Antalya'nın Yağması ve TOKİ
cumhuriyet.com.trAntalya, Türkiye’nin dünyaya açılan penceresidir. Sadece bir yıl içerisinde Antalya’ya gelen turist sayısı 11 milyonu geçmiştir. Bu güzellikte olan emsal kentlere baktığımızda Antalya’nın 12 Eylül 1980’den itibaren yeşil alanlarının hızla azaldığı, kente uzaktan bakıldığında kesme bir mermer blok izlenimi verecek kadar yapılaştığı görülecektir. Boş kalan her yer hızla yapılaşmaya açılmaktadır. Son kalan 100. Yıl Spor Bileşkesi, Dokuma Fabrikası arazisi, Pil Fabrikası arazisi, TEKEL binası ve arazisine kent yağmacıları göz dikmişlerdir.
İktidar tarafından önce Kepez bölgesinde 2 bin dönüm araziye kentsel dönüşüm diye sokulmak istenen TOKİ, halkın ve belediyelerin tepkisiyle buradan elini çekmek zorunda kalmıştır. Ancak bu sefer de kentin yeşil kalması gereken büyük arazilerine el atmıştır.
Toplu Konut Kanunu’nda 24.07.2008 tarihli 5793 sayılı kanun ile yapılan değişiklik doğrultusunda, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) imar yetkisi arttırılmıştır. Bu düzenleme CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır.
Anayasa Mahkemesi iptal istemini reddederken, şu görüşleri ifade etmiştir:
“Ülkenin konut sorununu çözmek üzere kurulan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na, gecekondu dönüşüm projesi uygulanacak alanlarla, toplu konut alanlarıyla sınırlı olarak çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde imar planı yapma yetkisinin verilmesi sosyal devlet ilkesi kapsamındadır.
… Buna göre, gecekondulaşmanın önlenmesi ve toplu konut ihtiyacının karşılanması gibi kamu yararının gerekli kıldığı hallerde belirli nitelikteki taşınmazlara ya da bölgeye ilişkin olarak imar konusunda merkezi idare kuruluşlarına imar planları yapma yetkisi verilmesinde anayasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.”
Görüldüğü gibi Anayasa Mahkemesi; TOKİ’nin ülkenin konut sorununu çözmek üzere kurulması nedeniyle verilen yetkilerin kamu yararı kapsamında olduğunu gözeterek açılan davayı reddetmiştir.
Ancak Antalya’da TOKİ’ye verilen stadyum yapma yetkisinin konut üretme ile uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır. Özellikle bir tacir gibi, TOKİ’nin arsa karşılığında (kat karşılığı) inşaat şeklinde taahhüt yükümlenerek, 40 dönümlük stadyumun karşısında 40 dönümlük ticari alanı alması tüccarlıktır. Her ne kadar TOKİ Kanunu’nun Ek 1. maddesinin K bendinde “İdareye kaynak sağlanmasını teminen kâr amaçlı projelerle uygulamalar yapmak veya yaptırmak” yetkisi varsa da bu, devletin ticaret yapması anlamına gelir. Bu da devlet kavramı ile bağdaşmaz.
Antalya’da TOKİ’nin stadyum karşılığı 40 dönüm arsayı alarak, üzerine paşa keyfine göre yükselti verip, keyfine göre planı hâlâ hiç kimse tarafından bilinmeyen ticari alan yapması kabul edilemez.
TOKİ, toplu konut yapmakla yükümlü bir idare olarak, stadyum yapımına el atarak, aynı kanunun bendinde yazılı “Bakanlıkların talebi ve bağlı bulunduğu bakanın onayı halinde, talep konusu projeleri yapmak veya yaptırmak” maddesini uyguladığı ileri sürülse bile, Bakanlığın ticaret yapma hakkı ve yetkisi yoktur. Devleti ticari işletme zanneden anlayış, “kent rantı” yağmasına dönüşmüştür.
Stadyum karşılığında TOKİ’ye verilen 40 dönümlük alan Antalya’nın şu andaki en değerli yeridir. İlk üç kattan sonra, bütün daireleri denizi ve Antalya Körfezi’nin şahane manzarasını görecek, her biri 2 milyon dolardan daha fazla değeri olacak dairelerin karşılığında, daha önce 65 kat olarak planlanmıştı.
65 katlı binanın varlığını, Antalya kamuoyu ve bizler, ancak AKP yerel yönetimden gittikten sonra öğrenebildik. Halktan, demokratik örgütlerden, siyaset adamlarından gizlenerek yapılmış bu inşaat durumu gizli bir yağmanın planlandığını açıkça ortaya sermiştir.
Şimdi bile, TOKİ’nin stadyumun karşılığında kendisine bırakılacak 40 dönüme kaç katlık bir bina yapacağı veya kaç adet bina yapacağı, emsalinin ne olacağı, arazinin ne kadarının yeşil alan olarak bırakılacağı, Antalya’da 2 bin amatör spor takımının yararlandığı bu alanın karşılığında nasıl bir spor sahası bırakılacağı, yapılacak stadyumdan amatör spor kulüplerinin yararlanıp yararlanmayacağı belli değildir.
Stadyum ihalesinin verildiği şirketin, bu işi yapmaya yeterli ekipman ve mali gücünün olmadığı, uydurma bir firma olduğu, İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. AKP iktidarı böylesine yağmalarla yandaşlarını zengin etmektedir. Hiç şüphemiz yoktur ki, TOKİ’nin inşaatı verdiği bu firma, çok kısa zaman içerisinde işi yapabilecek nitelikteki bir şirkete avantasını alarak devredecektir. AKP iktidarı bu haksız kazançları sağlayarak, nereye kadar gidecektir. TOKİ’yi Türkiye’yi yağmalamanın bir aracı olarak kullanmak, ahlaksızlıktır. Antalya, Türkiye’de en çok vergi ödeyen illerden birisidir.
Stadyum bahanesiyle hem Antalya’nın yeşil kalması gereken bir alanını beton yığınına çevirmek, hem de tüccar anlayışıyla devlet tarafından parası ödenerek yapılması gereken stadyumu Antalya halkının arazisiyle yaptırmak büyük haksızlıktır.