Anayasa paketi Kamu-Sen, KESK ve Türk-İş'te

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, başkanlığındaki AKP heyeti, KAMU-SEN, KESK, TÜRK-İŞ, Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Noterler Birliği'ni ayrı ayrı ziyaret etti.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,  anayasa değişikliği taslağı hakkında bilgi vermek üzere, beraberinde TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ile birlikte KAMU-SEN, KESK, TÜRK-İŞ, Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Noterler Birliği'ni ziyaret etti.


Kamu-Sen Genel Başkanı Akyıldız paket için ne dedi?

Kamu-Sen Genel Başkanı Akyıldız, Arınç ve beraberindekilerin ziyaretinden büyük mutluluk duyduklarını belirterek, anayasa değişikliği taslağı ile ilgili bilgi aldıklarını söyledi.
Kendilerinin de özellikle kamu çalışanlarına ilişkin düzenlemelerle ilgili endişelerini aktardıklarını ifade eden Akyıldız, şöyle konuştu: ''Bize göre, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan ve anayasanın 90. maddesiyle teminat altına alınan hakların anayasa değişikliğiyle net bir şekilde ifade edilmesinde bir eksiklik olduğu kanaati hakimdir. Grevin ifade edilmemiş olması bizi endişelendirmektedir. Bu nedenle grevin de açık bir şekilde ifade edilmesinin doğru olacağını belirttik ve bu konuda gerekli düzeltmenin yapılmasını kendilerinden istirham ettik.''

Diğer konularla ilgili olarak ise Türkiye Kamu-Sen'in hukuk bürosunun taslağı inceleyeceğini ifade eden Akyıldız, konuya ilişkin görüşlerini yarın düzenleyecekleri bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.

Akyıldız, 2007 yılında başlatılan ve Türkiye Kamu-Sen'in de içinde bulunduğu bir anayasa platformunun çalışmasının kesintiye uğramış olmasından üzüntü duyduklarını ve bu çalışmayı tamamlamış olmayı istediklerini ifade ettiklerini kaydederek, ''Bu çalışmanın devam ettirilmesi konusunun dün akşam yapılan bir toplantıyla karar altına alındığını ifade etmeye çalıştık'' dedi.

Bircan Akyıldız, şöyle devam etti:  ''Önümüzdeki süreçte yapılacak değişikliğin anayasa üzerinde yeni bir tartışmanın olmamasını sağlayacak bir sonuç doğurmayacağı endişesinde olduğumuzu da ifade ederek bu çalışmayı yürütmekte kararlı olduğumuzu kamuoyuna açıklayacağımızı belirttik. Geldiğimiz noktada anayasa değişikliğinin önemli olduğunu ve ciddi bir uzlaşma gerektirdiğini ve anayasaların çok sık değişmemesi gerektiğini düşündüğümüzü de belirtmek isterim. Önemsediğimiz bir konu da bizi ziyaret etmiş olmalarının önemli olduğunu, ciddiye aldığımızı, bundan mutluluk duyduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum''

 

KESK Genel Başkanı Evren'den Anayasa paketi yorumu

KESK Genel Başkanı Sami Evren de görüşmede Anayasa paketine ilişkin öneri ve eleştirileri ilettiklerini söyledi.

1982 Anayasası'nın 1987'den itibaren 81 maddesinin değiştiğini, yeni değişikliklerle bunun 100 maddeye kadar çıkacağını dile getiren Evren, ancak tüm bu değişikliklere rağmen Anayasa'nın ruhunun ve zihniyetinin değişmediğini, bir eleştiri konusu yaptıklarını belirtti. Evren, ''Devlet yurttaşlar arasında ayrım yapmamalıdır. Dine, ırka dayalı bir devlet anlayışı olmamalıdır'' dedi.

