'Artık Mübarek'ten çok daha farklı bir adım atması bekleniyor'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'ten çok daha farklı bir adım atmasını beklediğini belirterek, ''Bir demokrasi uygulamasının çok kısa bir sürede başlaması için de şu andaki mevcut yönetim güven vermiyor. Bu sürece girilmesi gerekir diye düşünüyorum'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Kırgızistan Başbakanı Almazbek Atambayev, başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, ''Mısır'da bazı gelişmeler yaşanıyor. Dün cumhurbaşkanı Mübarek bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını söyledi. Yine Ürdün'de de bazı gelişmeler yaşanıyor. Hüsnü Mübarek'in açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'nin bundan sonra bölgedeki rolünü nasıl yorumluyorsunuz?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Bu gece geç saatlere kadar ben de izledim. Bu açıklamanın arkasından yüz binlerce insanın toplandığı o meydanda bu açıklama yeterli bir açıklama olarak görülmedi. Artık Mübarek'ten çok daha farklı bir adım atması bekleniyor. Halkın beklentisi bu. Oradaki bir demokrasi uygulamasının çok kısa bir sürede başlaması için de şu andaki mevcut yönetim güven vermiyor. Bu sürece girilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bunun da yol haritasının, takviminin açıklanması gerekir diye düşünüyorum. Eğer bu takvim açıklanırsa o kitleler tatmin olacaktır. Eğer bu takvim açıklanmazsa kitlelerin bir defa bundan tatmin olacağının mümkün olmadığı düşüncesindeyim. Kaldı ki bu süreci geçici bir yönetimle atlatmak bana göre çok çok önemli diye düşünüyorum. Çünkü burada da güven önemli. Bu güveni sağlayacak bir yönetim noktasında atılması gereken adımlar var. Mısır'da da bugün siyasi partiler var. Bu siyasi partilerin kanaatleri çok çok önemli. Biz tabi Mısır'ın içişleri noktasında herhangi bir fikir beyan etme durumunda değiliz. Böyle bir yetkimiz falan söz konusu değil. Sadece bizim dışarıdan bir bakışımızdır bu. Bunun nihai kararını, en önemli kararını Mısır'ın kendi içindeki siyasi partiler verecektir. Oradaki kanaat önderlerinin ortaya koyduğu düşünceler bana göre çok çok önemlidir.''

Başbakan Erdoğan, Mısır'da dökülmekte olan kanın, ölümlerin durmasını temenni ettiklerini dile getirerek, ''Çünkü 100'ü aşkın şu anda Mısır'da insan ölmüş durumda. Bunun bu şekilde devamı iyi olmaz diye inanıyorum. Fakat ordunun yapmış olduğu açıklamalar manidardır, anlamlıdır. Ben bunu Mısır'ın geleceği için önemsiyorum. Polisin şu andaki duruşunu doğrusu önemsiyorum. Temenni ederim ki, bütün oradaki Mısırlı kardeşlerimizin, Mısır halkının özellikle tarih kokan, medeniyet kokan bu ülkede herhangi bir bu tür yapıya, yapılara, insana zarar vermeden bu süreci en az zararla atlatmak suretiyle ileri bir demokrasiyi Mısır halkı yakalasın diye düşünüyorum ve bu sürecin bir an önce tabi ki bitmesini ve aydınlığa çıkılmasını da bizler özellikle temenni ediyoruz'' dedi.



Erdoğan, konuşmasının başında, Başbakan Atambayav'e ''kardeşim'' diye hitap ederek, kurduğu hükümetten dolayı tebrik etti. Bu yeni dönemde Kırgızistan'ı ziyaret eden ilk başbakan olmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Erdoğan, ''Aramızdaki tarihi bağları anlatmaya gerek yok, çok çok güçlü, zengin. Bu süreci ikili görüşmemizde heyetlerarası görüşmede değerlendirme fırsatımız oldu. Bu görüşmeler neticesinde tabii ki geleceğe yönelik şu sıkıntılı süreci Kırgızistan'ın başarıyla atlatabilmesini, dostluğun ötesinde, kardeşliğin gereği olarak görüyoruz. Bu vesileyle de Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'ni oluşturma kararını da aramızda vermiş bulunuyoruz'' dedi.

