Aşırı terlemeye ETS ameliyatı ile son

Elleriniz yeni yıkamışcasına terliyor, çoraplarınızı gün içinde sürekli değiştirme ihtiyacı duyuyor, yüzünüzden ya da koltuk altınızdan devamlı ter damlıyorsa, elinizde mendille gezmek ya da sık sık kıyafetlerinizi değiştirmek yerine cerrahi operasyonla bu sorundan kurtulabilirsiniz.

cumhuriyet.com.tr

Alanında uzman, bu konuda el becerisi gelişmiş cerrahlar tarafından gerçekleştirilen aşırı terleme ameliyatı olarak ifade edilen ''ETS (Endoskopik Torakal Sempatektomi) operasyonu'' ile yaşam boyunca bir daha bu sorunu yaşamayabilirsiniz.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayten Kayı Cangır, terlemenin vücut sıcaklığını düşürmek için yapılan normal ve sağlıklı bir durum olduğunu söyledi. Egzersiz ya da sıcak hava gibi vücut ısını artıran bir neden olmaksızın ya da diğer kişiler terlemediği halde normalden çok terleme olmasının ''aşırı terleme hastalığı (hiperhidroz)'' olarak tanımlandığını ifade etti. El, ayak, yüz ve koltuk altında aşırı terleme şikayetinin her 100 insandan ikisinde görüldüğünü dile getiren Cangır, bu bölgelerdeki aşırı terlemenin biyolojik bir zararı olmadığını, ancak kişinin sosyal ve çalışma yaşamanını, okul başarısını olumsuz etkileyebildiğini, sorunun zamanla kişinin ruh sağlığını bozabildiğini vurguladı.

Özellikle çalışma hayatı içindekilerin tokalaşmaktan, birisiyle yüz yüze gelmekten, uzun süre yakın oturmaktan çekindiğini ifade eden Cangır, ''Çevredekiler, bu kişilere dokunmaktan rahatsız olabiliyor. Bunun da iş yaşamına olumsuz etkisi oluyor. Ellerdeki aşırı terleme, özellikle el becerisi ile çalışan tamirci, bilgisayar operatörü, terzi gibi meslek grupları için mesleklerini icra edememe gibi sonuçlar doğurabiliyor'' diye konuştu.

Aşırı terleme hastalık habercisi olabilir

Aşırı terlemenin bazı hastalıkların belirtisi olabildiğini ve sekonder terleme olarak adlandırıldığını anlatan Cangır'ın verdiği bilgiye göre, genellikle tüberküloz gibi kronik enfeksiyon hastalıklarında terleme şikayeti ile sık karşılaşılıyor. Tiroit bezinin çok çalıştığı endokrin hastalıklarında, kan şekeri düşük kişilerde, bağırsak, sindirim sistemi ve akciğer kanseri hastalarında görülüyor. Lef bezi tümörü olan Hodgin hastalığında özellikle gece terlemesi tanı için önem taşıyor. Bazı bulantı ve depresyon ilaçları da terlemeye yol açıyor.
Menopoz ve bazı nörolojik hastalıklar da aşırı terlemeye neden oluyor. Aşırı terlemesi olan kişilerin öncelikle bu hastalıklar açasından incelenmesi gerekiyor. Bunlara ait bir bulgu olmaması halinde ''primer'' diye tanımlanan nedeni bilinmeyen aşırı terleme tanısı konuluyor. Nedeni bilinmeyen aşırı terleme 3 tipte görülüyor. El, koltuk altı, ayak gibi ve yüzde görülen aşırı terleme ''bölgesel'', vücudun bir metrekaresinden daha fazla alandaki aşırı terleme ''genel'' ve özel zamanlarda görülen terleme de ''duygusal'' olarak tanımlanıyor.
 

