Arınç'tan şok sözler
Bursa' da gazetecilere açıklama yapan Arınç, TÜSİAD'ı ve TÜSİAD Başkanı Boyner'i eleştirdi. "TÜSİAD geçmişten buyana söylediklerine sahip çıkmayan güvenilmeyen bir kuruluş olmuştur" diyen Arınç, "Sayın Boyner, ya da öyle düşünenler iktidara gelirlerse porno siteleri ya da diğer konularda istediklerini serbest bırakabilirler" dedi.
cumhuriyet.com.tr Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Polisevi'nde düzenlenen kahvaltıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Arınç, daha yakından tanışmak, seçim çalışmalarında yoğun tempo harcayan gazetecilere teşekkür etmek için böyle bir kahvaltı organize ettiklerini söyledi.
TÜSİAD hakkındaki yorumları
Arınç, bir basın mensubunun ''TÜSİAD Başkanı'nın açıklaması var, internet yasaklarına karşı çıktıkları ve özel hayatın baskı altına alındığı yolunda...'' hatırlatması üzerine, şöyle konuştu:
''Sayın Boyner ve TÜSİAD ile ilgili öncelikle düşüncemi ifade edeyim; bu kuruluşlarla geçmişten bu yana iyi ilişkiler içinde olduk. Sayın Boyner, göreve başladıktan sonra bizi ziyaret etmişti. TÜSİAD'ın bizde güven zafiyeti meydana getiren tutumu var. Demokratikleşme adına, özgürlükler bazı anayasal değişiklikler, yeni anayasa yapma konusunda sözler söylüyorlar, raporlar tanzim ediyorlar, kamuoyuna açıklıyorlar ama sonra bir bakıyorsunuz gelen tepkiler karşısında hemen yapmadım, görmedim, duymadım havasına giriyorlar.''
Bülent Arınç, bildiği kadarıyla 1991'den bu yana TÜSİAD'ın bilim adamlarına siparişler vererek raporlar hazırlattığını ve bazen de bizzat içinde olduğunu ama sonra bu raporlara ve görüşlere sahip çıkmadıklarını söyledi.
TÜSİAD'ın en son yeni anayasa konusunda bilim adamlarına yaptırdıkları çalışmayı büyük heyecanla açıkladığını ifade eden Arınç, şöyle devam eti:
''Sonradan gelen tepkiler üzerine 'Bu bizim görüşümüz değil profesörler yazmış'' diye inkar yoluna saptılar. TÜSİAD, geçmişten bu yana hiç değişmemiş. Düşüncelerine sahip çıkmayan, görüşlerini savunmayan Türkiye'de daha ileri demokrasi konusunda sözüne adeta güvenilemeyen bir kuruluş haline geldi. Eğer TÜSİAD, sanayi ve iş adamları toplululuğuysa, kendi alanındaki kendi meslektaşlarıyla veya üyeleriyle ilgili konularda ekonomik konularda daha fazla söz söylemesi, bu konularda düşüncelerini ifade etmesi daha doğru olacak.''
''Boyner de bilsin ki..."
Arınç, ekonomide gelişmelerin olduğunu, Türkiye'nin büyüdüğünü, sanayici ve iş adamlarının hallerinden memnun olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Siz bunu söyleyeceksiniz. Aksini söylerseniz buna da dikkat ederiz. TÜSİAD Başkanı ve üyeleri biliyor ki; AK Parti döneminde sanayici ve iş adamları hallerinden memnundur, yeni yatırımlar yapıyorlar, daha çok para kazanıyorlar, daha çok ihracat yapıyorlar, işlerini genişletiyor ve büyütüyorlar. Bu konuda hükümeti eleştiremezler. Eleştirirlerse, 'siz yanlış düşünüyorsunuz. Şöyle çıkıp Türkiye'ye bakın en azından üyelerinize sorun hallerinden memnun mu?' diye onlara soracak insanlar bulunur. Şimdi bunları yapamayınca başka alanlarda hükümeti eleştirmeye çalışıyorlar. Ekonomik gelişmeler bir tarafa ona diyecekleri yok, ama 'internette sansürcülük gelişiyor' böyle bir şey yok.''
''Boyner'in de çocukları var, yakın çevresi var'' diyen Arınç, şunları kaydetti:
''İnternet çok gerekli, faydalı iletişim aracı. İnternete girmeyen oraya bakarak çalışmalarını hazırlamayan bir kişi düşünülemez. Ama Boyner de bilsin ki; dünyanın her yerinde porno sitelerine karşı, şiddet yayan sitelere karşı, 'annenizi nasıl öldürebilirsiniz?' diye tarifte bulunan sitelere karşı, hayvanlarla ilişkiyi, çocuklarla ilişkiyi, her türlü rezaleti yayınlayan sitelere karşı elbette filtrasyon vardır ve elbette başka tedbirler de alınacaktır. Sayın Boyner'in bir çocuk annesi olarak memnun olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de her şey sınırsız ve sorumsuz değildir. Özgürlüklerin de bir sınırı vardır. Anayasa'nın 2 maddesini Boyner'e hatırlatırım. Ailenin korunması devlete verilen anayasal görevdir. Gençlerin korunması, hükümetlere, devlete verilen görevdir.''
''İktidara gelirsi..."