Erdoğan, Mart ayında dışişleri teşkilatlarının karşılıklı tarih belirlemesiyle Türkiye'de ilk toplantının yapılacağını, bu toplantının devamında da süreci başlatacaklarını ifade etti. İcracı bakanlıkların birbirleriyle yapacakları toplantılar yanında özellikle İş Konseyi toplantılarının büyük önem arz ettiğini belirten Erdoğan, TOBB, TÜSİAD, TUSKON, MÜSİAD, ASKON gibi bütün kuruluşların Kırgızistan'daki muhataplarıyla karşılıklı işbirliği içerisinde iş adamlarının ikili adımlar atmasını çok önemsediklerini anlattı.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bir adım daha attık. Şu anda ekonomi alanında gerek Merkez Bankamız gerek Hazine gerek Maliye gerek Gümrük gerekse bu noktada DPT bir grup, bunun yanında bir diğer adım olarak da BDDK, SPK, TOKİ ve TİKA olmak üzere bir diğer adımı, buraya temsilciler gelmek suretiyle muhataplarıyla burada görüşmeler yapsın ve burada Yatırım Ajansı olmaması hasebiyle bir Yatırım Ajansı'nın da burada kurulmasında fayda görüyoruz. Çünkü Yatırım Ajansı'nın da kurulması hasebiyle ikili adımlar karşılıklı olarak atılabilir veya üçüncü ülkelerde müşterek adımlar atılabilir. Sistemin içerisinin de doldurulması noktasında bizler deneyimlerimizi, tecrübelerimizi Kırgızistan'a aktarma noktasında bu adımları atarız. Bir diğer önemli adım, bizim şu ana kadar Kırgızistan'a, yıllar öncesinden itibaren söylüyorum, Türkiye olarak yaptığımız yatırımlar ve gönderdiğimiz destekler 450 milyon dolara ulaşmış durumda. Bunun yanında sadece Manas Üniversitesi ile ilgili 150 milyon doları buldu, kuruluşundan bu yana. Fakat Manas Üniversitesi'nin daha verimli bir şekle dönüştürülmesi, sıkıntıların giderilmesi noktasındaki düşüncelerimi kendisiyle paylaştım, çok olumlu baktılar. İnanıyorum ki bu adımı atarsak Manas Üniversitesi'nde şu anda 700 akademisyen içinde 170 akademisyenimiz, 3500 öğrenci içerisinde de 500 kadar Türk öğrenci var. Bu, eğer bir değişim, dönüşüm yaşarsa çok daha verimli hale gelebilir. Hatta bir teknopark kurulması suretiyle de yine orada da bir teori pratik buluşmasını sağlayabiliriz. Bunun da adımını atabiliriz dedik.''

Erdoğan, Türkiye'nin Kırgızistan'a 2010 yılında 10 milyon dolarlık hibe yaptığını, bu yıl için de bir 10 milyon doları hibe olarak geçtiklerini belirterek, bu yıl içerisinde 15 milyon dolarlık bir yatırımın, ağırlıklı olarak ülkenin güney bölgelerinde hastane, okul ve bunların restorasyonu gibi konularda TİKA aracılığıyla kullanılacağını bildirdi. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin Mart ayında yapılacak toplantısında hibe konusundaki durumları beraber değerlendireceklerini söyleyen Erdoğan, ''Ne kadar hibe yapabiliriz, bunu kendi aramızda görüşmek suretiyle ikinci bir atak yapalım istiyoruz. Yani bizim derdimiz emme basma tulumbaya konulması gereken su konusunda. O suyu koyalım, sürekli balık ikramı değil, bundan sonra balık tutmayı kendileri başaracaklardır, ben buna inanıyorum'' diye konuştu.
 

Vize kalkacak

Bu arada Türkiye, Kırgızistan ve Rusya arasında da Kırgızistan'a yatırıma yönelik üçlü işbirliği de oluşturabileceğini dile getiren Erdoğan, ''Bir diğer adım; o da vizeyle ilgili bugün yapmış olduğumuz anlaşmadır. İlk etapta 90 günlük vizelerin kaldırılması anlaşmasını imzaladık ama yıl sonunda tamamıyla vizenin kaldırılmasını da bu anlaşma içeresine yerleştirdik. Yıl sonuna kadar Türkiye ile Kırgızistan arasındaki vizeler tamamıyla kaldırılacaktır. Bu konuda mutabık kaldık'' dedi. Bugünkü görüşmelerin iki ülke arasında çok farklı bir sürecin başlatılmasına vesile olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin daha da artacağına inandığını ifade etti.

