Ankara "Anna Karenina"yı ağırlıyor
Rus edebiyatının baş yapıtlarından ''Anna Karenina'', ''parmak ucunda'' seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin, Tolstoy'un ölümsüz romanından bale sahnesine uyarladığı eser, 29 Aralık Pazartesi günü gerçekleştirilecek prömiyerle sanatseverlerle buluşacak.
cumhuriyet.com.trLev Nikolayeviç Tolstoy'un ölümsüz romanından bale sahnesine uyarlanan ''Anna Karenina''nın koreografisi Andre Prokovsky'nin imzasını taşıyor. Müzik düzenlemesini Guy Woolfenden'ın gerçekleştirdiği eserde, orkestrayı, Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müzik Direktörü Şef Naci Özgüç yönetecek. Eserin dekor ve kostümlerini Alexandre Vassiliev hazırladı.
Anna Karenina'yı Sanem Ergüler, Ayşem Sunal, Elif Fırat ile Arzu Kıran'ın dönüşümlü olarak canlandıracağı eserde, Bahri Gürcan, Cankat Özer, Emre Güler, Burak Kayıhan, Cevat Aydemir, Ertuğrul Bolat, Barbaros Öztürk, Zeynep Nuryılmaz, Semih Küren, Mert Türkoğlu, Neşe Güne, Deniz Ertürk, Özlem Kuru Kofalı, Mine İzgi Örsçekiç, Ayşegül Aydemir, Hakan Odabaşı ve Mert Kocaay başlıca rollerde yer alıyor.
Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin (ADOB) sahneye koyduğu ''Anna Karenina'' balesi, 29 Aralık Pazartesi günü gerçekleştirilecek prömiyeriyle izleyici karşısına çıkacak.
Anna Karenina'nın konusu
Tolstoy'un bugüne değin sinema filmi, tiyatro oyunu ve dizi filmlere konu olan klasik öyküsünde olaylar şöyle gelişiyor:
Anna Karenina, Rus aristokrasisine mensup şık ve güzel bir kadındır. Kibarlığı ve saygıdeğer kişiliğiyle çevresinde hayranlık uyandırmaktadır. Kocası, yüksek bir devlet memurudur. Anna Karenina'nın monoton bir evlilik hayatı vardır. Genç kadın, bütün mutluluğu evinde ve çok sevdiği çocuğunda bulmaktadır. Bir gün, Anna Karenina'ya, ağabeyi ile yengesinin arasının açıldığı haberi gelir. Anna, onları barıştırmak için Moskova'ya gider. Orada Vronski adında yakışıklı, genç bir kontla tanışır. Kont Vronski, ilk görüşte Anna'ya hayran olmuş ve kur yapmaya başlamıştır. Önceleri ilgisiz davranmaya çalışan Anna, bir süre sonra onun aşkına karşılık verir. Bu durum birçok dedikoduya neden olsa da Anna Karenina umursamaz. Hatta durumu, kocasına bile anlatır. Ağırbaşlı, dedikodudan korkan bir adam olan kocası, karısının itirafları karşısında sarsılır, ama belli etmez. Çevreye karşı itibarlarının sarsılmaması için boşanmayı reddeder.
Kocası, Anna'ya, çocuğunun geleceğini düşünerek bu ilişkiye son vermesini ister. Fakat Anna, Vronski ile İtalya'ya kaçar. Dönüşlerinde kimse onlarla arkadaşlık yapmak istemez. Bu, Anna'nın sinirlerini iyice bozar ve aralarında huzursuzluk başlar. Anna, Vronski'nin artık kendisini sevmediğini düşünerek bunalıma girer. Oğlunun da hasretiyle pişmanlık duyan Anna, kendini trenin altına atarak canına kıyarken, yıkılan Vronski de orduya yazılarak kendine farklı bir yön çizer...
'Anna beni çok etkiledi'
Anna Karenina karakterine bale sahnesinde can veren Sanem Ergüler, bir klasik olan eserdeki Anna Karenina'nın aşk uğruna büyük acılar çeken bir kadın olduğunu, bunun da kendisini çok etkilediğini ifade etti. Ergüler, eserin edebiyat dünyasında bir dönüm noktası olduğunu da söyledi.