Aleviler AİHM kararından memnun
Alevi örgütleri, AİHM'in nüfus cüzdanlarında din bölmesinin tamamen kaldırılması gerektiğini yönündeki kararını haklı bularak, nüfus cüzdanlarında 'alevi' yazılması da istemediklerini belirttiler.
cumhuriyet.com.trAİHM'nin kimliklerde din ibaresi bulunmasının "insan hakkı ihlali" olduğuna hükmeden kararının ardından konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, burada sorunun, Türkiye'deki laiklik anlayışının bireylerin özel hayatlarına, inanç özgürlüklerine müdahaleye açık olmasından kaynaklandığını söyledi. Dini inanç ile birey arasındaki ilişkinin özel bir ilişki olduğunu vurgulayan Gümüş şunları dedi:
"Bu ilişki üçüncü kişileri ilgilendirmediği gibi devleti de ilgilendirmediği açıktır. Devletin bireylerin inançlarını açıklamak zorunda bırakması, bunu resmi bir belgede tescil etmesi açıkça bireyin inanç özürlüğüne aykırıdır. Kimliklerde din hanesinin yer alması kişinin özel hayatın gizliliğine ilişkin hakkının ihlalidir, laiklik anlayışına aykırıdır. Dolayısıyla din hanesinin kaldırılması gerekir. Alevilerin de istediği din hanesine 'alevi' yazılması değil, din hanesinin kimlerden tamamen çıkarılmasıdır. Devletin inançlar karşısında tarafsız olması gerekir, hiçbir bireyin inancını açıklamaya zorlayacak bir yaklaşım içinde olamaması gerekir."
"AKP'yi çalıştay yoluyla değil, mahkeme kararıyla ikna edeceğiz"
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız da, yaptığı açıklamada, AİHM'in kararının bekledikleri bir karar olduğunu belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kararı uygulamaya davet etti. AİHM'in, nüfus cüzdanlarında din hanesinin bulunmasını Avrupa İnsan Sözleşmesi'nin 9. maddesine aykırı bulduğunu belirten Balkız, "kaldı ki alevi ya da suni ya da İslam yazılsın" diye konuştu. Nüfus cüzdanlarında 'Alevi' yazılmasını de istemediklerinin altını çizen Balkız, "Çünkü devlete lazım olan nüfus cüzdanlarındaki temel bilgilerdir; adı, soyadı, doğum tarihi. gibi. Bunun dışında kişinin dindar olup olmadığının, dindar ise hangi mezhebe mensup olduğunun devlete bir yararı yoktur. Bu hassasiyet o şahsı, başkalarına karşı korumak adınadır. Devletin bu bilgiye ihtiyacı yoktur, ama bizimki ihtiyaç duyuyor ki; nüfus cüzdanındaki din hanesine bakarak yurttaşlarını sınıflandırıyor" dedi.
AİHM'in benzer bir kararı da Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olarak okutulması hakkında verdiğini hatırlatan Balkız, "Biz Alevilerin de çok temel taleplerinden biri idi bu. AKP o kararı uygulamamıştı, bakalım bu kararı uygulayacak mı? Muhtemelen uygulamayacak. Biz de bunu yeniden Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne şikayet edeceğiz. Herhalde, AKP'yi çalıştaylar yoluyla değil mahkeme karalarıyla ikna edeceğiz" diye konuştu.
Yekta Güngör Özden ise eleştirdi
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden ise AİHM'in, nüfus cüzdanında Kürtçe karakter kullanılmaması konusundaki kararının doğru olduğunu savunurken, mahkemenin kimlik hanesinde "Alevi" yazmamasının din ve vicdan özgürlüğünün ihmali olduğuna hükmetmesini ise eleştirdi.
Özden, "AİHM aksi bir karar verseydi, Türkçenin ABC'sini bozmuş olurdu. AİHM'in kararı doğrudur. Türkiye Cumhuriyeti ile girdiğimiz modern çağdaş yapıda, tek ulus, tek devlette devletin resmi dili Türkçedir. Türkçenin de ABC'si bellidir. Şimdi bu ulusal birliği bozma anlamında, ulusal olmak zorunda olan değil de bunun bozulmasını amaçlayan, böyle kasıtlı bir başvuru olduğundan AİHM'im bunu uygun bulmaması doğal ve yerindir" dedi.
"AİHM Aleviliği din olarak kabul ediyor"
Özden, mahkemenin kimlik hanesinde "Alevi" yazmamasının din ve vicdan özgürlüğünün ihmali olduğuna hükmetmesini ise eleştirdi. AİHM'in verdiği bu kararlar Aleviliği din olarak kabul ettiğini ve bunun da tehlikeli bir gelişim olduğunu öne süren Özden, şöyle konuştu:
"Alevilik din değil mezheptir. Avrupa Konseyi Üyelerinin kimileri, AB İlerleme Raporlarında 'dinsel azınlık' deyimini kullandı. Türkiye'deki mezheplerin bir azınlık olarak tanınmasını gerektiriyor. Oysa aynı soydan gelen insanların inançlarındaki mezhep ayrılığını azınlık olarak nitelendirilmesine elverişliği olmadığını herkes kabul eder. Bence bu yolla verilen karar bana göre yanlış. Bilindiği gibi eski nüfus cüzdanlarında din hanesinden sonra birde mezhep hanesi vardı. Oraya Hanefi veya Alevi diye yazılıyordu. Şimdi oraya din aynı olduğuna göre, din kaydı bulunduğuna göre, Aleviliği din olarak görürcesine mezhepleri azınlık saymak tehlikelidir."
İlgili haber için tıklayınız: