Ana dilde savunmanın eli kulağında

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen çoğu avukat 2'si tutuklu 50 sanıklı İstanbul'da açılan 2. KCK davasına devam edildi. Davada sanıklar savunmalarını Kürtçe yapmak isteyince sözleri kesildi.

cumhuriyet.com.tr

KCK avukatlar davasında savunmasını Kürtçe yapmak isteyen sanıkların sözleri kesildi. Davaya bakan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Ekinci, Kürtçe konuşmaları “Kürtçe dilinde beyanda bulundukları için anlaşılamadı” şeklinde tutanaklara geçirdi. Ana dilde savunma hakkı verilene kadar savunma yapmayacaklarını belirten sanıkların savunmaları tamamlanmış sayıldı. Avukat Baran Doğan, “Sorgu savunmanın temelidir. Sorgu yapılmadan savunma yapılmış sayılamaz” diye konuştu. Avukatlarının “Ana dilde savunma hakkını düzenleyen yasanın çıkmasının beklenlemesi ve Kürtçe tercüman talepleri” bir kez daha reddedildi.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen çoğu avukat 28’i tutuklu 50 sanıklı İstanbul’da açılan 2. KCK davasına devam edildi. Silivri Cezaevi Yerleşkesi bitiğişindeki duruşma salonunda görülen davanın bugün görülen 5. oturumuna aralarında Abdullah Öcalan’ın avukatları Doğan Erbaş, Hatice Korkut, Mizgin Irgat, Cengiz Çiçek ve gazeteci Cengiz Kapmaz’ın da bulunduğu  tüm tutuklu sanıklar katıldı. Avukat Ayşe Batumlu’nun da aralarında bulunduğu 12 tutuksuz sanık da duruşmaya geldi.

Duruşmayı, 200 avukat izledi

Duruşmayı Almanya, Fransa, İngiltere gibi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden baro başkanları, hukukçu derneklerinden 30’a yakın avukat cüppeleriyle izledi. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, bazı baro yöneticileri, eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan’ın da aralarında bulunduğu 30’a yakın avukat da duruşmada gözlemci olarak hazır bulundu. 50 sanığın savunmasını üstlenen 150 avukat ile birlikte duruşma salonunda 200’ü aşkın avukat hazır bulundu. BDP Milletvekililleri Pervin Buldan, Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder ile Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk da izledi. Sesli ve görüntülü kayıt istemi olmasına karşın beyanları tutanağa yazdırtan Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, duruşma süresince çoğunlukla ayakta durdu. Başkan Ekinci  6 Kasım 2012’de ara verilen sanık savunmalarının alınmasına devam edileceğini söyledi. Başkan Ekinci, bazı sanıklar hakkında açılmış 15 dosyanın da dava ile birleştirildiğini belirterek sanıklara bu konuda söz verdi. Tutuklu sanık avukatlar Mizgin Irgat, Fırat Aydın Kaya savunmalarını Kürtçe yapmaya başlayınca Başkan Ekinci “Kürtçe dilinde beyanda bulundu, anlaşılamadı” diye geçirdi.

Tercüman talepleri

Tüm sanıkların avukatı eski Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, ana dilde savunma ve tercüman taleplerinin reddedilmesinin davayı kilitlediğini ifade ederek “Ana dilde savunma hakkını tanıyan yasa komisyondan geçti. Yasanın eli kulağında. Ya zaman kaybını önlemek için şimdiden tercüman atayın, ya da yasayı bekleyin” diye konuştu. Mahkeme bu talebi reddetti.Tutuksuz sanıklardan Nezahat Paşa Bayraktar, “Arkadaşlarımın talebi olan insani hakları ana dilde savunma hakkı verilene kadar savunma yapmayacağım” dedi. Başkan Ekinci, bu şekildeki açıklamaları “Savunma yapmadı” diye tutanaklara geçirdi. Tutuksuz sanık Ayşe Batumlu Kaya  “401 gündür hürriyetlerinden mahrum bırakılan meslektaşlarımızın anadilde savunma hakkı kısıtlandığı için savunma yapmayacağım” dedi.Tutuksuz yargılanan Ümit Sisligün, İmralı’daki cezaevinde bulunan TKP-ML davasından hükümlü Hakkı Alphan’ın avukatı olduğunu ifade ederek “Ben müvekkilim ile görüşmek için İmralı’ya gitmek istedim. Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın İmralı’ya gitmek için Asrın Hukuk Bürosu’ndan faks çekmem gerektiğini söyledi. Ben de denileni yaptım ve Hakkı Alphan’ı görmek için 7 Nisan 2010'da adaya gittim” dedi. Alphan, müvekkili aracılığıyla Öcalan’a bilgi verdiği ya da aldığı iddialarının asılsız olduğunu söyledi. Başkan Mehmet Ekinci “Böylece savunmalar tamamlandı” diyerek avukatlara söz verdi.Avukat Baran Doğan, “hukuki güvenlik sisteminin” hukukun temeli olduğunu ifade ederek “Savcılar da hazırladıkları iddianame nedeniyle Ferhat Sarıkaya gibi suçlanamazlar. Avukatlar da savunma görevleri nedeniyle suçlanamazlar. Bu davada avukatlar yargılanmaktadır. Bu, tarihi, siyasi ve hukukun katledildği bir davadır” diye konuştu.Abdullah Öcalan’ın bulunduğu İmralı’nın  “ultra yüksek güvenlikli cezaevi olduğunu” belirten Baran Doğan, İmralı’ya avukatların gidişinin “koster arazılandı”, “olumsuz hava koşulları” gibi gerekçelerle sık sık engellendiğini anlattı. Doğan Öcalan ile avukatların görüşmesinin önünde hiçbir yasal engel olmadığını ve halen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdukları bazı konularda görüşmeleri gerektiğini anlattı.Avukat Doğan, Öcalan’ın Asrın Hukuk Bürosu’nda çalışmayan avukatları da olduğunu, ancak İmralı’ya gidiş için savcılığın ancak bürodan çekilmiş faksları işleme koyduğuna dikkat çekerek “İddianamede Asrın Hukuk Bürosu’nda gizemli işler yapılıyormuş gibi bir hava yaratılmış. Arkadaşlarımız olmasa çok tehlikeli insanlar olduklarına inanacağız” diye konuştu.Avukat Tahir Elçi “Avukatlar uzun zamandan beri Abdullah Öcalan ile görüşemiyor. Ama devlet yetkilileri görüşüyor. Avukatların aracılık yaptığı iddiası dayanaksızdır. Türkiye’de tutuklu vekiller sorunu vardı, artık tutuklu avukatlar sorunu da oldu” diye konuştu.

Sanık avukatları, tüm tutuklu sanıkların tahliyesini talep ettiler.