Açıklamasının ardından soruları yanıtlayan Erdoğan, Kırgızistan'a yapılan yatırımlarla ilgili bir soru üzerine, şunları söyledi: ''Bizim Türkiye'de 8 yıllık hükümet etme sürecindeki ekonomik sır dediğimiz kelimelerimiz, bir tanesi güvendir, bir tanesi istikrardır. Güven ve istikrar olmayan bir yere uluslararası sermaye, küresel sermaye girmez. Kırgızistan'da da öncelikle güven ortamını temin etme noktasında Kırgızistan yönetiminin çok daha hassas, titiz davranması gerekiyor. Onu da yine ikili görüşmede ifade ettim. Mafya, çeteler, yolsuzluk, rüşvet. Bunlar bizim ülkemizin de sıkıntısıydı. Büyük ölçüde bunu minimize ettik. Kırgızistan'da da buna benzer sıkıntıların olduğunu biliyorum. Kendileri de zaten bunu ifade ediyorlar. Bunun da tabii minimize edilmesi için çok kararlı bir mücadele verilmesi gerekir. Nitekim Türk iş adamlarının burada çekmiş oldukları sıkıntılar var. Bazı olaylarda malum yağmalamalar oldu. Bu yağmalar sebebiyle 7 milyon dolara yakın Türk iş adamlarının buradaki yatırımlarının zarara uğradığı ifade ediliyor. Sayın Başbakan da bunun farkında olduğunu söylüyor ama bundan sürece yönelik de en azından rüşvet, vs. bu tür şeyler noktasında özel timler kurulması suretiyle bu işlerin üzerine gidilmesinde çok büyük bir fayda olduğuna inanıyoruz. Biz bazı destekler veriyoruz, vereceğiz. Ama asıl buradaki desteği sizin vermeniz gerekiyor. Çünkü güven ortamı burada sağlanırsa yatırımcı da buraya çok daha rahat girebilecektir.''

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''ABD dün İran ile ticaret yapan bazı Türk firmalarına ambargo uygulayacağını açıkladı. Bu konuda neler diyeceksiniz?'' sorusu üzerine, konuyla ilgili hangi firmalara neden, niçin böyle bir ambargo uygulandığını bilmediklerini söyledi. Erdoğan, ''Önce bunu bilmem gerekir ve ona göre de bir değerlendirme veya cevap vermem iyi olur diye düşünüyorum. Fakat bizim ambargolar konusundaki tavrımız bellidir. Nedenini, niçinini bilmeden şu anda bir şey demeyeceğim. Fakat Türkiye'ye dönünce bunları araştırırız,araştırdıktan sonra da gerekli cevabı veririz'' dedi.

'Rusya stratejik ortak. Türkiye ise dost ve kardeş ülke'

Konuşmasını Rusça yapan Atambayev, tercüme sıkıntısı yaşanması üzerine, Türkçe ''O zaman Türkçe konuşayım'' dedi. Başbakan Erdoğan da bunun üzerine, konuşmanın Rusça'ya tercüme edilmesini önerdi. Atambayev de Türkçe konuşurken eksikliklerinin olabileceğini, bu nedenle kusuruna bakılmamasını istedi. Bugünkü görüşmelerin çok iyi geçtiğini belirten Atambayev, Başbakan Erdoğan ile kardeşlik havasında görüştüklerini söyledi. Atambayev, ''Önemli kararlara, önemli dokümanlara imza attık. Biz çok memnunuz. Çok mutluyuz. Mutluluktan uyku da uyuyamadım. Çok sevindim. Kardeşimiz, ağabeyimiz geldi. Zor zamanlarda da, iyi zamanlarda da her zaman konuşuyoruz, Sayın Tayyip Ağabey ile Sayın Başbakanımız her zaman arkamızda'' dedi.

Atambayev, tercüme sorununun giderilmesinin ardından konuşmasına Rusça devam etti.
Görüşmelerde mutabık kalınan konular hakkında bilgi veren Atambayev, iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin kurulması konusunda mutabık kalındığını açıkladı. Atambayev, ilk toplantının Mart ayında Türkiye'de gerçekleştirileceğini bildirdi.
İki ülke arasında işbirliğinin geliştirilmesi için çalışmalar yapılacağını ifade eden Atambayev, Türkiye'nin 10 milyon dolar tutarında hibe desteği verdiğini, Mart ayındaki toplantıda da yeni bir hibe daha istediklerini dile getirdi.

Atambayev, TİKA aracılığıyla da Kırgızistan'da projeler gerçekleştirildiğini belirterek, bu projelerin 10-15 milyon doları bulduğunu söyledi. Kırgızistan Başbakanı, ayrıca Türkiye'de Polis Akademisi'nde eğitim gören Kırgız öğrencilerin sayısının artırılmasını görüşmelerde ele aldıklarını bildirdi. Görüşmede, yatırım konusunun da değerlendirildiğini ifade eden Atambayev, Türkiye-Kırgızistan arasında ikili gerçekleşen diyaloğun üç boyutlu hale getirilmesi konusunun ele alındığını söyledi. Atambayev, ''Rusya stratejik ortak. Türkiye ise dost ve kardeş ülke'' diye konuştu.

 

Erdoğan'a Danaker Devlet Nişanı sunuldu

Başbakan Erdoğan, Kırgızistan'daki resmi temasları çerçevesinde Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Erdoğan'a, Danaker Devlet Nişanı takdim edildi. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Kırgızistan'da, Otunbayeva'nın elinden, son derece önemli bir nişanı almaktan çok büyük memnuniyet ve gurur duyduğunu söyledi. Nişanı, şahsından ziyade, Türkiye-Kırgızistan kardeşliğine verilmiş bir hediye, büyük bir teşvik olarak gördüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bu üstün nişanın, bana büyük mesuliyetler yüklediğinin idrakindeyim. Bu mesuliyeti, dayanışmamızı, paylaşmamızı, işbirliğimizi ve kardeşliğimizi yücelterek en iyi şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olacağım. Şundan emin olunuz. 74 milyon Türkiye halkının kalbi, Kırgızistan'la birlikte atıyor. Kırgızistan'ın bağımsızlığına kavuşmasıyla biz Türkiye'de tarifsiz bir mutluluk ve heyecan hissettik. Kırgızistan'ın zor zamanlarında, sizlerle birlikte hüzünlendik ve zorlukları aşmanız için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Biliniz ki Kırgızistan ne kadar mutlu, ne kadar müreffeh, ne kadar huzurlu olursa, biz Türkiye'deki kardeşleriniz de o kadar mutlu, o kadar huzurlu oluruz. İşte bu üstün nişan, Türkiye-Kırgızistan kardeşliğinin de bir sembolü olacaktır. Türkiye ile Kırgızistan'ın kardeşliği, inşallah ebediyen devam edecektir. Bir kez daha bu büyük nişanı şahsıma tevdi etmenizden dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Nefes alıp verdiğim sürece bu nişanı büyük bir gururla taşıyacağımı ifade ediyorum.''

 

Erdoğan, Kırgız milletvekillerine seslendi

Başbakan Erdoğan, Kırgızistan Meclis Başkanı Ahmetbek Keldibekov ile görüştü. Erdoğan, görüşmenin ardından Kırgızistan Parlamentosu Cogorku Keneş'te Kırgız milletvekillerine hitap etti. Konuşmasına, ''Kırgızistan Parlamentosu'nu, siz değerli milletvekillerini, sizlerin şahsında tüm Kırgız halkını en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum'' diye başlayan Erdoğan, Kırgızistan'a yaptığı resmi ziyaret dolayısıyla Cogorku Keneş'e hitap etmekten büyük gurur duyduğunu söyledi. Türkiye ve Kırgızistan'ı aynı milletin farklı devletleri olarak kabul ettiklerini; iki ülkenin vatandaşlarını aynı atanın çocukları, yani kardeş olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, ''Şunu bilmenizi isterim; Aramızdaki mesafeye rağmen, bütün bu coğrafya ile, bu bölgedeki kardeşlerimizle, elbette Kırgız halkıyla yüreğimiz beraber atıyor. Bir atanın evlatları, yani kardeşler, sevinci de hüznü de paylaşır, bunu kalplerinde hissederler'' dedi. Erdoğan, konuşmasında ünlü Kırgız yazar Tölögön Kasımbek'in ''Ruhun bir, dilin bir/ dinin bir, adetin bir/ alışverişin, yazarın/ atanın yattığı mezarın/ içmeye alıştığın suyun bir/ aşın, düğünün, toyun bir/ Bir atanın çocukları... İşte bizler de, tıpkı bu büyük yazar gibi sesleniyor; toyunuz, toyumuzdur... Kederiniz, kederimizdir diyoruz...'' dizelerine de yer verdi.
 

