Alzheimer'ın en önemli nedeni
Yoğun ve stresli iş hayatı, yaşam süresinin uzaması ve genetik faktörler hastalığın artmasına neden olan etkenlerin başında yer alıyor.
cumhuriyet.com.trHafif unutkanlıklarla başlıyor ve zaman içerisinde kişiyi hiçbir işini tek başına yapamayacak hale getiriyor. Son yıllarda görünme oranlarında büyük artış yaşanan bu hastalık, Alzheimer… Yoğun ve stresli iş hayatı, yaşam süresinin uzaması ve genetik faktörler hastalığın artmasına neden olan etkenlerin başında yer alıyor.
Alzheimer’da hafızayı kontrol eden nöronlar başta olmak üzere, beyindeki tüm nöronları etkileyen protein plakları gelişiyor. Bu plaklar nöronların yavaş yavaş ölümüne neden olarak unutkanlıkla başlayan birçok sorunun yaşanmasına neden oluyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Nebahat Bilici Alzheimer’da yaşanan sorunları şöyle özetledi:
- Kişide yürütücü işler bozuluyor. Yürütücü işlevler bozulduğunda hasta nasıl giyineceğini yemek yiyeceğini, yıkanacağını ve hatta yürüyeceğini unutuyor. Bu işlevler için yardıma ihtiyaç duyuyor.
-Zaman-mekan algısı kayboluyor. Hasta zamanı, günü, ayı, yılı takip edemez duruma geliyor. Mekanı tanıyamıyor ve nerede olduğunu bilemiyor.
- Dil fonksiyonlarını kaybediyor. Dil-konuşma becerisi geriliyor, sosyal iletişim zayıflıyor. Kelime hazinesi azalıyor. İlerleyen durumlarda anlamsız kelimeler-cümleler kuruyor ve zamanla hiç konuşamaz duruma geliyor.
STRES VE UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ RİSKİ ARTIRIYOR
Yoğun stresli ve uzun çalışma saatlerine sahip işlerde uzun süre çalışanlarda Alzheimer riskinin arttığı yapılan çalışmalar sonucunda tespit edilmiştir. Bu kişilerde strese bağlı primer bellek bozulmadan dikkat bozuluyor. Buna bağlı olarak da unutkanlık yakınmaları oldukça genç yaşta ortaya çıkıyor. Dikkat toparlanamadığında öğrenme güçlüğü ve bellekte problem varmışçasına hafıza kusurları yaşanıyor.
STRESİ YOK EDEMİYORSANIZ MÜCADELEYİ ÖĞRENMELİSİNİZ
Günümüzde çalışma hayatının stresinden kaçabilmek maalesef mümkün değil. Yapılması gereken ise stresle mücadeleyi öğrenmek ve bu şekilde beyni deşarj edebilmek. Bu da spor, manevi yönün geliştirilmesi ve sosyal dengenin kurulması ile mümkün oluyor. Madde ile sürekli temas insanı yoruyor. Farkındalığı sağlamak için doğa ile temas etmek, doğa sporları yapmak ve güneşlenmek mutluluk veren hormonların salınımını arttırarak rahatlamayı sağlıyor. Manevi yönün kişisel inançlar doğrultusunda geliştirilmesi ve iç dünya-dış dünya dengesinin sağlanması kişinin kendisini çok daha iyi hissetmesine neden oluyor. İnsanlarla diyalog içinde olmak da duygusal deşarj sağlıyor. Uzmanlara göre arkadaşınızla dertleşmek en iyi terapi şekillerinden biridir.
BU ÖNERİLERE UYUN, RİSKİ AZALTIN
Eğitim düzeyinizi artırın: Entelektüel düzeyin yükseltilmesi, beyinde zihinsel yedek kapasiteyi artırarak, Alzheimer’a karşı savunma oluşturuyor. Spor yapın: Sportif bir yaşam Alzheimer riskini azaltıyor. Spor sırasında stres hormonlarının hafıza üzerindeki olumsuz etkileri baskılanıyor, damar hastalıkları riski azalıyor ve toksik madde atılımı artıyor. Tüm bu etkenler Alzheimer riskini azaltıyor. Sosyalleşin: Sosyalleşme, insan-doğa ve hayvanlarla temas, insanların zihni kullanma kapasitesini, dil becerisini ve farkındalığını artırarak Alzheimer’a karşı koruyucu etki sağlıyor. Hazır gıdadan uzak durun: Katkı maddesi içeren hazır gıdaların tüketilmesi ise beyne zarar vererek Alzheimer riskini artırıyor.
HER UNUTKANLIK ALZHEİMER DEĞİLDİR
Nöroloji Uzmanı Dr. Nebahat Bilici, Alzheimer’ın unutkanlıkla başlayan bir hastalık olduğuna ancak her unutkanlığın Alzheimer olmadığına dikkat çekerken, “Alzheimer’da hafızayı kontrol eden nöronlar başta olmak üzere, beyindeki tüm nöronları etkileyen protein plakları oluşuyor. Sonrasında da hasta günlük işlerini kendi başına yapamaz, zaman mekan algısını kuramaz hale geliyor. Hatta zaman içerisinde konuşma yetisini dahi kaybediyor” dedi.