Arınç da beğenmiş

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın konuştuğu Kutlu Doğum Haftası törenlerine, yüksek organların başkanları ile kurum ve kuruluşların yöneticilerinin "hiç çekinmeden" katılmalarını gönülden istediğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Arınç, dün katıldığı bir TV programında CHP lideri Baykal’ın Kutlu Doğum Haftası törenlerine katılması olumlu ve çok doğru olduğunu ifade etti. Arınç, “Çünkü halkımızın ortak değerleri içerisinde hem inancımız vardır hem de bu inancımızın başında peygamberimiz gelmektedir. Keşke bugüne kadar da katılabilselerdi. Keşke bundan sonra da katılabilseler ve sadece Sayın Baykal’la da sınırlı kalmasa... Yüksek organlarımızın çok değerli başkanları, kurumlarımızın kuruluşlarımızın çok değerli yöneticileri bu toplantılara hiç çekinmeden, hiçbir rezerv koymadan katılabilseler” diye konuştu.

Törende TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’in de konuşma yapmalarına rağmen Baykal’ın konuşmasının basında daha çok yer aldığına dikkati çeken Arınç, “Çünkü ilginç olanı, Sayın Baykal’ın katılması ve konuşma yapmasıydı. Geçmişteki bazı skolastik düşüncelerin veya tabuların aşılması gerekir. Sayın Baykal’ın bunu cesaretle yapmış olmasını ve belki de bunu yanlış bulanlara rağmen yapmış olmasını fevkalade olumlu buluyorum, samimi buluyorum, içten buluyorum” ifadesini kullandı.

 

"Yeni yorum" istedi

Baykal’ın 29 Mart yerel seçimleri öncesinde başlarını örten ve çarşaf giyen kadınlara parti rozeti takmasını da olumlu bulduğunu ve benzer uygulamaların devam etmesi gerektiğini kaydeden Arınç, “Toplumda ihtiyaç duyduğumuz kaynaşmayı, müşterek değerlere birlikte sahip çıkmayı ve irtica, gericilik, yobazlık, laiklik düşmanlığı gibi Türkiye’yi çatışma alanlarında yıllardan beri meşgul eden konularda yeni bir yorum yapmayı tekrar gündeme getirir” görüşünü dile getirdi.

 

Arınç, Anayasa değişikliği ile ilgili olarak CHP'nin 30 maddenin beğenmediklerine oy vermemesi, beğendiklerine oy vermesi ancak tümü oylanırken 'evet' oyu kullanması önerisinde bulunarak, ''O zaman demektir ki 367'nin üzerinde çıkacak gibi bu. Nereye gidecek, Cumhurbaşkanı'na. O zaman kendi sözünün muhatabı olan makamın yapacağını beklesin. Cumhurbaşkanı bakacak 367'nin üzerinde, olabilir ki MHP de katılacaktır olabilir ki diğer partiler de... Belki 400, 420... O zaman onların doğrudan yayımlanması için gönderebilir. Bakacak, eğer CHP'nin iddiası doğruysa 330 civarında kalmış olan maddeleri Sayın Cumhurbaşkanı kendi yetkisiyle referanduma sunabilir'' dedi.

Kendisinin Cumhurbaşkanı Gül'e yol gösterme noktasında olmadığını belirten Arınç, ''Ama Sayın Baykal Cumhurbaşkanı'ndan böyle bir şövalyelik beklediğine göre o zaman 367 ile kabulü için oy verip sonunda Sayın Cumhurbaşkanı'nın hukuki düşüncesine, vereceği karara da saygı duyması gerekli'' diye konuştu.


''Baykal tümüne evet demeli"


Baykal'ın, Anayasa oylamasının tümüne 367 verilirse beğendiği maddelerin de kabul edileceğini kaydeden Arınç, şunları söyledi:
''Tümüne 367 çıksın diye 'evet' oyu verip de ilk gün muhatap aldığı Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki gelişmelere bakarak ne yapacağını beklemesi lazım. Ne yapabilir Sayın Cumhurbaşkanı? Hepsi 367'nin üzerinde kabul edildiğine göre doğrudan yayımlanmak üzere Resmi Gazete'ye gönderebilir veya Türkiye'deki gelişmelere bakarak '3'ü, 4'ü, 5'i referanduma gitsin diğerleri de oradan yayımlansın' da diyebilir. Bunu Cumhurbaşkanımız sadece CHP istediği için değil, belki kendi hukukçularının da göreceği lüzum üzerine böyle bir karar da verebilir. Ama bunu bu şekilde yapıyor olması, CHP'nin bu Anayasa değişikliğinde asıl amacının ülkenin böyle bir Anayasa ihtiyacı olduğunu düşünmesinden geçer, diye söylüyorum.

Bütün bunları yaparken 'Ben bütün bunlara baştan kategorik olarak karşı çıkmıştım. O yanlış bir siyasetti ama doğrusunu şimdi yapıyorum' diyerek bu Kutlu Doğum Gecesi'nin güzel vesilesiyle yeni bir siyasi sayfa açması lazım. Çünkü CHP geleneği, tek parti geleneğidir. Tek parti geleneği de totaliter bir anlayıştır. Totaliter bir anlayışta da hiçbir zaman uzlaşma vs. yoktur. Eğer Sayın Baykal bu tabuyu yıkacaksa yani İttihat ve Terakki geleneğini, tek parti geleneğini, Milli Şeflik geleneğini bir kenara koyup da artık, gerçekten adında olduğu gibi Avrupa'daki arkadaşları, dostları siyasi partiler gibi halk için, halka göre, halkla beraber bir siyaset anlayışını benimsediğini gösterecekse referandum en tabii haktır, demokratik bir yoldur. 'Halk bu konuda ne karar verirse başımın üstünde yeri var' demesi lazım.''


''Ya orada ya referandumda kabul edilecek"

CHP Genel Başkanı Baykal'ın uzlaşmak için Pazartesi gününe kadar süre vermesini eleştiren Arınç, ''Yanlış bir üslup. Görüşmeler başladığında 'bu iş kolay olmaz' diyor. Belki kendisi söylemedi ama Sayın Özyürek, Sayın Hakkı Süha Okay tehdit ediyor. İçtüzükten gelen bütün haklarınızı kullanırsınız. Ama kavga mı edeceksiniz, bir şey mi yapacaksınız ama bunu bizim böyle gözümüzü korkutacak üsluplarda söylemeleri çok yanlış olur'' dedi.
Kendilerinin de TBMM İçtüzüğü'nün verdiği hakları sonuna kadar kullanacaklarını söyleyen Arınç, ''Ama sonunda bu Anayasa değişikliği ya olacak, ya olmayacak. 330 ya çıkacak, ya çıkmayacak. Ya orada kabul edilecek, ya referandumda kabul edilecek. Başka ihtimaller yok. Rejim Cumhuriyet, Anayasal bir rejim. Parlamenter bir sistem var. Bu iş bugüne kadar böyle olmuş, bundan sonra böyle olmaya devam edecek'' diye konuştu.

Batılı ülkelerde yerel yönetimlerin bile referandum yaptığını belirten Arınç, ''Ama diyelim ki halk bunu reddetti, olabilir. O zaman ne diyeceğiz? Halka mı kızacağız? 'Ama halka gitmesin, çünkü halk kabul edecek. Taş üstüne taş koyalım' derlerse bizim bunun karşısında yeniden önümüz duvarlarla örülmesin diye bazı teminatlar istememiz gerekebilir'' dedi.