AKP'den CHP'ye ağır suçlama

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP'nin sadece Atatürk'ün emanetine değil, Hazine'nin emanet ettiği paralara da ihanet ettiğini öne sürerek, ''Düşünün ki bir parti, kendi hesaplarında sahtekarlık yapsın, belediye meclis üyelerine rüşvet dağıtılsın. Bu partinin genel başkanı çıkmış dürüstlükten bahsediyor. Buna 'Hadi canım sen de'' demek lazım. Önce elini, dilini bu pisliklerden temizle, sonra konuş'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP'nin sadece Atatürk'ün emanetine değil, Hazinenin emanet ettiği paralara da ihanet ettiğini öne sürerek, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yüklendi. Bozdağ, AKP'nin iktidara geldiği günden beri yolsuzluklarla ciddi şekilde mücadele ettiğini iddia etti.

 

'CHP anlayışının tezahürü...'

CHP'nin, Atatürk'ün vasiyeti gereği Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na vermekle mükellef olduğu parayı da vermediğini, daha sonra bunun mahkeme kararıyla tahsil edildiğini söyleyen Bozdağ, bu durumun 1980 sonrası ve 1970'li yıllarda da dava konusu olduğunu savundu. Bozdağ, ''Bu olaylar, CHP'nin, Atatürk'ün emanetine ihanet ettiğinin açık delilidir. CHP, sadece Atatürk'ün emanetine değil, Hazine'nin emanet ettiği paralara da ihanet etmiştir. CHP, kendine ne emanet edilirse amacı dışında kullanmayı alışkanlık ve gelenek haline getirmiştir. Bu, iktidara geldiklerinde milletin emanetini de amaç dışı kullanacaklarının da açık göstergesidir'' dedi.
 

CHP'li bazı belediyelerde de yolsuzluk yapıldığını belirten eden Bozdağ, Bodrum Yalıkavak, Edirne ve Çankaya Belediyelerini buna örnek olarak göstererek, şu görüşleri dile getirdi:
''CHP'li Çankaya Belediye Başkanının, CHP'li belediye meclis üyelerini yamyama benzetmesi, her gün ne götüreceklerinin peşindeki insanlar gibi takdim etmesi, tipik bir CHP anlayışının tezahürü olsa gerek. Bugün Çankaya Belediye Başkanı, CHP belediye meclis üyelerine gayri ahlaki ve gayri kanuni para dağıtıldığını ve bunun için rüşvet topladığını itiraf eden bir belediye başkanıdır. Bu olayı, basının büyük kısmı görmüyor. Benzer olayın milyonda birini AKP'li biri söylemiş olsaydı, Türkiye'de bugün kıyamet kopardı. Ama CHP yaptığı ve söylediği için kamuoyunu aydınlatmakla yükümlü olanlar ve Baykal görmüyor. Düşünün ki bir parti, kendi hesaplarında sahtekarlık yapsın, belediye meclis üyelerine dağıtılmak için rüşvet toplasın. Bu partinin genel başkanı çıkmış dürüstlükten bahsediyor. Buna 'Hadi canım sen de' demek lazım. Önce elini, dilini bu pisliklerden temizle sonra konuş. Önce emanete ihanet edenlerin partiyle bağlarını kopar, sonra konuş.''
 

'Mal varlığını doğru dürüst açıklamadı'

Bozdağ, Deniz Baykal'ın, eşinin mal varlığını açıklamakta çok zorlandığını, daha sonra ''muğlak ifadelerle açıklamak zorunda kaldığını'' öne sürerek,
''Sizi Başbakanımızın yaptığı gibi mal varlığınızı her gün internet sitenizden yayınlamaya davet ediyorum. Sizi dürüstlük ve yolsuzluk konusunda ahkam kesmeye değil, dürüst insanların ve yolsuzluğa karşı olanların yaptıklarını yapmaya, partinizin ve şahsınızın hesaplarını kamuoyuna doğruca açıklamaya ve yanlış yapanlardan hesap sormaya davet ediyorum'' diye konuştu.
 

'Göbeğin güneşi gördü, tuş oldun'

Bozdağ, Baykal'ın Erdoğan'a televizyonda kendisiyle tartışma önerisine de değinerek şöyle konuştu: ''Sayın Baykal şimdi de sayın Başbakan'a düello daveti yapıyor. Sayın Başbakanımızın arkasına saklanarak kendisini gizlemek suretiyle siyasette rol yapıyor. Sayın Baykal, Sayın Başbakan'ın arkasına saklanmaktan vazgeç, 3 Kasım'da da düelloya daveti yapmış ve düelloya çıkmıştın, tuş oldun. Göbeğin güneşi gördü. Yetmedi, 28 Mart 2004 de göbeğin güneşi gördü ve tuş oldun. 22 Temmuz ise daha dün gibi taze... Hala sırtındaki terler, göbeğindeki güneşin sıcaklığı tazedir. Önümüzde yeni bir yarış, yeni bir seçim var. Anlaşılan Sayın Baykal, bir kez daha tuş olmak, bir kez daha göbeğinin güneşi görmesi konusunda kararlıdır.''