Hükümetlerin, anayasada kendilerine emredilen görevleri yapma konusunda vazifeli olduğunu vurgulayan Arınç, şunları söyledi:
''İnternet bu kadar sınırsız ve sorumsuz bir alanda hizmet görüyorken, sadece ruhsal dünyamızı koruyabilmek, kötü alışkanlıkların, insanları meşgul edebilecek zararlı alışkanlıkların önüne geçebilmek için bir filtre uygulamasının veya önlem alınmasının topluma zararı değil faydası var. Sayın Boyner ve düşüncesindekiler iktidara gelirse her şeyi, porno sitelerini de şiddet yayanları da öldürme tarifleri yapanları da serbest bırakabilirler.''
İptal edilen tatbikat
Bir basın mensubunun ''İkinci Balyoz dalgası ülke gündeminde. Bununla ilgili olarak Genelkurmay'ın Ege'de yapacağı tatbikatı tepki olarak iptal ettiği konuşuluyor. Bununla ilgili düşünceleriniz nelerdir?'' sorusu üzerine Arınç, şunları kaydetti:
''Tatbikatlardan sorumlu bakan değilim. Ben de gazetelerden okudum. Genelkurmay Başkanlığından bir kuvvet komutanının açıklaması olmuş. Tatbikatlardan benim haberim bile yok. Bu Genelkurmay Başkanlığının ve Milli Savunma Bakanlığının takip ettiği konulardır. İptal edilir veya yapılır. Bu konudaki gerekliliği Genelkurmay bilir. Onların açıklaması olduysa elbette katılırız. Yeni bir iddianame veya yeni bir soruşturma yapılıyor haberini de doğusu içeriğini bilmiyorum. Açılmış devam eden davalar var. Belki soruşturması yapılıp da henüz davası açılmamış soruşturmalar da vardır. Bu konuda yeni bir gelişme olduğundan doğrusu haberim yok.''
Anadolu Ajansı ve sendika
Parlamentoya getirilecek önemli yasalar olduğunu anlatan Arınç, şöyle devam etti:
''Basın mensuplarının mahkemeler önüne çıkmasına, haklarında davalar açılmasına yol açan bazı TCK maddeleri ve belki de Terörle Mücadele Kanunu'nun bir iki maddesi üzerinde değişiklik çalışmamız olacaktır. Özel hayatın gizliliğine, telefon dinlenmesine, ortam dinlenmesine yönelik son günlerde kamuoyunu rahatsız eden ilgilendiren bazı gelişmeler karşısında onların cezalarını artırıcı belki yeni düzenlemeleri parlamentoya getireceğiz. Bursa'da, ciddi, seviyeli dürüst basınla karşılaştığımdan büyük memnuniyet duyduğumu tekrar ifade ediyorum.''
Arınç, kendisine bağlı veya ilgili kuruluşlara yönelik kanundan kaynaklanan bazı sıkıntıların iletilmesi durumunda dikkate alacaklarını belirterek, şunları söyledi:
''Benim uhdemde olan kurumlarda sendikalar var. TRT içinde Kamu-Sen var. Anadolu Ajansında Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) var. Geçtiğimiz günlerde, 5-6 aydır süren toplu sözleşme görüşmeleri başarıyla sonuçlandı. Her zaman olduğu gibi yine yüksek haklar elde ettiler, helali hoş olsun. Kanuna tabi olarak çalışan ve bu konuda sözleşme yapan Anadolu Ajansındaki sendikamız var. Biz herkes sendikalı olsun isteriz. Çalışanların haklarını, hiçbir zaman gecikmeksizin daha ileri noktada almasını arzu ederiz. Bunlar medya patronlarıyla çalışanlar arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesine bağlı. Doğrudan yapabileceğimiz bir şey yok. Ama patronları buna mecbur edici veya teşvik edici önlemler alınabilirse bu konuda elbette çalışma yaparız.''
Medyada sendika
Arınç, bir basın mensubunun ''Biz 212'ye tabi olmayan yerel çalışanları olarak yaşadığımız sıkıntıların çözümünü, yasal anlamda nasıl ileri taşıyabiliriz?'' sorusuna ise şu yanıtı verdi:
''İmkanımız olursa hepinizi Anadolu Ajansına alırım, bu işi kökten çözeriz. Anadolu Ajansı, sermayesinin yüzde 85'ini personel gideri olarak veriyor, geriye kalan yüzde 15'iyle iş çeviremiyor. Yeni düzenleme yapılırsa, ben her medya kuruluşunun Anadolu Ajansı gibi sendikalı, 212'ye tabi personel çalıştırmasını arzu ederim, çok güzel bir örnek. Biz şu anda tek başımızayız. Maalesef diğer medya kuruluşlarının böyle alışkınlıkları, istekleri yok. Gazeteciyi her zaman kapının önüne koyabilecek bir durumu arzu ediyorlar. İyileri de var. Kötüye kullananlar da var. Kendisinin milyarları vardır ama çalışanlarına altı aydır maaşlarını vermezler, 500 liraya, bin liraya, bin 500 liraya eleman çalıştırırlar. Bu çok üzücü durum. Kanun var ama bu kanun kapsamına bütün medyayı nasıl alabiliriz, bu çok zor görünüyor. İnşallah Türkiye o noktaya gelir. Ben her görüştüğüme, 'bu kanunu uygulayın buna göre personel çalıştırın' diyorum ama beni dinlemiyorlar.''
Arınç, kahvaltının ardından basın mensupları ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Ardından Anadolu Ajansından Ali Atmaca'nın fotoğraf makinesini alan Arınç, gazetecilerin fotoğrafını çekti.
Arınç, kahvaltının ardından Ertaş-Bakırcılar Çarşısı'nda yapılan restorasyon çalışmasının açılışa katıldı, çarşı esnafını gezdi.