'Atalarımızın heybeleriyle dünyaya dünyaya ışık tutmuştur'

Başbakan Erdoğan, dünyanın çok hızlı değiştiğine, küreselleşmenin dünyayı küçük bir köye dönüştürdüğüne işaret ederek, ''Değişime ayak uyduran, gelişmeleri yakından takip eden devletler, küreselleşmenin fırsatlarını en iyi şekilde kullanırken; statükoya teslim olan, değişime direnen devletler ise, çok ciddi risklerle mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Şunu büyük bir gururla ifade etmek istiyorum; atalarımız bu coğrafyada tarih boyunca birçok parlak medeniyet ve zengin devletler inşa ettiler. Bişkek ile İstanbul, Çin ile Adriyatik arasında, tarihi İpek Yolu'nda, sadece mallar taşınmamış, bilim ve hikmet, atalarımızın heybeleriyle dünyaya ışık tutmuştur'' diye konuştu.

Kırgızistan'da yazılan Manas Destanının, dalga dalga büyüyerek, Batı'da Selçuklu'nun, Osmanlı'nın, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Erdoğan, batıda, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti devletlerinin barış, istiklal ve medeniyet mücadelesinin doğuya ilham verdiğini ve doğuda büyük bir gururla karşılandığını belirtti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bizler, ortak tarihimizle, atalarımızla, atalarımızın dünya kültürüne, bilimine, sanatına yaptıkları katkılarla elbette gurur duyuyoruz. Ama tek başına gurur duymanın yeterli olmadığını da biliyoruz. Tarihten ve birbirimizden aldığımız ilhamla, aydınlık bir geleceği inşa etme güç ve iradesine sahibiz. Geçmişte yaptık, inanın, yine yapar, güçlü bir Avrasya'yı yine inşa edebiliriz. 2010 yılında gerçekleşen halk hareketi, Kırgızistan'da yeni bir dönemi başlatmıştır. Bütün geçiş dönemleri sancılıdır... Oş ve Calalabad'da yaşanan sancılar, en az sizler kadar, Türk halkını da derinden etkilemiş ve üzmüştür. Bizler, Batıdaki kardeşleriniz olarak, benzeri acı olayların tekrar yaşanmamasını, samimi, kalıcı bir diyalog ortamının tesis edilmesini yürekten arzuluyoruz. 2010 yılında anayasa referandumu ve parlamento seçimlerinin başarıyla yapılmış olması, Kırgız halkını olduğu kadar bizleri de mutlu etti, bizleri de umutlandırdı. Seçimlerin sağlıklı ve huzurlu bir ortamda gerçekleştirilmiş olması nedeniyle, Türk halkı adına tebriklerimi sunarım. Seçimlerden sonra kurulan koalisyon hükümetini de ayrıca kutlamak istiyorum. Birliğiniz daim olsun diyorum. Kırgızistan parlamentosunun, Kırgızistan'ın huzur, istikrar ve kalkınması için gerekli desteği sağlayacağına eminim. Zira, bu parlamento, sadece Kırgız halkı için değil, tüm bölge için önem taşıyor ve dikkatleri üzerinde topluyor.''

Kırgızistan'ın, Orta Asya'da henüz denenmemiş bir siyasi düzene geçtiğini ifade eden Erdoğan, ülkenin tercih ettiği parlamenter sistemin dünyadaki en ileri ülkeler tarafından tercih edilmiş ve başarısını ispatlamış bir sistem olduğunu anlattı. Erdoğan, bu sistemin başarısından kuşku duymanın yersiz olduğunu söyledi ve bugünün dünyasında, seçimle işbaşına gelmiş hükümet ve parlamentoların, vatandaşların huzur ve güvenliği, aynı zamanda ekonomik kalkınma noktasında en isabetli kararları alabildiğini ve güçlü şekilde uygulayabildiğini ifade etti.

'Demokratikleşme teçrübemizi, Kırgız devletiyle her fırsatta paylaşacağız'

Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in hocası Şeyh Edebali'nin, devlet ve insan arasındaki ilişkiyi çok net olarak ortaya koyduğunu ve ''İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın'' dediğine dikkati çeken Erdoğan, devletin insan için olduğunu ve insanın devletten önce geldiğini söyledi. Erdoğan, insanın huzur ve refahı ne kadar yücelirse, devletin de o kadar büyüyeceğine, o kadar yüceleceğine dikkati çekti. Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin, çok geniş bir coğrafyada, altı yüzyıl boyunca bu çok önemli ilkeyle ayakta kaldığını ve bu önemli ilkenin bir gereği olarak insanı yücelttiğini, insanlığa adaletle hükmettiğini belirtti.

