Atalay'dan gensoruya yanıt
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Meclis'te hakkında düzenlenen gensoruya sert bir şekilde yanıt verdi. Atalay'ın savunmasını yaptığı sırada Meclis'te tansiyon karşılıklı atışmalarla yükseldi.
cumhuriyet.com.trMeclis Genel Kurulu'nda 310 oyla gündeme alınması reddedilen gensorunun öngörüşmeleri sırasında konuşan Bakan Atalay, kapatılan DTP'nin genel başkanı Ahmet Türk'le görüştüğünü ancak görüşmenin 'gelişler sırasında herhangi bir yasadışı işleme meydan verilmemesi' üzerine olduğunu söyledi. Türk'ün kendisine bizzat Habur'a gideceğini belirterek 'bunları önleyeceğim' dediğini kaydeden Atalay, "Ama birçok şey önlenememiştir. Ben de ondan sonraki basın toplantısında 'Sürece büyük bir darbe vurulmuştur' demişimdir" diye konuştu.
Yaptığı görüşmeyi basın toplantısıyla açıkladığını, İçişleri Bakanı olarak yaptığı her görüşmeyi açıklamak zorunda olmadığını da söyleyen Atalay, bakanlığı döneminde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la da birkaç kez görüştüğünü ama hiçbirisinin basında yer almadığını kaydetti. Baykal'a görüşmeleri sırasında bilgi sunduğunu, bazı tasarılar hakkında destek istediğini kaydeden Atalay, bunun normal olduğunu söyledi.
Görüşülmesinin değil görüşülmemesinin iyi bir şey olmadığını ifade eden Atalay, CHP ve MHP Genel Başkanları'nın açılımla ilgili başbakana randevu vermediğini hatırlatarak o nedenle bu tür görüşmelerin 'tuhaf' geldiğini savundu. Ahmet Türk'le yaptığı görüşmede, gensoruda yer alan cümleyi söylemediğini belirten Atalay, "Nedense, ne ana muhalefet, ne yavru muhalefet buna inanmıyor. Sadece bir kişiye inanıyor. O da şu anda cezaevinde olan birisi" dedi.
"Böyle Meclis, böyle bir muhalefet olur mu"
Muhalefetin tepki göstermesi üzerine Atalay, "Böyle bir Meclis, böyle bir muhalefet olur mu" karşılığını verdi. Habur'dan girişlerle ilgili tüm işlemlerin hukuk çerçevesinde olduğunu ancak muhalefetin 'çadır mahkemesi' diyerek yargıyı rencide ettiğini kaydeden Bakan Atalay, önerge üzerine konuşan CHP sözcüsünün söylediklerinin yüzde 90'ının yalan olduğunu savundu.
Muhalefeti 'yalan ve iftiralarla gensoru vermek'le suçlayan Atalay "Bir de mektup yalanı var. Tutanakta böyle bir mektup yok. Yalan, böyle bir şey yok. Biz öyle teröristbaşı, illegal örgütlerle falan pazarlık yapmadık, yapmayız. Onu bu Meclis çatısı altında kimseye yakıştırmayız" dedi.
Terörün sonlandırılmasının yolunun terör örgütünün silah bırakmasından geçtiğini ifade eden Atalay şöyle konuştu:
"Eğer eli silahlı bazı kişiler silahlarını bırakıp ülkeye geliyorlarsa, bu terörle mücadelenin hedeflediği durumlardan biridir. Meclis ve muhalefet olarak böyle bir ciddi konuda insaflı olun. 'AK Parti bunu çözecek' diye rahatsız oluyorsunuz. Bu çözülecek, terör bitecek... Türkiye'de kardeşlik kurulacak ve siz gelecekte milletin zihninde yargılanacaksınız. Çağdışı, ilkel bir statükonun temsilcisi olan görüşleriniz rafa kalkacak. AK Parti hükümetleri olarak, Türkiye'nin kronik sorunlarını çözmekle meşgulüz. Sorunları istismar etmek, çözümsüzlüğü savunmak kolaydır, muhalefetin yaptığı gibi... Zor olan, çözmektir. Zira sorunları çözmek, irade, cesaret ister, kararlılık gerektirir, vizyon gerektirir, en önemlisi de güçlü bir liderlik gerektirir."
"Rakılı-ciğerli yemeklerinde neler konuşmuşlar?"
Atalay, Genel Kurul'da BDP ve CHP'liler arasında yaşanan'ittifak' tartışmasına ise Ahmet Türk'le Baykal'ın görüştüklerine ilişkin çok şeyler bildiğini söyleyerek katıldı. Atalay, "Rakılı-ciğerli yemeklerinde neler konuşmuşlar? Bunlar anlatılıyor" dedi.
Muhalefete terör konusunda "Gelin oturalım, bu sorunu çözelim, bunu görüşelim. Ama iki muhalefet partisi bunu konuşmuyor bile. Peki siyasi partiler ne için vardır? Ülkenin sorunlarını konuşmayacaksa, ülkenin sorunlarını çözmeyecekse, siyasi partinin ne anlamı vardır" diye seslenen Atalay, muhalefetin 'bu çözülmesin, devam etsin' dediğini öne sürdü.
Atalay, "Bundan nemalananlar, statükonun temsilcileri, bunların çözülmesini istemiyor. Bu, parlamento dışında da var. Dış ülkelerde de var. Ama biz biliyorduk, yola çıkarken... Birilerinin bunu engellemek için uğraşacağını, birilerinin bu konularda ne kadar acımasız karşı çıkacağını biliyorduk. Provokasyonlar olacağını biliyorduk, onun için de gayet tedbirliyiz, gayet kararlıyız ve samimiyetle inşallah ülkemizde kardeşlik tesis edilecek, güçlendirilecek" şeklinde konuştu.
"Allah'a havale ediyorum"
Atalay, 'Milli Birlik ve Beraberlik Projesi'nin üniter yapıyı güçlendireceğini savunarak "Biz istedik ki milletin temsilcileri Meclis, el ele versin bu konuda. Ama Meclis vermiyor. Bizim muhatabımız millet.Milletin desteğiyle bu projemizi yürütüyor ve yürüteceğiz. Herkes için daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük... Sloganımız bu. Yaptığımız bütün çalışmaların özünde bunlar olacaktır. Tamamıyla hukukun içinde kalarak, bu çalışmaları yürüteceğiz. İftira ve dedikodulara dayanarak hakkımda gensoru verilmesinin mantıkla izah edilecek bir tarafı yoktur. Bütün bu açıklamalara rağmen karalama kampanyalarına devam edenleri milletime havale ediyorum, Allah'a havale ediyorum. Muhalefeti de sağduyulu olmaya davet ediyorum." diye konuştu.
İlgili haberler için tıklayınız: