Atatürk'e saldırıyı RTÜK görmedi
RTÜK, geçmişte "Atatürk'e hakaret"ten 15 ay hapse mahkûm olan eski Milli Gazete yazarı Hakan Albayrak'ın "Mustafa Kemal ırkçıydı. Cumhuriyet'in ilk çeyrek yüzyılı tamamen ırkçı bir dönemdi. Cumhuriyet zaten her bakımdan yanlış kurulmuştur" ifadelerinde sakınca görmedi.
cumhuriyet.com.tr“Atatürk’e hakaret”ten geçmişte 15 ay hapse mahkûm edilen eski Milli Gazete yazarı Hakan Albayrak, katıldığı bir televizyon programında Atatürk için “Mustafa Kemal düpedüz ırkçıydı, dilde bile ırkçıydı. İlk çeyrek yüzyıl tamamen ırkçı bir dönemdi. Cumhuriyet zaten her bakımdan yanlış kurulmuştur” dedi. RTÜK hukuk müşavirliğinin skandal raporunu dayanak alan Üst Kurul oybirliğiyle Atatürk’e yönelik “ırkçı” yakıştırmasını tescil etti.
“Bu kadarına pes” dedirten skandalla ilgili süreç şöyle gelişti: Habertürk televizyonunda yayımlanan bir programın 15 Ocak tarihli bölümünde İslam ve İslami hareketlerin İmralı görüşmelerine yaklaşımı konu edildi. Programa katılan eski Milli Gazete yazarı, Sancaktar dergisi Genel Yayın Yönetmeni Albayrak’ın Atatürk’e yönelik ifadeleri üzerine RTÜK telefon yağmuruna tutuldu. İzleme ve değerlendirme dairesinin raporunun ardından Üst Kurul, hukuk müşavirliğinden görüş istedi.
Skandal yorumlar
Müşavirliğin, başkanlık makamına gönderdiği 26 Şubat tarihli, Arslan Narin imzalı görüşünde “skandal” yorumlara yer verdi. Hukuk müşavirliği şu yorumları yaptı: “(...)Albayrak, programda Atatürk milliyetçiliğinin etnik bir milliyetçilik olduğunu, Atatürk’ün Türklüğü bir ruh hali veya bir vatandaş kimliği olarak gördüğü şeklindeki yerleşik anlayışın yanlış olduğunu, Mustafa Kemal’in düpedüz ırkçı olduğu, dilde dahi ırkçı olduğunu, Gençliğe Hitabe’sinde geçen asil kan sözünün bunun bir tezahürü olduğunu belirtmiştir. Albayrak, devam eden konuşmasında, bütün Cumhuriyet tarihinin bu şekilde olmadığını, yüzyılın ilk çeyreğinde böyle bir anlayışın hüküm sürdüğünü ve bu şekilde Cumhuriyet yönetiminin yanlış kurulduğunu ifade etmiştir.” Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Yasa’ya atıfta bulunan müşavirlik, “(...)Düşünce açıklamalarının ceza kanunlarının veya yaptırım öngören diğer kanunların konusu haline gelmesi ve özellikle kamu görevlilerine, politikacılara ya da devlet kurumlarına yönelik ifadelerin ceza tehdidi altında tutulması, otosansür riskini artırmakta ve kamusal konuların özgürce tartışılmasını tehdit etmektedir. İfade özgürlüğü sınırları içinde beyan edilen ifadelerin felsefi anlamda yaptırımı yine başka bir düşünce olmalıdır.”
‘Hakaret kastı yoktu’
Müşavirlik, Albayrak’ın programda sırf hakaret kastıyla hareket etmediğini, belli bir kişi ya da hükümeti hedeflemediğini ileri sürerken şunları kaydetti: “...programın tartışma konusuyla ilgili kamuoyuna hitap ettiği ve kullanılan ifadelerin tarihi-politik bir dönemin uygulamalarının nitelendirilmesine yönelik olduğu ve özel bir hakaret kastının olmadığı, ileri sürülen fikirlerin eleştiri sınırları içinde ve ifade özgürlüğünün ulusal ve uluslararası düzenleme ölçütlerine uygun olduğu...”
Müşavirliğin bu görüşleri Üst Kurul’da ele alındı. Tartışmaların ardından yapılan oylamada 3 üyenin karşı oyuna rağmen 6 üyenin oyuyla kanala ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi. RTÜK böylece, “Atatürk düpedüz ırkçıydı...” ifadelerini tescilleyen bir Cumhuriyet kurumu olarak tarihe not düştü.