Devletin her şeyden önce, kendi insanına güvenmesi, özgürlükleri genişletmesi, en temel ve modern insan haklarını kendi vatandaşından asla esirgememesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: ''Türkiye olarak, demokratikleşme tecrübemizi, kardeş Kırgız devletiyle her fırsatta paylaşacağımızı, Kırgızistan'a her aşamada samimi destek vermeye devam edeceğimizi bilmenizi isterim. Türkiye, çok partili sisteme 1946 yılında, yani 65 yıl önce geçti. 65 yıl boyunca sorunlar yaşadığımız, kesintiler yaşadığımız, zorlu süreçlerden geçtiğimiz dönemler oldu. Ancak, özellikle son 8 yılda gerçekleştirdiğimiz cesur reformların da sayesinde, bugün ileri demokratik standartlara daha fazla yaklaşmış bir Türkiye'yi inşa ettik. Bugün geldiğimiz noktada, vatandaşından korkan, vatandaşına güvensizlik besleyen, hak ve özgürlükleri erteleyen, yasakları savunan bir sistemin hiç bir alanda başarı sağlayamayacağını daha net olarak görüyoruz. Dikkatinizi çekiyorum, Türkiye'nin demokratikleşme alanında attığı adımlar, yaptığı reformlar, ekonomik kalkınmayı doğrudan etkilemiş; Türkiye son 8 yılda milli gelirini 3 kat artırmayı başarmıştır. Avrupa Birliği'ne üyelik süreci ve demokratikleşme adımları, Türkiye'yi küresel ölçekte bir cazibe merkezine dönüştürmüş, Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 17. ekonomisi konumuna yükselmiştir. Aynı şekilde, Türkiye, güçlü demokrasisi ve güçlü ekonomisiyle, bölgenin de güçlü ve itibarlı bir ülkesi haline gelmiştir. Kırgızistan, her anlamda büyük potansiyeli olan bir ülke. Kırgızistan, dinamik, çalışkan nüfusa sahip bir ülke. Parlamentonun özverili çabalarıyla, demokrasiyi yücelterek, ülkeyi hızlı bir şekilde dönüştürerek, Kırgızistan'ın dünyanın güçlü bir ülkesi, güçlü bir ekonomisi olacağına inancımız tamdır.''
 

'Elimizdeki tüm imkanları sizlerle paylaşmayı bir kardeşlik görevi addediyoruz'

Erdoğan, Türkiye'nin Kırgızistan'a yaklaşımının kardeşlik hislerinden ibaret olduğunu, bunun dışında başka herhangi bir ülkü veya hedeflerinin olmadığını, olmasının da mümkün olmadığını söyledi. Türkiye'nin amacının Kırgızistan ve diğer Türk Cumhuriyetleri ile birlikte ortak değerleri oluşturan dil, köken, kültür, din, kimlik birliğinden güç alarak, halkları ve bölgenin refahını ve barışını artırmak olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin, geçiş sürecindeki Kırgızistan'a yönelik dayanışmasını daha etkin ve kapsamlı bir şekilde gerçekleştirmek için bir eylem planı çerçevesinde hareket ettiğine işaret etti. Parlamenter sistemin kurulması ile birlikte, Kırgızistan'ın yeni bir kalkınma modeli benimseyeceğini dile getiren Erdoğan, Kırgızistan'ın bu çabalarını desteklemek amacıyla uluslararası toplum nezdinde gerekli girişimleri sürdürmeye devam edeceklerini anlattı. Erdoğan, ''Elimizdeki tüm imkanları sizlerle paylaşmayı bir kardeşlik görevi addediyoruz'' dedi.

Erdoğan, ziyareti sırasında kendisine geniş bir iş adamları heyetinin eşlik ettiğini hatırlatarak, iş adamlarının temaslarının önemli sonuçlar doğuracağına inandığını ifade etti. Erdoğan, ''İş adamlarımız önceki dönem karşılaştıkları güçlüklerin tekrarlanmayacağına ikna olduklarında önemli girişimlere imza atacak, Kırgızistan'ın kalkınmasına daha fazla katkı sağlayacaklardır'' diye konuştu. Kırgızistan bağımsızlığını ilan ettiğinde en az onlar kadar sevindiklerini ve umutlandıklarını belirten Erdoğan, parlamenter sistemin tesis edilmesinden de büyük sevinç ve heyecan duyduklarını söyledi.

Erdoğan, konuşmasının sonunda Kırgız Milli Marşı'nın bir bölümünü önce Kırgızca sonra da Türkçe okudu ve ''Algalay ber, Kırgız el, Azattıktın colunda, Örkündöy ber, Ösö ber, Öz tagdırın kolunda. Haydi Kırgız Halkı, Haydi Hürriyete, Ayağa kalk ve doğrul, Kaderini çizmeye'' dedi. Erdoğan, konuşmasının ardından ayakta alkışlandı.

