Akşener'den Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a: Yazıklar olsun size
Diyanet Başkanı Ali Erbaş’a sert tepki gösteren Meral Akşener, “Tarihte Atatürk'e düşman olup da Türk'e dost olan çıkmamıştır. Yazıklar olsun size” dedi.
cumhuriyet.com.trİYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında konuştu. Akşener konuşmasında, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ayasofya’da kılınan cuma namazında verdiği hutbedeki sözlerine sert tepki gösterdi.
Meral Akşener’in konuşmasında öne çıkan kısımlar şöyle:
"İKTİDARI UYARDIM AMA DİNLEMEDİLER"
Maalesef bu yüzden bazı programlara katılamadım. Bunlardan biri Ayasofya’nın tamamen ibadete açılması. Çok istedim ama olmadı. En yakın zamanda oraya gideceğim.Erdoğan’ı uyardım ama dinlemediler. Ayasofya’yı siyasete alet ettiler. Başbakanlık’tan dilekçelerine cevap alamayınca 2005’te mahkemeye başvuruyorlar. Mahkeme, Başbakanlığın dilekçeye zamanında başvurmadığı için suçlu buluyor. O zamanın Başbakanlığı, bugünün Cunhurbaşkanlığı davanın reddini istiyor.O dönemin Başbakanı Önce Sultanahmet’i doldurun diyor. Bugün o iktidar Ayasofya’yı biz açtık diye övünüyor. Yine bir riyakarlık, yine vatandaşı değil, kendini düşünme hesabı. İlk günden beri dedik ki Ayasofya’yı ibadete açın, siyaseti kapatın.
"FESLİDEN FEYZ ALACAĞINIZA SEVR'İ YIRTIP ATANLARLA GURUR DUYUN"
"Ortak değerlerimizi sömürmekten geri kalmadılar. Güzel Ayasofya’nın o güzel gününde şu sözü bekledik. Selam olsun Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan’a, selam olsun İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’e, selam olsun İstanbul’u düşmandan kurtaran Gazi Mustafa Kemal’e.
Böylesine güzel bir günde bile düşmanlık etmekten geri durmadılar. Alparslan da bizimdir, Fatih de bizimdir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir. Atatürk Asya’dan Avrupa’ya bir kısrak başı gibi yürüyen memleketin mavi gözlü bozkurtudur. Hastanede koşa koşa ziyarete gittiğiniz ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyen fesliden feyz alacağınıza Sevr’i yırtıp atanlarla gurur duyun.
"ATATÜRK İLE ALIP VERMEDİĞİNİZ NEDİR?"
İsitiklal Savaşı bir mitoloji değildir. Her anı kayıt altına alındı. Fransızlar 'Yunan’ın hezimeti', Yunan basını, 'Küçük Asya’nın kaybı' diye bahseder. Cezayir’de Allahu Ekber diye şehit düşen askerin göğsünde Atatürk’ün resmi vardır. Rahmetli Elçibey’in dediği gibi, Allah’ın bahşettiği şerefi istemeyene biz zorla şeref verecek değiliz. Bedeli göze alıp şehit düşene saygı göstermek zorundasınız. Atatürk ile alıp veremediğiniz nedir kardeşim? Yunan’ın, Fransız’ın Alman’ın Atatürk’e düşman olmasını anlarım ama siz nasıl düşman olursunuz kardeşim? Onlar şanlı bayrağımızı ateşe vererek milli birliğimize hakaret ediyor siz hâlâ Atatürk ile uğraşıyorsunuz. Atatürk, Türk vatanında şanla şerefle nur içinde yatıyor. Göreve geldiğinden bu yana İstiklal Harbi kahramanlarına bir hayır duayı çok gören Ali Erbaş şimdi de lanet okuyor."
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ UYGULAYIN"
Bundan bir asır önce Ayasofya’yı özgürleştiren o kahramanlara bir Fatiha okuyun. Şu ruhsuz dünyanın zul çağında milletimiz kan ağlamaya devam ediyor. Ama iktidar memleketin sorunlarını görmezden geliyor. Memleketin her köşesinde kadınlarımız, çocuklarımız kan ağlıyor. Hiçbir suni gündem 34 OECD ülkesinde kadına şiddetin en çok ülke olduğumuz gerçeğini değiştiremeyecek. Son olarak 27 yaşındaki Pınar Gültekin katledildi. Türkiye bu utançtan kurtulmak zorunda. Geçtiğimiz günlerdeki bir gösteride açılan bir pankart yüreğimi dağladı. "Kız kardeşlerim, bir gün ölürsem davam size emanettir." Ey Türk erkekleri bu sözlere kulak verin. Kadınların erkeklere güvenemediği bir dünya kıyamet alametidir. İyi ve cesur insanların iktidarında diyeceğiz ki 'Tek bir kadının gözyaşı döktüğü dünyayı yıkıp yenisini kuracağız'.
Kadın ve erkek her bir ferdi sevmek gerekir. Bu yüzden Sayın Erdoğan’ın ender yaptığı işlerden biri olan İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmek yerine uygulamaya çalışmaya davet ediyorum.
ERDOĞAN'A ÇAĞRI: ÜLKEYİ SİSTEM KRİZİNDEN ÇIKARALIM
Yaşadığımız sorunların kaynağı 2 yıldır süren bu ucube sistemdir. Sermaye güven hissetmediği yere gitmez.
Bir ülke demokrasisiyle güven veriyorsa her alanda yolu açıktır. Partili cumhurbaşkanlığı sisteminin 2. yıl konuşmasında gördük ki Sayın Erdoğan da bu sistemin yürümediğinin farkında. Son dönemde çıkarılan kararnameler yanlış kararları düzenlemek için çıkarılmış.
Böyle bir sistem hizmet üretebilir mi? Böyle bir sistem vatandaşın sorunlarını çözebilir mi? Tabi ki hayır. Her ne kadar ballandırarak anlatsa da Sayın Erdoğan’ın sistemi değiştirilemez görmemesi olumlu bir adımdır. Türkiye’nin bu sarmaldan çıkışı iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemdir. Milletimizi içine soktuğumuz bu zor durumdan kurtaralım.
İYİ Parti’nin genel başkanı olarak parlamenter sisteme dönüşün şart olduğunu grup toplantılarında vurguladım. Araştırma şirketleri parlamenter sisteme dönülmeli mi sorusunu sormaya başladılar.
Bugün yapılan araştırmalarda vatandaşların parlamenter sisteme dönüş talebi ortaya konuyor. Vatandaşların en az yüzde 54’ü parlamenter sisteme dönüş talebini dile getirdi.
Siz iyi ve cesur insanlar, bahtı kara maziyi düzeltecek olanlar sizlersiniz. Bu kürsünün milletin kürsüsü olduğunu bilen ve bu kürsüyü vatandaşın sorunlarını duyurmaya açan İYİ Parti’dir, biziz, sizlersiniz.
Bizler, vatandaşın sesini duyarak çözüm üreten bir siyasi partiyiz. Milletimizi yeniden hak ettiği refaha kavuşturacağız. Biz geldiğimizde gençler umutlu, kadınlarımız mutlu olacak. Biz geleceğiz ve Türkiye İYİ olacak.
MAHZUNİ ŞERİF'İN OĞLU İYİ PARTİ'YE KATILDI
Grup toplantısının sonunda ise Aşık Mahzuni Şerif'in oğlu Emrah Mahzuni kürsüye çıktı.İYİ Parti'ye katılan Mahzuni'ye rozet takıldı.