"Anlattıklarım bir kurgu"

Malatya'da Zirve Yayınevinde 1'i Alman uyruklu 3 kişinin bıçaklanarak öldürülmesi olayıyla ilgili görülen duruşmada çeşitli iddialarda bulunan sanıklardan Varol Bülent Aral, ''Benim anlattıklarım bir kurgu idi. Ben mahkemenizin yaptığı yanlışları anlatmaya çalıştım'' diye konuştu.

cumhuriyet.com.tr

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık ve müdahil avukatların taleplerinin dinlenmesinin ardından sanıklardan Varol Bülent Aral'a söyleyeceği sözü olup olmadığı soruldu.

''Yeni şeyler konuşmak'' istediğini belirterek söze başlayan Aral, ''Cinayetler için benim yanımda Emre Günaydın'ın babasına elden 500 bin lira eski jandarma alay komutanı tarafından verildi'' iddiasında bulundu. İddilaranı sürdüren Aral, ifadesinde şunları söyledi:

''Beni jandarma alay komutanlığına çağırdılar. Daha sonra bana üzerinde Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ismi bulunan sarı bir zarf verdi. Bu zarfın içerisinde, takip edildiğim, vatansever olduğum ve bana bir görev vermek istedikleri yazıyordu. Daha sonra birkaç kez Mehmet Ülger ile görüştüm. Beraber bir apartman dairesine gittik. Burada Emre Günaydın ve babası Mustafa Günaydın ve ağabeyi olduğunu sandığım bir kişi ile Hüseyin Yelki bulunuyordu. Kendileri ile burada tanışmış oldum.''

Aral, hazırlanan bir slayt gösterisi ile Protestan cemaati ve kiliselerle ilgili bilgilendirmeler yapıldığını ileri sürerek, ''Eylem yeri ile ilgili krokilerin daha sonra verileceği söylenerek çanta içerisinde 500 bin lira Emre Günaydın'ın babasına elden teslim edildi. Daha sonra Emre Günaydın'a bir telefon numarası verildi ve Hüseyin işaret edilerek, 'bu bunun numarasıdır' denildi. Bununla irtibatta olacaksın denildi'' iddiasında bulundu.
Daha sonra Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'ya bir gazete kupürü uzatan Aral, bunu okumasını istedi. Mahkeme başkanı da kupüre baktıktan sonra ''Ne anlam çıkarmamı istiyorsun?'' diye sordu.

Mahkeme Başkanı Kısa daha sonra ''Biz cinayet konusuna geri dönelim'' diyerek Aral'ın ifadesini sürdürmesini isteyince, ''Benim anlattıklarım bir kurguydu. Ben mahkemenizin yaptığı yanlışları anlatmaya çalıştım.'' dedi.

Bu ifadelere sinirlenen Mahkeme Başkanı Kısa, ''Yalan beyanda bulunmanın cezasına katlanırsın'' deyince Aral, ''Anlattıklarım yalan değil. Ama kurgu'' dedi.
Mahkeme Başkanı, daha sonra Aral'ın yerine oturmasını istedi.
Bu sırada Emre Günaydın, Varol Bülent Aral'ı işaret ederek, ''Bu gevendedir (işe yaramaz)'' dedi. Duruşmada Emre Günaydın'ın avukatı Niyazi Tokmak ile Aral arasında sözlü tartışma da yaşandı.

Mahkeme Başkanı Kısa, Aral'a, ''Bir daha söz almadan konuşursan, seni dışarı atarım. Savunma hakkını kısıtlamış olmayalım diye bunu yapmıyorum. Ama sende söz almadan bir daha konuşma'' diyerek uyardı. Avukata da uyarıda bulunan mahkeme başkanı, tekrarı halinde salondan atılacağını belirtti.

Baro tarafından atanan müdafi avukat, müdafilikten çekilmek istediğini söyleyince, mahkeme başkanı tarafından Aral'a, ''Bu avukatı istemiyor musun?'' diye soruldu.
Aral da ''Ben avukatsız savunma yapmak istiyorum. Bana verilen avukatlar korkunç yaratıklar. Avukatlık vasfı taşımıyorlar'' dedi.
Mahkeme Başkanı Kısa ise üzerine atılı suç nedeniyle avukatsız duruşmalara katılamayacağını ifade etti. Aral da ''Madem öyle bana da müdahil avukatlardan birkaç tane atanmasını istiyorum'' dedi.

Aral'ın ifadesini tutanağa geçiren mahkeme heyetindeki Özel Yetkili Savcı Şeref Gürkan, sanıkların yüzlerine TCK'nın ilgili maddesini okuyarak, ''İstanbul Cumhuriyet Savcısınca gerçekleştirilen operasyonlarda tutuklamalar oldu. Bu kapsamda etkin pişmanlık yasasından yararlanmak isteyen ve varsa bildiklerini anlatmak isteyen var mı?'' diye sordu.
Yeniden söz alan Varol Bülent Aral, ''Celse arasında savcı beyle görüşmek istiyorum'' dedi.
Mahkeme Başkanı Kısa'nın verdiği aradan sonra duruşmaya yeniden devam edildi.