Devletin çalışma hayatının demokratikleşmesini güvence altına alması gerektiğini ifade eden Evren, iş güvencesinin de büyük önem taşıdığını dile getirdi. Kamu hizmetlerinin kamu yararı esasına göre düzenlenmesi gerektiğini de bildiren Evren, kamu hizmetlerinin, piyasanın insafına teslim edilmemesini istedi. Bu nedenle yapılacak olan Anayasa'da kamu hizmetlerinin özellikle de eğitim ve sağlık hakkının parasız olmasının sağlanması talebinde bulunan Evren, şöyle devam etti: ''Demokratikleşme konusunda son bir yıldır çok tartışmalar gerçekleşti ama bu tartışmalar içerisinde özellikle Kürt sorununun çözümüne yönelik demokratik bir açılımı maalesef burada göremediğimiz eleştirisini de söyledik. Yine Anayasa'nın 42. maddesinin mutlaka kaldırılması gerektiğini ifade ettik. Çünkü, 'Devletin resmi dili Türkçe'dir'. Burada herhangi bir sorun ve tartışma zaten yoktur ama diğer dillerin yasaklanması, özellikle ana dilde eğitim hakkının yasaklanması gibi çağdışı hükümlerin Anayasa'da olması gerekmiyor. Alevi Çalıştayı gibi demokratik çalıştaylar yapıldı. Bunun da Anayasa'da güvence altına alınması için özellikle Alevi yurttaşların talebi olan Anayasa'nın 24. maddesinin yani zorunlu din derslerinin kaldırılması talebinin çok dikkate alınmadığını gördük.''

''Özellikle de kamu çalışanlarıyla ilgili yapılan Anayasa'nın 53 maddedeki değişikliğe çok ciddi eleştiri ve itirazımız var'' diyen Evren, kamuoyuna bu konunun çok yanlış yansıtıldığını öne sürdü. Toplu sözleşme hakkının tanındığı, ancak grev hakkının tanınmadığı şeklinde kamuoyuna bir yansımanın olduğuna işaret eden Evren, şunları kaydetti: ''Bu son derece yanılsamadır. Hem toplu sözleşme hakkı aslında tanınmıyor, hem grev hakkı yasaklanıyor. Bu konuya ilişkin çok açık olarak düşüncemizi kendilerine ifade ettik. Giriş bölümünde 'toplu sözleşme hakkı verilir' denilmesine rağmen, daha sonraki bölümde özellikle 'uzlaştırma kurulu kararı, toplu sözleşme hükmündedir' denilerek de sendikaların işlevi tamamen ortadan kaldırılmakta, uzlaştırma kuruluna gittiğiniz taktirde aracı olan kurum toplu sözleşme ve toplu sözleşme hükmünde karar verebilmektedir. Daha önce Bakanlar Kurulu yetkiliydi. Şimdi, yürütmenin, hükümetin atayacağı kurul yetkili hale getirilmiş. Burada hem grev yasaklanmış hem de toplu sözleşme hakkının içi boşaltılmıştır. Bunun bir kanunla düzenleneceği ifade edilmektedir. Bunun da nasıl olabileceği kanunda tarif edileceği için Yürütme burada irade sahibidir. Yine sendikalar burada irade sahibi değildir. Bu maddenin çok açık bir şekilde grevsiz toplu sözleşme aslında toplu görüşmeyi tarif eder.

Dolayısıyla, toplu sözleşme hakkımızın olabilmesi için grev silahımızın olması lazım. Bunu tanımadığınız taktirde toplu sözleşme yapma hakkınız kalmamaktadır. Bu düzenleme, uluslararası sözleşmelere aykırıdır, Anayasa'nın 90. maddesine aykırıdır. Bu düzenlemenin bir güvence olarak yapılması gerektiğine inanıyoruz, Çünkü uluslararası sözleşmelerden doğan hakkımızla zaten 25 Kasımda üretimi durdurduk, grev gerçekleştirdik. Bizim grev hakkımız zaten vardı, biz bunun güvence altına alınmasını istiyoruz.''

