Ankara katliamı için çarpıcı iddialar: 'İtfaiye' detayı
Bombalı saldırı düzenlenen Ankara'aki barış mitingini düzenleyen tertip komitesinin Ankara Valiliği'ne bildirdiği saat ile Valiliğin onay yazısı arasında çarpıcı bir farklılık olduğu ortaya çıktı. Raporda, "Yaralı taşımasını engellemek üzere içinde personel olmayan itfaiye aracının yol üzerine bırakıldığı" iddiasına da yer verildi.
KEMAL GÖKTAŞBombalı saldırı düzenlenen Ankara'daki barış mitingini düzenleyen tertip komitesinin Ankara Valiliği'ne bildirdiği saat ile Valiliğin onay yazısı arasında çarpıcı bir farklılık olduğu ortaya çıktı.
Tertip komitesinin gardan Sıhhiye Meydanı'na yürüyüş ve toplantı için 08.30 başlangıç saati bildirdiği, Valiliğin ise 12.00 itibariyle olur verdiği ifade edildi.
Konuya ilişkin rapor hazırlayan avukat bu duruma ilişkin olarak "Dikkat edilmesi gereken husus bildirime esas saat 08.30 olmasına rağmen ‘Valilik Olur Yazısının’ toplantı ve gösteri yürüyüşü için saat 12.00’dan itibaren organizasyonel sorumluluk alacağını beyan etmiş olmasıdır" denildi.
Faillerin IŞİD üyesi olduğu ortaya çıkan saldırı ile ilgili soruşturmanın Terörle Mücadeye Şubesi'ndeki PKK masası tarafından yürütülmesi de dikkat çekti.
Ankara'daki barış mitingi mağdurlarının avukatlarının da aralarında yer aldığı Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi’nin soruşturmaya dair izleme ve bilgilendirme raporunda çarpıcı iddialar yer aldı.
Raporda barış mitinginin çağrıcıları KESK, DİSK, TTB ve TMMOB tarafından oluşturulan tertip komitesinin 22 Eylül 2015 tarihinde toplantı yürüyüşü düzenleme istemini İl Emniyet Müdürlüğü’ne bildirdiği belirtildi. Tertip komitesinin başvurusunda “10 Ekim 2015 Cumartesi tarihi 08.30- 16.00 saatleri arasında Ankara Tren Garından toplanarak Sıhhiye Meydanında ‘Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi, Barış Emek ve Demokrasi’ adı altında toplantı yürüyüşü” düzenleceğini bilgisi verildiği ifade edilen raporda “Bu kapsamda Valilik tarafından, 01 Ekim 2015 tarih ve 15491-2015 sayılı yazı ile ‘10.10.2015 tarihinde Ankara Tren Garında toplanılarak Talatpaşa Bulvarı, Opera Meydanı ile Atatürk Bulvarlarını takiben Sıhhiye Meydanına kadar yürümek suretiyle burada toplantı ve gösteri yürüyüşünün 12.00 – 16.30 saatleri arasında düzenlenmesine” olur verdiği belirtildi.
Raporda şöyle denildi:
Ağır ihmalden ziyade...:
Burada dikkat edilmesi gereken husus bildirime esas saat 08.30 olmasına rağmen ‘Valilik Olur Yazısının’ toplantı ve gösteri yürüyüşü için saat 12.00’dan itibaren organizasyonel sorumluluk alacağını beyan etmiş olmasıdır. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin herhangi bir müdahale olmaksızın gerçekleştirilmesini sağlama yükümlülüğü devletlerin üzerine düşmekteyse de Türkiye’de basın açıklamaları da dahil olmak üzere kolluk kuvvetlerinin bu tür gösteri ve toplantılara hukuka açıkça aykırı şekilde güç kullandığı aşikardır. Dolayısıyla herhangi bir muhalif etkinliğin devletin engeli ve baskısıyla karşılaşması temel norm olduğu üzere, güvenlik tedbiri almak konusunda neden imtina edildiğinin açıklanması da zorunludur. Nitekim herkes yaralanma, dövülme, keyfi yakalama ya da tutuklamaya maruz kalma, işkenceye uğrama, öldürülme ya da zorla kaybedilme korkusu olmadan protesto özgürlüğüne sahiptir. Ancak 10 Ekim 2015 Ankara Barış Mitingi öncesi, 05 Haziran 2015 Diyarbakır Katliamı ve 20 Temmuz 2015 Suruç Katliamı gerçekleştirilmiştir. Kolluk kuvvetlerince asgari güvenlik tedbirlerinin alınmadığı benzer kitlesel eylemlerde daha yakın tarihlerde bombalı saldırıların gerçekleşmiş olması, devletin ağır ihmalinin ötesinde doğrudan failliğini gündeme getirmektedir.