 

Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği yeni hizmet binasının açılış töreni

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği yeni hizmet binasının açılış törenine katıldı. Törende, yeni binanın Türk-Kırgız kardeşliğine katkıda bulunmasını dileyen Erdoğan, Kırgızistan'ın bağımsızlığa kavuştuğu dönemde aynı coşku ve heyecanı Türkiye'de kendilerinin de duyduğunu belirtti. Erdoğan, açılış törenine katılan Türk ve Kırgızlara hitaben yaptığı konuşmada, şu anda bir ay süreli olan vizesiz seyahatin 2012 yılına kadar sınırsız hale getirileceği ve vizelerin karşılıklı olarak tamamen kaldırılacağı müjdesini verdi.

Törene katılan Türk ve Kırgızlar, Erdoğan'ın bu müjdesini sevgi gösterileriyle karşıladı.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Artık iki ülke arasında vizesiz seyahat edebileceksiniz. Bu tabii bir güvenin ifadesidir. Eğer ülkeler birbirine bu şekilde güvenirse, bir dayanışma içine girerse, bu tür problemler de kendiliğinden ortadan kalkar. Şimdi Avrupa Birliği içerisinde biliyorsunuz Schengen denilen bir uygulama var. Onlar bunu orada uyguluyorsa biz de Orta Asya'da kalkıp kardeş ülkeler olarak aramızda bunu uygularız. Enteresandır Avrupa Birliği Brezilya'ya, Bolivya'ya vize uygulamıyor. Brezilya'nın, Bolivya'nın, Paraguay'ın Avrupa Birliği ile ne alakası var? Biz müzakereci ülkeyiz, bize hala vize noktasında Schengen uygulamasının kolaylığını getirmiyorlar. Sırbistan'a getirdiği kolaylığı bize getirmiyor. Biz şu anda bunun mücadelesini veriyoruz. Biz müzakereci ülkeyiz, öyleyse tabii ki biz de bazı adımları bu şekilde atıyoruz. Özellikle de Stratejik İşbirliği Konseyi uygulaması başlattığımız ülkelerle, örneğin Suriye gibi, Rusya gibi, Irak, Ürdün gibi ülkelerle vizeleri kaldırdık, kaldırıyoruz. Şu anda 50'yi aşkın ülkeyle zaten aramızda vize yok. Bunu daha da genişleterek devam ettireceğiz.''

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı Faruk Çelik ve diğer yetkililerle birlikte büyükelçilik binasının resmi açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan, açılışın ardından binada incelemelerde bulundu ve kendisine ikram edilen Kırgızistan'ın meşhur kuru üzümünden tattı.

 

'Türk iş adamlarına Kırgızistan'da yeşil ışık yakacağız'

Kırgızistan Başbakan Almazbek Atambayev, Kırgızistan'da Türk işadamlarına yeşil ışık yakacaklarını söyledi. Başkent Bişkek'te temaslarını sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Türkiye-Kırgızistan İş Forumu'nun açılış konuşmasını yapan Kırgızistan Başbakan Almazbek Atambayev, "Bu zamana kadar Türk işadamları Kırgızistan'da epey zorluk çektiler. Bugünlerde de çekiyorlar. Biz bunu biliyoruz ve kabul ediyoruz. Biz bu zorluklara ve probleme inşallah nokta koyacağız. Tayyip Ağabeyimiz, Kırgızistan'daki Türk sermayesi ve işlerini bize emanet etti. Bundan sonra hakkınızı koruyacağız. Bizim hükümetimiz bir aydır görev başında, işdamlarına ve yatırımlara zorluk çıkaran kurumların hepsini kapatacağız. Sadece bir tanesini bırakacağız. Mafya ile suç örgütlerine karşı mücadeleyi başlattık. Devletin her alanında zorluk çıkaran birimleri kapatacağız. Maalesef şu günlerde sorun çıkaran çok ama yardım eden yok. Ben de eskiden bir işadamı idim. Başbakan Birinci Yardımcım da işadamı idi. Bundan sonra Türk işadamlarına yeşil ışık yakacağız" dedi.

