AKP'nin 'spor' hevesi
13 spor federasyonunun ana statülerinde yapılan değişikliğe göre federasyonların genel kurulunda, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yüzde 10 oranında temsil edilmeye devam ediyor. Gençlik spor kulüpleri ve belediye spor kulüplerinden gelen temsilcilerle, milyonlarca TL’lik bütçeleri olan federasyonlar yine büyük oranda AKP’nin yönetiminde olacak.
Fırat Kozok/CumhuriyetTürkiye Bilardo, Bisiklet, Briç, Buz Hokeyi, Buz Pateni, Dans Sporları, Eskrim, Halk Oyunları, Hokey, İşitme Engelliler, Kayak, Kick Boks ve Sualtı Sporları federasyonlarının ana statülerinde değişiklik yapan düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Federasyonların genel kurul üye sayılarını ve üye yelpazelerini düzenleyen değişikliğe göre, federasyonlarda genel kurulların üye sayısı 100’den az ve 200’den fazla (olimpik disiplinlerde 300’den fazla) olmayacak. Olimpik olmayan disiplinlerde Milli Olimpiyat Komitesi’nin TMOK üyelikleri olmayacak.
Ancak genel kurul üye sayısının yüzde 10’u oranı yine Spor Genel Müdürlüğü temsilcilerinden oluşacak. Bu düzenleme, spora siyaset karıştırdığı gerekçesiyle tepki çekiyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC’nin olimpizm temel ilkesinin 5. maddesi ile buna dayanak yapılan TMOK tüzüğünün 5. İlkeler maddesi; “Sporun bağımsızlığının her türlü politik baskıya rağmen korunmasını ve spor federasyonlarının ana statüsünde (yani tüzüğünde) genel kurulların teşekkülünde ve işleyişinde siyasi unsurların bulunmaması şartı” bulunuyor.
Aslında bu düzenlemenin temeli geçmişe dayanıyor. AKP, 2004 yılında yaptığı bir yönetmelik değişikliği ile, spor federasyonlarındaki iktidar gücünü perçinlemişti. Spor Genel Müdürlüğü (SGM) yönetmeliğinde, Avrupa Birliği’ne (AB) uyum gerekçesiyle yapılan değişiklikle, kurumun bütün federasyonlarda delege olarak yer alması sağlanmıştı. Federasyonların delegelerinin yüzde 10’u SGM’ye verilmişti. Ayrıca SGM’nin bünyesindeki, AKP’nin güdümündeki gençlik kulüpleri ile belediyelerin spor kulüplerinin de federasyonların genel kuruluna delege vermesinin yolu açılmıştı.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi üyesi Mahmut Kulein’in spor federasyonlarının yönetimi ile genel kurul üyelerinin kimlerden oluşacağı hakkında çerçeve yönetmeliğin iptali için 2004 yılında açtığı dava sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK) 9 yıl sonra 2013’de “oybirliği” kararıyla, yönetmeliği iptal etmişti. Bu kararla, Spor Genel Müdürlüğü’nün federasyonların genel kurullarına üye ve dolayısıyla başkan adaylarına taraf olmasının öne kapatılmıştı.
SGM yönetmeliğinde yapılan değişikliğin uzun bir yargı sürecinin ardından Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine karşın AKP Hükümeti, bugüne kadar sporun bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeyi de yapmadı. Hükümet, tam tersine 2011’de 6215 sayılı torba bir yasayla yaptığı düzenlemeyle yargı kararını yok sayarak federasyonları elinde tuttu.
‘Paralel yapı sporda’
Yapılan son düzenlemeyi değerlendiren Kulein, paralel yapı tartışmalarını anımsatırken, “Asıl Türk sporunda 2004 yılından beri reform diye getirilen Türk spor federasyonlarının sözde bağımsız yönetim uygulaması, hükümetin siyaseti spor federasyonlarının içine entegre ettiği paralel bir yapıdır” dedi. Kulein, şöyle konuştu:
“Türkiye’de siyaset son 11 yılda spora yapışmıştır. Federasyonların ismi önünde geçen ‘Bağımsız Federasyon’ kelimesi ve kavramı bir yalandır. SGM teşkilatı, Danıştay üst kurulu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun federasyonların genel kurullarında SGM teşkilatının hukuka aykırı üye olması, oy kullanmasına karşı aldığı oybirliği kararından önce, SGM Torba Yasa yöntemi ile AYM kararlarını dahi hiçe saymıştır. Bağımsızlığı delmiştir. Bütün federasyonlar yeni bakandan yargının Türk Milleti Adına aldığı oybirliği kararını gerekli yeni düzenlemeleri yaparak biran evvel değiştirmesini bekliyor.”