AKP sözcüsü: HDP, Başbakan'dan özür dilemeli
AKP Sözcüsü Ömer Çelik açıklama yaptı. Çelik, "HDP'nin Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan özür dilemesi gerekirken, hâlâ o sözlerinin arkasında duruyorlar" dedi.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Yardımcısı ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısının ardından açıklama yapıyor. Toplantıda yeni anayasa çalışmalarına yönelik değerlendiremelerin ele alındığını belirten Ömer Çelik, sivil anayasa vurgusu yaptı. Çelik, DTK'nin özyönetim ilanına ilişkin olarak, "Özyönetim ilan ettim, demek siyasi suikast girişimidir" diye konuştu.
HDP ile planlanan randevunun iptaline ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in tartışma konusu olan "Başbakan gelir, kaçak çayımızı içer gider" sözlerini hatırlatarak "HDP'nin Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan özür dilemesi gerekirken, hâlâ o sözlerinin arkasında duruyorlar" dedi.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:
Vatandaşımız TBMM'ye verdiği kompozisyonla yeni anayasa yapma şerefini tevdi etmektedir. Türkiye'nin sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır.
Yarın itibari ile önemli bir gündem başlıyor. Yeni anayasa meselesi2011'den sonra Türkiye'nin gündemindedir. Ekonomiden siyasetten çok yeni anayasa meselesini konuştu. 2007 yılında anayasa taslağı oluşturuldu.
2011 seçimlerinden sonra daha farklı bir temas trafiği yönetmeye başladı. 2011'de yeni anayasa süreci başladı.
Anayasa çalışmaları için 23 tane kendi aramızda toplantı yaptık. Aynı şekilde uzlaşma komisyonund aki temsilciler AKP'nin görüşünü çalışma takvine uygun olarak zamanında ilettiler
Vatandaşımıza ne istediğini sorduk. Vatandaşlarımızın tekliflerini iletmesi için internet sitesi kuruldu. Vatandaşımız yeni anayasa yapmayı
Türkiye 2023 hedeflerini tutturması bakımından yeni anayasa gereklidir. Bundan sonra anayasa değişikliğinden çok yeni anayasa taraftarıyız.Şunu da belirmek gerekir ki sivil anayasa demek askerlerin yapmadığı anayasa demek anlamına gelmdez. Siyasi bir metindir. Bu bakımdan bakıldığından halkın iradesinin olduğu anayasadır.
Türkiye'nin anayasaya kayıtsız şartsız ihtiyacı vardır. Yarından itibaren ayrıntılı bilgi vermeye devam edeceğiz.
Orada yaptıkları açıklmaalar belli bir siyasi nnitelik çerçevesinde saygı sınırlarını aşmıştır. Bu ziyaretin yapılmasını gereksiz kılmıştır. Siyasi nezakete saygı duyulması gerekir.
Demokratik siyaset meşru siyaset diyorlar ama Sur'da Nusaybin'de neler olduğu görülüyor. Meşru siyaset dili kullanamzlarsa muhatap almaya gerek yoktur. Özyönetimi savunmak meşru zemin değildir.
Siz çıkıpta şu bölgesinden özyönetim ilan ettim gibi bir tutum içerisine girerseniz siyasi suikast yapmış olursunuz. İkili siyasetin farkındayız. Biz bunu ilan ettik diyorlar, belediyeler eliyle uygulayacağız diyorlar.
Sürekli olarak Kürt halkı adına konuşuyoruz diyorlar. Dolasıyla hiç kimse vatandaşlarımız iradesi varmış gibi konuşmasın. Eğer siz bir yerde, hendek siyasetinin baskını tahakkük etmelerinis savunursanız biz bunukabul edemeyiz. Stalinist siyaseti savunanların, nasıl bir suikast girişimi içinde olukları görülmektedir. Türkiye'de herhangi bir rejimi ilan ettim diyemez. Hendek ve barikata sesin yükslmesi karşısında meşru siyaset nedir? konusunda düşünmeleri gerekiyor.
Bizi hiçbir şekilde siyasi partileri kapatma taraftarı değiliz. Siyasi partileri halk kurar. Meşru anayasal düzene karşı olan varsa onların cezanlandırılması gerekir. Hiç kimse terörü övemez. Kişilerin kendi sorumluluklarını taşımları gerektiğini bilmeliler. İleri demokrasilerde kırmızı çizgi teröre destek verip vermemektir. Bzi siyasi parti kapatmanın bir çözüm olmadığını düşünmüyoruz.
AKP'nin anayasa takvimi
Yarın CHP'ye ziyaretten sonra mutabakatın kurulup kurulmayacağına bağlı olarak ziyaretlrin ardında açıklama yapılacak. Elbette ki bizim buna yönelik bir sistemiz var. Dikkat çeklien husus şudur: Etiketlerin tartışılmasında uzak durmak gerekir. Kuvvetler ayrılığı nasıl geüçlenmeli, temel hak ve hürriyetlerin, halkın özne olmasının zayıflatılamadığı sistemi nasıl kurulacağı önemli.
Buradan gelin karşı olsanız yandaş olsanız da hangi sistem tahakkük ediyor buna bakalım.