Hiç kolluk yoktu:
Görgü tanıklıkları, mobese görüntü kayıtları, amatör kamera çekimleri patlamaların gerçekleştirildiği hat üzerinde, olay anında hiçbir kolluk kuvvetinin bulunmadığını göstermektedir; bugüne gelindiğinde de olaya bağlı hiçbir kolluk kuvvetinin yaralanma yahut ölümünün kaydedilmediği bilinmektedir.
PKK masası:
Soruşturma işlemleri, TEM’in PKK-KCK Soruşturmalarını yürüten polislerince yapılmaktadır. Formasyonu Kürtlerden şüpheli yaratmak olan bir ekibin, Kürtlere ve geniş muhalif kesimlere yönelen bombalı bir saldırıyı çözmek açısından nesnel kriterlere sahip olabileceğinin düşünülmesi mümkün değildir. Savcılık ya da bağımsız soruşturmacılar tarafından yürütülmeyen bu soruşturmada görülen TEM’in esas olarak işlem yürütmesi delil zincirinin baştan zedelendiğini ortaya koymaktadır. Nitekim soruşturmanın başından itibaren Başbakan da dahil olmak üzere “PKK-IŞİD ortaklığı” algısı yaratılmaya çalışılmıştır. HDP milletvekili aday adayının gözaltına alınması gözaltında ifade alma amaçlı işkenceye maruz kaldığını iddia etmesi ve neticeten serbest bırakılması diğer katliam soruşturmalarındaki manipulatif eğilimi de ortaya koymaktadır.
Gaz, TOMA, akrep:
Az sayıda ambulansın olay yerine yaklaşık 40 dakika içerisinde ulaştığı ve çoğunlukla özel araçlarla hastane sevklerinin sağlandığı kaydedilmiştir. Çevik kuvvet ekipleri ağır yaralıların olduğu ve yaralılara müdahale edilmeye çalışılan alanda göz yaşartıcı kimyasal kullanmıştır. Alana 2 akrep tipi araç girmiş, TOMA 5’in sürekli olay yerinde hareket halinde olması, delil bütünlüğünün ortadan kalkması dahil alandaki gerilimin yükselmesinden başka bir amaca hizmet etmemiştir. TOMA 1 ve TOMA 21 araçlarının önündeki ıslaklık dar menzil içinde de olsa olay yerine su sıkıldığını göstermektedir. Patlamanın hemen ardından Sıhhiye yönünde bekletildiği anlaşılan itfaiye araçlarının olay yerine girdiği ancak ne amaçla olay yerine girdiğinin anlaşılamadığı, bunun olay yerindeki kaos ortamını artırmaktan ve olay yerine ait delilleri bozmak, delillere zarar vermek kastından başkaca bir anlam ifade etmediği düşünülmektedir. Yanı sıra, Arena Spor Salonu önünde içinde herhangi bir personel bulunmayan itfaiye aracının yol üzerinde bırakıldığı, bu suretle yaralı taşımanın engellenmek üzere bu itfaiye aracının konuşlandırıldığı görgü tanıklıkları ile belirlenmiştir.