Art arda gelen, seçimlerdeki sert ve toplumu ayrıştıran söylemler toplumsal huzuru bozuyor
Şubatta işsizlik oranı geçen yılın aynı ayına kıyasla 4.1 puan artarak yüzde 14.7’ye çıktı. İşsiz sayısı da yeni bir rekorla 4 milyon 730 bin kişiye ulaştı. DİSK-AR’ın hesaplamalarına göre geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyon 669 bin kişiye yükseldi. Her evde bir işsiz var. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına İstanbul seçimi damga vurdu. YİK Başkanı Özilhan, “31 Mart bir demokrasi sınavıydı. Kimin ne not aldığını tarih yazacak. Hukukun üstünlüğü ve demokrasi olmadan ne ekonomi olur, ne de başka bir şey” dedi.
Şehriban KıraçTürk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) 2019’un ilk Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına 23 Haziran’da tekrarlanacak İstanbul seçimi damga vurdu.
Tarih yazacak
31 Mart seçimlerinin, her şeyden önce Türkiye için önemli bir demokrasi sınavı olduğunu kaydeden Özilhan, bu sınavda kimin ne not aldığını ileride tarihin yazacağını aktardı.
Seçim sonuçlarına itirazın, şüphesiz siyasi partilerin en doğal hakkı olduğuna dikkat çeken Tuncay Özilhan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
- Ancak, seçmen iradesine saygı duyulmasını da isteriz. Dilerim tekrarlanacak olan İstanbul seçimleri, yeni fay hatlarına ve yeni gerginliklere yol açmaz.
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasisiz hiçbir şey olmaz. Ne ekonomi olur, ne başka bir şey.
- Üç temel alanda, yani ekonomide, iç siyasi yapıda ve dış politikada sıkışmış durumdayız. İşimiz hiç kolay değil.
- Rotadan şaşmamak için kullanacağımız üç çıpa var: Ekonomide liberal piyasa düzeni, kural temelli uluslararası sistemle olan ittifak, ülke içinde de demokrasi ve hukukun üstünlüğü. Bu çıpalar olmazsa, nereden eseceği belli olmayan rüzgârların önünde sürüklenmekten, türlü çeşitli akıntılara kapılmaktan kurtulamayız. Endişeler giderilmeli.
- Temel ilkelerde bulanıklık, hedeflerden şaşmaya yol açar. İşte, 2023 hedeflerinden bu yüzden uzaklaştık. Bu yüzden bu hedefleri artık konuşamaz hale geldik.
- Türkiye ekonomisinin gücü sayesinde 10 yıldır tolere edilebilmiş olan zafiyet, artık işçisinden işverenine, çiftçisinden esnafına tüm kesimleri zorluyor. Göstergelerdeki kötüleşme bir alandan diğerine giderek ekonominin tamamına yayılıyor.
TL’den kaçış - İç ve dış borç göstergeleri kötüleşiyor, bütçe dengeleri bozuluyor, işsiz sayısı artıyor. Sanayi üretimi durağanlaşıyor, rezervler eriyor; enflasyon yükseliyor, halkın alım gücü düşüyor, Türk vatandaşı TL’den kaçıyor. |
Kur 11 TL’yi görebilir
Açılış konuşmalarının ardından basına kapalı gerçekleşen TÜSİAD YİK’te bir saat boyunca üyeler kendi aralarında istişare yaptı, sorunlara çözüm önerileri konuşuldu. Kapalı oturumda Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın bir sunum yaptığı öğrenildi. Kur tahmini ile ilgili bir anketin de yapıldığı toplantıda yıl sonunda dolar kurunun 5 TL ile 11 TL aralığında olabileceği tahmin edildi. TÜSİAD üyeleri kapalı oturumda Bekir Ağırdır’a en çok seçim sonucunun ne olacağını sorarken, TÜSİAD yöneticileri ve ekonomistlerine yöneltilen ve merak edilen soruların bazıları ise şöyle:
Asgari ücreti çok artırmak partilerin oylarını arttırıyor mu? 3.5 milyon Suriyeli orta uzun vadede Türkiye’ye ne getirecek? İktidar demokrasi-ekonomi ilişkisinin farkında mı? Mevcut kur krizi riskinin döviz likiditesi krizine dönüşme riski var mı? İran’a başlatılan ambargo Türkiye’yi nasıl etkileyecek? Kürt sorununun çözümü ile ekonomik sorunun çözümü ne kadar ilişkili? Toplumsal uzlaşmayı siyasetçilerden mi beklemeliyiz?
TÜSİAD’ın 2019’un ilk YİK toplantısına Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Doğan Holding Yönetim Kurulu üyesi Arzuhan Doğan Yalçındağ, Boyner Grup CEO’su Cem Boyner, Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren’in de bulunduğu TÜSİAD üyeleri katıldı.
Pozitif büyüme kolay değil
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye’nin uzunca bir süredir seçim ortamı atmosferi içinde hareket ettiğini belirterek “Yerel seçimler İstanbul’da yenilenecek. Sonuçta seçim ortamı 3 ay daha uzamış olacak. 2017 yılında yüksek büyüdük, 2018 yılında düşük büyüdük derken, bu sene pozitif bir büyüme elde etmek kolay olmayacak. Hiç şüphesiz bu yavaşlamada bölgesel ve küresel siyasi dinamiklerin etkisi vardır ancak son 2 senede 4 adet seçim gerçekleştiriyor olmamız, reform gündemine ve makro ekonomik konulara odaklanılmasını zorlaştırmıştır. Temenni ediyoruz ki, hukuk düzeninin tam olarak sağlandığı, güvenli bir seçim geçiririz ve 23 Haziran itibarıyla hep birlikte reform gündemine odaklanırız” ifadesini kullandı.
Kaslowski, iş dünyasının ancak istikrarlı ve hukukun üstünlüğünün var olduğu ortamlarda yatırım ve üretim yapabileceğini, bu ortamı yaratmanın devletin görevi olduğunu belirterek “Serbest piyasa ekonomisinden vazgec¸ildigˆi veya yeni bir model arayıs¸ı ic¸inde olundugˆu yo¨nu¨nde izlenimlere izin vermemeliyiz” diye konuştu.