Toplu sözleşme iradesini Hükümetin göstermesi gerektiğine inandıklarını, toplu sözleşme masanına hükümetin gelmesini ve taleplerini müzakere etmek istediklerini ifade eden Evren, paketle ilgili değerlendirmelerini hukukçuları ve konfederasyonun kurulları ile yapacaklarını, Cuma gününe kadar öneri ve eleştirilerini bir kez daha ifade edeceklerini kaydetti.

KESK Genel Başkanı Evren, ''Eleştirilerimizin dikkate alınması, demokrasinin gereğidir. Bu demokratik gelişmenin olumlu olmasını diliyoruz. Aksi takdirde sadece görüşmeden ibaret, önerilerin alındığı, dostlar alışverişte görsün görüşmesini de etik bulmuyoruz. Bu nedenle Sayın Arınç ve arkadaşlarına bizi ziyaret ettikleri için çok teşekkür ediyoruz'' diye konuştu.

Bu arada, KESK'ten ayrılışında Yüksel Yüksel adlı bir vatandaş, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç'ın yanına gelerek kızı için iş talebinde bulundu. Arınç da danışmanına vatandaşa yardımcı olunması yönünde talimat verdi.

 

TBB, Anayasa paketini değerlendirdi

Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Berra Besler, "Bugün için ortaya konan Anayasa değişikliği taslağı; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılmasına ilişkin yeni düzenlemelerle; güçler arası dengeleri daha da bozacak, yasama ve yürütmeyi yargı aleyhine güçlendirerek sisteme aykırılık teşkil edecek nitelikte görünmektedir" dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başkanlığındaki AKP heyeti, Anayasa değişikliği paketi taslağını Türkiye Barolar Birliği'ne sundu. TBB'deki görüşme yaklaşık bir saat sürdü. Görüşmenin ardından açıklama yapan Besler, TBB olarak daha önce yaptıkları açıklamalarda; toplumun tamamını ilgilendiren Anayasa değişikliklerinin "uzlaştırıcı, sağlıklı ve bilimsel bir ortamda objektif esaslarla tartışılarak gerçekleştirilmesinin" en uygun çözüm olacağını ifade ettiklerini hatırlattı.

Anayasa değişikliği paketindeki yargı reformu olarak ortaya konan değişiklik önerilerinin, HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin yapılandırılması ile sınırlı tutulduğunu ifade ederek, bunu "düşündürücü ve kaygı verici" bulduklarını vurguladı. Besler, görüşmede AKP heyetinin paketin bazı maddelerin de değişikliklere gidebileceğini ifade ettiklerini de dile getirerek, şöyle konuştu: "Yine, bir süredir yaşanan ve üzüntüyle izlediğimiz kargaşa ortamında, Hükümet üyelerinin 'yargı reformunun hızla gerçekleştirileceği' yolundaki açıklamalarından duyduğumuz kaygıyı dile getirmiştik. Bugün için ortaya konan Anayasa değişikliği taslağı; HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin yeni düzenlemelerle; güçler arası dengeleri daha da bozacak, yasama ve yürütmeyi yargı aleyhine güçlendirerek sisteme aykırılık teşkil edecek nitelikte görünmektedir. Türkiye Barolar Birliği olarak yıllardır söylediğimiz ve istişari ziyaret raporlarında da teyit ve tavsiye olunduğu gibi yürütmenin yargıya müdahalesi niteliğini taşıyan Anayasadaki mevcut hükümlerin değiştirilmesi, güçler arası dengelerin tesisi beklenirken; yargı reformu olarak ortaya konan değişiklik önerilerinin, HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapılandırılması ile sınırlı tutulmuş olmasını, düşündürücü ve kaygı verici buluyoruz. Yasamanın ve onun içinden çıkan yürütmenin güçlendirileceği ve yargının etkinliğinin zayıflatılacağı izlenimini veren yeni düzenleme önerilerinin, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesi ile bağdaşan bir yönü olamaz"

 

İlgili haber için tıklayınız;

"ANAYASADA YAPILACAK DEĞİŞİKLİK İHTİYACI KARŞILAMIYOR"