'Yüz bölgesine müdahaleden kaçınılıyor'

Tanı için kişinin şikayeti, öyküsü ve hekimin gözle muayenesi yeterli oluyor. El ve yüzdeki terleme gözle rahatlıkla görülebilirken, kişinin gün içinde kıyafetlerini birkaç kez değiştirme ihtiyacı duyması aşırı terleme göstergesi oluyor. Vücudun genelindeki terlemenin, çeşitli hastalıkların habercisi olabileceği için mutlaka ilgili hastalığın belirlenmesi ve tedavi edilmesi gerekirken, bölgesel terleme çeşitli yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Avuç içi, koltuk altı ve ayaktaki terlemeyi kontrol eden sinirlere müdahale yapılabilirken, yüzü kontrol eden sinirler göz kapağının hareket ettirilmesi, göz bebeğinin büyümesi ve küçülmesi gibi fonksiyonlara yaradığı için müdahaleden kaçınılıyor. Diğer bölgelerde ise göz ardı edilebilecek fonksiyonlar olduğu için rahatlıkla müdahalede bulunulabiliyor.
 

'Kalıcı tek seçenek cerrahi yöntem'

Doç. Dr. Cangır, aşırı terleme sorunun giderilmesi için sürekli krem ve roll-on kullanılması gerektiğini ve yan etkileri hakkında bir bilgi bulunmaması nedeniyle çok tercih edilmediğini söyledi. Bunun dışında terlemeye neden olan sinir sisteminin az çalışmasını sağlayan ilaçlar geliştirildiğini belirten Cangır, bu ilaçların da ağız kuruluğu, kabızlık, bulantı, karın ve baş ağrısı, idrar yapmada güçlük, baş dönmesi ve halsizlik gibi yan etkiler yapabildiği için önerilmediğini bildirdi. Dermatologlarca ''iyontoforez'' diye adlandırılan elektrik yönteminin de haftada yarım saatten 3 kez tekrarlanması gerektiğini anlatan Cangır, Botoks tedavisinin de etki süresinin 4-12 ay olduğunu ve bölgeye çok sayıda enjeksiyon yapıldığı için kasların güçsüzleştiğini ve pahalı bir yöntem olduğunu kaydetti.

Kalıcı olan tek seçeneğin cerrahi yöntem olduğunu belirten Cangır, ameliyat seçeneğinin özellikle koltuk altı terlemelerinde tercih edildiğini söyledi. Cangır'ın verdiği bilgiye uygulanan teknikler şöyle: ''Hastanın koltuk altında ilgili bölgenin çıkartıldığı cerrahi yöntem günümüzde çok kullanılmıyor. Liposakşın (Liposuction) yönteminde ise o bölgedeki yağ dokuları ile birlikte ter bezleri de alınıyor. Ancak, koltuk altı sinir ve damarlar açısından son derece zengin olduğu için tercih edilmiyor. Cerrahi teknikler için de dünyada yaygın olarak kullanılan ETS ameliyatı kullanılıyor ve Türkiye'de geri ödeme kapsamında bulunuyor. Küçük bir kamera yardımıyla göğüs boşluğunda yapılan bu yöntemde, avuç içlerinden kola giden ve terlemeye neden olan sinirler, merkezinden cerrahi tekniğiyle yakılarak ya da kesilerek çıkartılıyor. Operasyon, dikiş izlerinin görülmemesi için koltuk altından yapılıyor, hasta oturur pozisyonda ve genel anestezi altında yapılıyor. Ameliyat, sağ ve sol taraf olmak üzere her iki tarafa yapılıyor ve toplam 30 dakika sürüyor. Operasyon sonrasında, kola giden ve terlemeyi artıran sinirler çalışmadığı için el ve kol altında terleme olmuyor. Yöntemin başarı oranı yüzde 87-97'lere ulaşıyor. Hasta, aynı gün içinde taburcu ediliyor.''

Hastanın daha ameliyat esnasında ellerinde kuruma olurken, yan etki olarak göbek, bel ve diz kapağının arkasında aşırı terleme olabiliyor. Klipsli ETS uygulaması ise önerilmiyor. Bu yöntemde, ''sinire takılan klipsin, siniri etkisiz hale getirdiği, hasta memnun olmadığında ise klipsin açılarak hastanın operasyon öncesi haline dönebileceği'' iddialarının gerçekçi olmadığı belirtiliyor. Bunun, klips çıkartıldığında sinirdeki fonksiyon kaybının geriye döndüğüne dair bilimsel veri olmadığı ifade edilerek önerilmiyor. Öte yandan aşırı terleme sorunu yaşayan hiperhidroz hastalarının, sıvı kaybını telafi edebilmek için bol su tüketmeleri isteniyor.