Arınç'tan AB'ye çağrı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AB'nin Avrupalı dostu olan bir Türkiye olarak çağrıda bulunduklarını belirterek, "Gelin yarım asır sonra, Türkiye'nin yaşadığı büyük dönüşümü, AB'nin tarihi mirasıyla birleştirelim" diye konuştu.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Berlin'de Konrad Adenauer Vakfı ve Humboldt Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği "Türkiye'nin Değişimi, 2023 Vizyonu ve Avrupa" başlıklı konferansa katılarak konuşma yaptı.
Arınç, 2023 vizyonunun, dönüşüm sürecini en iyi şekilde özetleyen ve en somut şekilde gösteren vizyon olduğunu belirterek, "İç siyasette ana hedefimiz demokratikleşmedir. Geleceğe dair somut hedefler koyuyoruz. Bu açıdan 2023, sadece bir partinin seçim söylemi değil, büyük bir tarih felsefesi, siyaset felsefesi ve somut başarılarla gerçekleştirilmiş ekonomik hedeflerin toplamıdır" diye konuştu.
"Türkiye'de büyük bir diyalog ve tartışma kültürü oluşmuştur"
İç siyasetteki demokratikleşme perspektifinde büyük adımlar atıldığını belirten Başbakan Yardımcısı Arınç, Türkiye'de konuşulamayan konuların çözüm sürecine girdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Toplumsal barışı temin eden ve siyasetin demokratik, çoğulcu ruhunu koruyan yüzlerce düzenlemeye imza atmayı başardık. Konuşulamayan konular, tartışılmak bir yana, çözüm sürecine girmiştir. Müslüman olmayan vatandaşlarımızın mevcut hakları teminat altına alınmış, talepleri demokratik mekanizmalar çerçevesinde karşılanmıştır. Türkiye'de, daha önce farklı mekanizmalarla engellenen büyük bir diyalog ve tartışma kültürü oluşmuştur. Tabular üzerine inşa edilen bir devlet anlayışından, tabuları kıran demokratik ve çoğulcu ruhu merkeze alan bir Türkiye inşa edilmiştir. Bu süreçte devlet ve sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkilerde büyük bir dönüşüm yaşanmış ve devlet vatandaşını ve örgütlenmesini tehdit olarak gören bir devlet anlayışından, onları teşvik eden bir anlayışa doğru dönüşmüştür."
"Yeni anayasayı en kısa zamanda çıkartmayı hedefliyoruz"
2023 Vizyonunda yeni bir anayasanın en kısa zamanda çıkartılmasının hedeflendiğini ve reformist bir siyaset kültürünün güçlendirilerek, uzlaşma kültürüne dayalı bir siyasetin hakim kılınması, devlet ve vatandaş arasındaki ilişkiyi normalleştirme sürecinin derinleştirilmesinin amaçlandığını vurgulayan Bülent Arınç, bu çerçevede kamu yönetimine vatandaşların doğrudan katılımını sağlayacak tüm mekanizmaları daha da güçlendirmeyi ve hızlı karar alabilen, ama hesap verebilen bir siyasal sistem inşa etmeyi hedeflediklerini kaydetti.
AB'ye çağrı
Arınç, AB'nin Avrupalı dostu olan bir Türkiye olarak çağrıda bulunduklarını belirterek, "Gelin yarım asır sonra, Türkiye'nin yaşadığı büyük dönüşümü, AB'nin tarihi mirasıyla birleştirelim" diye konuştu.
Arınç, bugünkü AB liderlerine çağrılarının bu ruhu diriltmek olduğunu dile getirerek, ''Kaygıları-korkuları bir yana bırakarak, cesur kararlar almaya hazırlanmak, AB'yi, Türkiye ile beraber, Türkiyeli bir AB olarak dünya siyasetinde söyleyecek bir sözü olma noktasında son derece güçlü kılacaktır" dedi.
2023'ün Türkiye için cesur bir sürecin yol haritası olduğunu ve önemli sorunun ise Avrupa Birliği'nin bir yol haritasına sahip olup olmadığı sorusu olduğunu sözlerine ekledi.
Arınç'ın konuşması bittiği ve soruların yöneltileceği sırada, protesto amaçlı seslerini yükselten birkaç kişi, salondan dışarı çıkartıldı.
Türkiye'nin ekonomik başarısı ve hedefleri
2001'de büyük krizler yaşayan, en ufak bir siyasi anlaşmazlıkta darboğaza giren, borç batağına saplanmış bir rant ekonomisinden tamamen uzaklaşmış bir Türkiye ekonomisi inşa ettiklerini ifade eden Arınç, Türkiye'nin bugün, dünyanın 16. ve Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olduğuna dikkati çekti.
Arınç, Türkiye'de 2002'de 230 milyar dolar olan GSMH'nin 2012'de 772 milyar dolara ulaştığını ve 2023 Vizyonu gereğince en az 2 trilyon dolarlık bir ekonomi büyüklüğüne ulaşarak GSMH büyüklüğü bakımından dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alınmasının hedeflendiğini söyledi.
Türkiye'nin dış politikası
Dış politika alanında da ana stratejinin, büyük bir tarih felsefesi, derin bir coğrafya perspektifi ve çoğulcu bir siyaset vizyonu etrafında normalleşme stratejisi olduğunu kaydeden Arınç, "Bu alanda da hedefimiz, başından beri bölgesel ve küresel siyasette aktif bir özne olarak harekete geçmek suretiyle, adil bir küresel düzenin ortaya çıkmasına katkıda bulunmaktır. Türkiye'nin dış politikada aktif olduğu alanlar, sürekli olarak artmış, dış politika gündemi zenginleşmiştir" dedi.
Arınç 2023 yılında bölgesel ve küresel siyasette aktif olunan tüm alanlarda ilişkileri derinleştirme çabasını devam ettiren ve bu çerçevede, AB üyesi olmuş, Ortadoğu ve Afrika ülkeleriyle tecrübe paylaşımını güçlendirmiş bir Türkiye'nin bölgesel ve küresel siyasette istikrar kurucu ülke olmayı hedeflediğini vurguladı.
AB için stratejik kararlar sürdürülüyor
Türkiye'nin 2023 Vizyonu çerçevesinde AB ile olan ilişkilerinde stratejik kararlılığını sürdürdüğünü belirten Arınç, AB sürecinin ve gereklerinin daha önce hiçbir iktidarın konuşmaya dahi cesaret etmediği şekilde peyderpey gerçekleştirildiğini ve Türkiye'nin bugün fiilen ve birçok açıdan Avrupa'nın ve Avrupa Birliği'nin bir parçası olduğunu vurguladı.
Avrupa Birliği vizyonuna gereğinden ve hak ettiğinden fazla eleştiri gelmesine gönüllerinin razı olmadığını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
"Hani sürekli olarak AB bitti diyorlar ya, biz buna prim vermiyoruz. 50 yıldır inişli çıkışlı bir ilişkiyi ilk defa biz AKP olarak sistematik bir biçimde derli toplu bir siyasetin ve vizyonun parçası kıldık. Günü kurtarmak için değil, gerçekten Türkiye'nin ihtiyaçları ve AB vizyonunun gerekleri çerçevesinde somut ve net adımlar attık. Müzakereleri başlattık, ancak başlattık ama ondan sonra bir şeyler oldu ve AB büyük bir kararsızlık süreci içine girdi. Biz iç tartışmaları, iç sıkıntıları, dinamikleri, genişlemeyle gelen muhtemel sorunları ve zaman zaman Avrupa'nın geleceğine dair kafa karışıklığını anlıyoruz. Büyük ve tarihi bir dönüm noktasındayız. Hem Avrupa için hem AB için hem de Türkiye için. Bu noktada elbette tarihin yükü, şimdiki zamanların sıkıntıları ve geleceğin belirsizliği bazı tereddütler yaratıyor anlaşılan. Bunu nasıl yapacağımız açıktır. Tıkanan başlıkları bir bir açmak, bu sürecin gereklerini hızlandırmak."
AB ülkelerindeki iç sorunları anladıklarını ve Türkiye'nin, Avrupa'ya yük olmaya değil, yük almaya geldiğinin altını çizen Arınç, "Türkiye, AB'ye kurucu değerleri etrafında yolculuğuna güçlü bir biçimde devam etmesine destek vermeye geliyor. İçe kapanmaktan kaçınan, cesur kararlar alabilen, yabancı düşmanlığına prim vermeyen, bölgesel ve küresel ilişkilerde tarihi izleyen değil, biçimlendiren ve yön veren bir Türkiyeli AB vizyonunu derinleştirmeye geliyor" dedi.