"Almanya'nın 11 Eylül"ü rapor aşamasında
Almanya'da NSU terör örgütü cinayetlerini araştırmakla görevli Federal Meclis Araştırma Komisyonu, raporunu 2 Eylül'de sunacak.
cumhuriyet.com.trAlmanya'da Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü cinayetlerini araştırmakla görevli Federal Meclis (Bundestag) Araştırma Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy, komisyonun görev süresinin dolduğunu ve yazım aşamasında olan raporu 2 Eylül'de Cumhurbaşkanı'nın da katılımıyla meclise sunacaklarını bildirdi.
NSU davası konusunda komisyonun yaptığı çalışmalara ilişkin sorularını yanıtlayan Sebastian Edathy, bu olay nedeniyle Almanya'da insanların devlete olan güveninin kaybolduğunu, komisyonun yaptığı çalışmayla bu güvenin yeniden tesis edilmesine katkı sağladığını ifade etti. Edathy, ''Aşırı terör hücresi NSU ile ilgili olay Almanya'nın 11 Eylül'üdür. Bu olay Almanya'nın aşırı sağdan gelen tehlikeye hazır olmadığını gösterdi'' dedi.
Komisyonun görev süresinin dolduğunu ve hazırlanan raporu 2 Eylül'de Cumhurbaşkanının da katılımıyla Bundestag'ta sunacaklarını açıklayan Edathy, buraya NSU tarafından öldürülenlerin yakınları ve bombalı saldırılarda yaralananların bir kısmının da misafir olarak katılacağını, Meclis Başkanı'nın da resepsiyon vereceğini belirtti. Komisyonun raporunu yazma aşamasında olduğunu ifade eden Edathy, ''Bizim isteğimiz, tüm partileri kapsayan, geçmişteki hatalardan sonuç çıkarmış önerileri sunmak'' dedi.
Almanya'daki bu olayı "tarihte benzeri olmayan güvenlik birimlerinin başarısızlığı" olarak niteleyen Edathy, "değişik kurumlar arasında işbirliğinde sıkıntılar olduğunu, Almanya'daki aşırı sağ tehlikesinin önemli ölçüde küçümsendiğini ve maalesef 10 cinayetten 9'unda ön yargılı soruşturma yapıldığını" vurguladı. ''Bu hukuk devletine yakışmadı'' diyen Edathy, burada "açık şekilde ön yargılarla iş yapıldığını, bunun tekrarlanmaması gerektiğini" belirtti.
Komisyonun zamanının kısıtlı olduğunu ifade eden Edathy, genel seçimlerden önce raporu sunmaları gerektiğini, bu nedenle olayın tüm yönlerini "son detaya kadar" araştıramadıklarını söyledi. Ana soruları sorduklarını ve bunlara cevap vermeye çalıştıklarına söyleyen Edathy, ''Nasıl olur da 10 yıla aşkın bir dönemde ülkede cinayet işleyen ve soygunlar gerçekleştiren bir gurbu güvenlik birimleri tespit edemez?" sorusunu yöneltti.
"NSU'nun tespit edilememesi açıklanamaz"
Araştırma komisyonunda yaklaşık 100 kişiyi dinlediklerini ve 12 bin dosya incelediklerini belirten Edathy, komisyon olarak çağırdıkları kişinin bilgi vermesi ve istenilen dosyaları getirtme hakkına sahip olduklarını vurguladı. Bazen 50'ye varan kişiyle çalıştıklarına işaret eden Edathy, zamanın kısa olması ve hızlı bir şekilde sonuç alınması gerektiği için çok yoğun ve düzenli çalışmak zorunda olduklarını, bunu da sağladıklarını söyledi.
Komisyonun, NSU konusunda ağır hatalar yapıldığının açık bir şekilde ortada olduğu dönemde çalışmaya başladığını, böyle bir terör hücresinin tespit edilememesinin açıklanamaz olduğunu belirten Edathy, "Kurumların failleri arama konusunda başarısızlığı bir hata olmasından beklenebilirdi ancak geniş kapsamlı hatalar yapıldı" ifadesini kullandı. "Bunun yasaların ihlali şeklinde değil de bazı konularda takdir alanlarının kullanılmadığı, dikkatli davranılmadığı, dar açıdan bakıldığı ve tek taraflı soruşturma yapıldığını" ifade eden Edathy, işadamları cinayetlerinde "organize suç olduğu yönünde sabit bir fikirle soruşturma yapıldığı, diğer konuların göz ardı edildiğine" dikkati çekti.
Bunun hukuk devletinde bir sorun olduğunu ifade eden Edathy, Almanya'da yaşayan her insanın vatandaş olsun veya olmasın ağır suçlar karşısında en iyi şekilde korunacağını beklemesi gerektiğini vurguladı. Bunun mümkün olmaması durumunda soruşturma yapan kurumların konuya, kişinin görünüşüne bakılmadan objektif bir şekilde yaklaşmasının beklenilmesi gerektiğini ifade eden Edathy, bunun NSU konusunda öyle olmadığını ve tekrarlanmaması gerektiğini belirtti.
"Dosyaların imha edilmesi tam bir skandal"
Terör örgütünün ortaya çıkmasından sonra dosyaların imha edilmesinin "tam bir skandal" olduğunu ifade eden Edathy, dosyaların imha edilmesinin kasıtlı mı yapıldığı, yoksa "aptallık mı olduğu" konusunun yeterli kanıtların olmaması sebebiyle değerlendirilemeyeceğini savundu.
"Kurbanların yakınlarıyla görüşmelerinde neler hissettikleri ve onların ortak talebinin ne olduğu" yönündeki soru üzerine Edathy, Federal hükümet tarafından ailelerle ilgilenmesi için görevlendirilen Ombudsman Barbara John'un aileler hakkında bilgi verdiğini söyledi. Mağdur ailelerin bir yandan yakınlarının öldürülmesiyle zaten üzüntülü olduklarını, bir de ilgili kurumların onları yıllarca "anlattıklarından daha fazla biliyorlar" yönünde suçlandıklarını hatırlatan Edathy, bunun "iç karartıcı" olduğunu kaydetti.
Alman İçişleri Bakanlığı'nın güvenlik dairelerinde atacağı reform adımlarının hatırlatılması üzerine de Edathy, Araştırma Komisyonu'nun bugün tartışılanlardan daha kapsamlı öneriler getireceğini, bu konuda sadece bir yapısal sorun değil, aynı zamanda zihniyet sorunun da bulunduğunu söyledi.
Almanya'da çok farklı insanların yaşadığını ve bunların eşit bir şekilde muamele görme hakkının bulunduğunu dile getiren Edathy, güvenlik birimlerinin kendi aralarındaki işbirliğinin yanı sıra, pesonel seçimi, meslek eğitimi, kurum içi eğitim konularında öneriler getireceklerini ifade etti.
Edathy, iç istihbarat servisi olan Anayasayı Koruma Dairesi'nin devleti koruma görevini yerine getirmesi gerektiğini belirterek, ''Bilgi toplayan bir Anayasayı Koruma Dairesi'nin bu önemli bilgileri polisten saklıyorsa işini iyi yapmamış oluyor'' dedi.
Yanlış giden şeylerin araştırılması ve bu konuda ileride meydana gelecek olaylara hazırlıklı olunması gerektiğini ifade eden Edathy, gelecekte de aşırı sağ terörü olabileceğinin göz ardı edilemeyeceğini, bunun için erken uyarı sistemleri kurulmasının önemli olduğunu sözlerine ekledi.