Astrolojiye karşı çağrı

Astroloji ile astronomi başlangıçta iç içeydi. Gerçeği olgularda arayan ve olguları da gözlem ve deney kanıtlarına dayandıran bilimsel düşüncenin ve yöntemlerin gelişimine bağlı olarak astronomi astrolojiden ayrılmaya başladı.

cumhuriyet.com.tr

Bilimi bebeğe, bebeğin ilk yıkandığı suyu da astrolojiye benzeten büyük bilimci Kepler, “kirli banyo suyunu atarken onunla birlikte bebeği de atmayın” uyarısını yaparken, yüzyıllardan beri süregelen astroloji astronomi ilişkisine atıfta bulunuyordu.

Daha sonraki yüzyıllarda bilimin büyük yükselişiyle, astronomi, astrolojiyle olan ortak yolundan tamamen ayrıldı ve çok sayıdaki bilimsel keşifler astrolojinin dayandığı temelleri çürüttü.

Bugün biz astroloji adıyla anılan ve sanki bir bilimsel disiplinmiş gibi sunulmaya çalışılan etkinliğin gerçekte bilimle hiçbir ilişkisi olmayan bir büyü ve fal etkinliği olduğunu biliyoruz.

Ancak astrolojinin bilimsel olarak çürütülmüş olması, onun kitleler üzerindeki yanıltıcı etkisinin kendiliğinden ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor. Öyle olsaydı, örneğin genel görelilik ve kuantum teorilerinin bile geliştirilmiş olduğu 20. yüzyılın ikinci çeyreğinde Nazi Almanya’sında astrolojiye olan yüksek ilgi düzeyini açıklayamazdık. Astrolojinin geriletilmesi için onun sadece bir astrofaldan ibaret olduğunun kitlelere gösterilmesi gerekiyor.

 

İnsanlar astrolojiye niçin inanır?

ABD’li bilim yazarı Lawrence E. Jerome 1977 yılında bunu yaptı ve Astroloji Çürütüldü isimli kitabında astrolojiyi çürüten kanıtları ortaya koydu. Jerome ayrıca bir astronomi ve bir felsefe profesörü ile birlikte hazırladıkları ve aralarında 19 Nobel bilim ödüllü bilim insanının da bulunduğu 192 ünlü bilim insanının imzaladığı “Astrolojiye Karşı Çıkış” başlıklı bildiriyi de kitabına aldı. Bu tarihsel bildirinin metni şöyledir;

“ Değişik bilimsel alanlarda çalışan bilim insanları, astrolojinin dünyada artan yaygınlığından kaygı duyuyor. Aşağıda imzası bulunan biz gökbilimciler, astrofizikçiler ve diğer alanların bilim insanları, kamuyu, astrologların özel veya basın yayın aracılığıyla verdikleri salıkları ve öngörüleri sorgulamadan onamamaları konusunda uyarmak istiyoruz. Astrolojiye inanmak isteyenler, astrolojik öğretilerin hiçbirinin bilimsel temelinin olmadığını bilmelidirler.

Eski zamanlarda insanlar astrologların salıklarını tuttular, öngörülerine inandılar çünkü astroloji onların büyüye dayalı dünya görüşlerinin bir parçasıydı. Bu insanlar gökcisimlerini tanrıların temsilcisi ve işaretleri olarak gördüler ve bunlarla Yer’deki olayların ilişkisini kurdular. Onların gezegen ve yıldızlarla Yer arasındaki devasa uzaklıklara ilişkin hiçbir bilgileri yoktu.

Günümüzde bu uzaklıklar bilinip hesaplandığından, uzak gezegenlerin ve çok daha uzaktaki yıldızların çekimsel ve diğer etkilerinin ne denli sonsuz küçük olduğunu anlayabiliriz. Doğum anında gezegen ve yıldızların uyguladığı kuvvetlerin geleceğimizi yönlendirebileceğini sanmak basit bir yanılgıdan başka bir şey değildir. Uzak gökcisimlerinin konumlarının, belli günleri veya dönemleri, belli işleri yapmak için uygun kıldığı veya belli işaretler altında doğmuş olmanın, o kişiyi diğer kişilerle uyumlu veya uyumsuz kılacağı da doğru değildir.

Yaşadığımız bu belirsiz dönemde çoğumuz, karar vermede bize yol gösterenlerin sağladığı rahatlamaya gereksinim duyuyoruz. Bu insanlar, bizim denetimimiz dışındaki yıldız güçlerinin önceden belirlediği kadere inanmak istiyorlar. Ancak hepimizin gerçekleri görmesi ve geleceğimizin yıldızların elinde olmayıp kendi elimizde olduğunu anlaması gerekiyor.

Aydınlanma ve eğitimin yaygın olduğu günümüzde büyü ve batıl temelinde yükselen inançları sergilemenin gereksizliği ortadadır. Ancak astrolojiye olan inanç, çağdaş toplumun her katmanına sızmıştır.

Bizler, özellikle medyada, saygın gazetelerde, magazin dergilerinde ve kitaplarda astrolojik haritaların, kehanetlerin ve horoskopların eleştirel olmayan yayımının yaygınlık kazanmasından rahatsızlık duyuyoruz. Bu davranışlar yalnızca usdışılığın ve okültizmin yayılmasına yardımcı olur. Artık astroloji şarlatanlarının aldatıcı savlarına şiddetle ve dolaysız olarak karşı çıkma zamanının geldiğine inanıyoruz.

Şurası açıkça bilinmelidir ki, astrolojiye inanmaya devam eden kişiler, bunu, inançlarının bilimsel temelinin olmadığını ve aslında astrolojiye karşı güçlü kanıtların olduğunu bile bile sürdürüyorlar demektir.”

Kaynak: Lawrence E. Jerome, Astroloji Çürütüldü, Çeviren: E. Rennan Pekünlü, İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları; Ocak 2009, 196 sayfa.

 

Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com