Türkiye-Kırgızistan İş Forumu'na katılan 150'den fazla Türk işadamının ilgisinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Atambayev, Türk işadamlarını yatırım için ülkesine davet etti.
Atambayev, Başbakan Erdoğan'ın Kırgızistan ziyaretinin çok verimli geçtiğini ve iki ülke vatandaşları için önemli kararlar alındığını belirtti. Atambayev, Kırgızistan'ı en ağır döneminde yalnız bırakmayan kardeş Türklerin çabalarını asla unutmayacaklarını belirterek, "Bir zamanlar en cesur ve akıllı dedelerimiz ve babalarımız buralardan Ege Denizi'ne kadar gittiler, Arabistan'a kadar gittiler. Böylece Türkiye'yi kurdular" dedi.

Son Türkiye ziyaretinde Başbakan Erdoğan'a İznik kentine gideceğini söylediğini anımsatan Atambayev, "Bir zamanlar Türk ordusu Konstantinopolü aldı. Buna İstanbul dedi. Rumlar da İznik'e gittiler. İznik'i başkent yaptılar. 100 binlerce kişi o dönemde İznik'in kapılarını açamamış. İznik'in kapılarını sadece Kırgızlar açmış. Bizim babalarımız ve dedelerimiz olmasaydı Türk imparatorlar da olmazdı. Osmanlı padişahı tarafından İznik'te Kırgız türbesi yaptırılmış. Kırgız türbesi adı verilen türbe şimdi hala duruyor. Şimdi Kırgızistan yeni yeni kalkıyor. Bağımsızlığını güçlendirmeye çalışıyor" diye konuştu.

Sık sık alkışlanan Başbakan Atambayev, "Türkiye'yi çok seviyorum. Allah bize cennet gibi yer vermiş. İki ülke arasında mesafe uzak olsa da biz her zaman dostlarımıza giden yolun kısa olduğunu biliyoruz. Türkiye her zaman kalbimizdedir. Bize büyük yardımlar yaptı" dedi. Atambayev'in konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Tayyip Abi" diye hitap etmesi dikkatlerden kaçmadı. Atambayev, yardım ve desteklerinden dolayı Başbakan Erdoğan'a şahsen ve hükümeti adına teşekkür etti. Türkiye-Kırgızistan İş Forumu'nda, ilgili kurumlar tarafından iki ülkenin ticaretini ve ekonomisini ilgilendiren altı adet mutabakat zaptı imzalandı.

 

Erdoğan, Ahısta Türkleri Dernek Başkanı Sakimov'u kabul etti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan ziyareti sırasında başkent Bişkek'te, Kırgızistan Ahıska Türkleri Dernek Başkanı Murafaddin Sakimov'u kabul etti. Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği yeni hizmet binasının açılış törenine katıldıktan sonra gerçekleşen Ahıska Türkleri temsilcilerini kabulü, basına kapalı yapıldı. Ahıska Türkleri Dernek Başkanı Sakimov'un, Başbakan Erdoğan'a, Kırgızistan'da yaşayan yaklaşık 40 bin Ahıska Türkü ve dünyadaki tüm Ahıska Türkleri ile ilgili istek ve önerilerini içeren bir mektup verdiği belirtildi.

Sakimov, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Erdoğan ile görüşmenin çok verimli, sıcak ve samimi bir havada geçtiğini bildirdi. Sakimov, Başbakan Erdoğan'ın Ahıska Türklerinin sorunlarıyla yakından ilgilendiğini ifade ettiğini ve mektupta yeralan, Türkiye'de ikamet izni ile vatandaşlık konuları, Gürcistan'ın Ahıska eyaletine göç ile Kırgızistan'daki kültürel ve ekonomik durumlarıyla ilgili önerilerine tam destek verdiğini kaydettiğini söyledi. Ahısha Türkleri Derneği'nin bulunduğu Kırgızistan Halklar Asamblesi binasının toplantı salonunda, Devlet Bakanı Faruk Çelik'i, Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA) Başkanı Musa Kulaklıkaya ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar'ı davul zurnayla karşıladıklarını belirten Sakimov, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın da, büyükelçilik konutunda, Ahıskalı Türk kadınları kabul ettiğini anımsattı.

Sakimov, Başbakan Erdoğan'ın Kırgızistan'a ziyaretinin Kırgız halkı yanısıra Ahıska Türklerine büyük moral verdiğini ve kendisinden gurur duyduklarını, kendisine minnettar olduklarını dile getirdi. Erdoğan ile görüşen Sakimov'a Dernek Yönetim Kurulu üyelerinden emekli Albay Emil Gamidov ile öğretmen Raşad Şamilov da eşlik etti. Öte yandan, Başbakan Erdoğan'ın, Kırgızistan'ın güneyinde yaşayan Karadenizli bir grup vatandaşı da kabul ettiği öğrenildi.