılığa şikayette bulunmuştuk. Bize herhangi bir yanıt verilmedi. Herhangi bir terör örgütüne üye değilim. Bu konudaki suçlamayı kabul etmiyorum.”
İşkence davası açtığım için...
ÇHD Ankara Şube Yöneticisi Betül Vangölü Kozağaçlı, ifadesinde şunları söyledi: “Gözaltına alınırken kötü muameleye maruz bırakıldım. Zorla tükürük örneğim alındı. Avukatlık mesleğimi yaparken, işkenceye karşı geldiğim için bu konuda çeşitli davalar açtığım için cezaevindeki kötü muamelelere karşı kişilerin ve yakınlarının haklarını savunduğum için emekçilerin, memurların, öğrencilerin haklarını savunduğum için, polis kurşunuyla öldürülenlerin ailelerini savunduğum için, kolluk tarafından kin duyulan, ortadan kaldırılması gereken bir hedef haline geldim. Gözaltı takiplerinde hukuksuzluğa izin vermediğim için tehdit edildim. Birtan Altınbaş, Engin Çeber ve Soner Çankal davaları katılıdığım davalardan örnekleridir. Benim gibi düşünen bir çok avukat ile haraket ettim.”
Susma hakkı kullandırdın mı?
ÇHD üyesi avukat Naciye Demir, DHKPC üyesi olmadığını, herhangi bir yasadışı örgüt propagandası yapmadığını belirterek, “Halk Cephesi, Yürüyüş dergilerinin avukatlığını yapıyorum. Halk Cephesi yasal bir dergidir. Halkın Hukuk Bürosu üyesi değilim. Halkın Hukuk Bürosu'nun DHKPC ile irtibatının olmadığını biliyorum” dedi. Demir'e gizli tanık Çelik'in “İsmini Naciye olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder. Gözaltında bulunan şahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbbr şeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum” dediği ifade edildi. Naciye Demir ise şunları söyledi: “Müvekkillerime hukuki çerçevede yardımda bulunup, haklarını hatırlatıyorum. Bunlara uyup uymama kendilerinin bileceği bir iş. DHKPC üyeliği suçlamasıyla yakalanan veya diğer suçlardan yakalanan müvekkillerime özellikle dosyada gizlilik kararı bulunduğu takdirde susma hakkını kullanmalarını öneririm. Bu haktan faydalanmak onların bileceği bir iş.”
Demir, katıldığı 43 basın açıklamasıyla ilgili soruya da şu yanıtıt verdi: “Anayasal ve demokratik haklarımı kullanarak, ÇHD üyesi olarak bulunduğum, parti ve sendikaların katıldığı eylemlerdir. Bu eylemler suç içermemektedir. Bu eylemlerle ilgili suçlamaların dosyadan çıkarılmasını istiyorum. Bu eylemlerin bu şekilde resimlenerek arşivlenmesi hukuka aukırıdır. Dursun Karataş, İbrahim Çuhadar,Hasan Selim Gönen ve Erdal Dalgıç'ın cenazelerine katıldım. Bu 4 kişinin ailesinin avukatlığını yapıyorum. Cenaze defin işlemi bitene dek meslaeki faaliyetlerim kapsamında nezaret ettim.”
İstatistik hazırlanmış...
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Barkın Timtik'in avukatı Nazan Yaman, “Dosyada grafiklerle, tablolarla karşılaştık. 2010- 2012 yılları arasında 470 kişi gözaltına alınmış. 45'inin avukatlığını Barkın yapmış. Baroya kayıtlı 25.894 avukat var. 4964'ü CMK da görevli. Halkın Hukuk Bürosu'nun CMK görevi oranı, yüzde 0.0025. Avukatlığını yaptıkları kişilerin yüzde 76'sı susma hakkını kullanmış. Yüzde 24'ü ifade vermiş. Diğer avukatlarda ifade verme oranı ise yüzde 95. Bu duruma baroların derhal müdahale etmesi gerekiyor. Neden müvekkilleriniz etkin pişmanlıktan yararlanmadı diye soruyorlar” dedi.