AKP, iddiaları Erdal İnönü örneğiyle savundu

Anayasa değişikliği teklifi Meclis Anayasa Komisyonu'nda görüşülürken, CHP ve MHP'nin ilk teklifin komisyon gündeminden düşmediği ve AKP tarafından verilen ikinci teklifle birlikte görüşülmesi gerektiği iddiasına AKP, 'Erdal İnönü' savunmasıyla cevap verdi.

cumhuriyet.com.tr

Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerine Meclis Anayasa Komisyonu'nda devam ediliyor. Komisyonda yaşanan yer tartışmasının ardından Komisyonun CHP'li üyesi Konya Milletvekili Atilla Kart, söz alarak Anayasa Komisyonu olarak tarihi bir toplantı yaptıklarını ve toplantının anlayışlı ve hoşgörülü bir ortamda yapılması gerektiğini söyledi. Teklifle ilgili 'eylemli içtüzük' ihlali olduğunu belirten Kart, CHP'nin, Anayasa Mahkemesi kararına dayanarak gündeme getirdiği, Anayasa değişikliği teklifinin 'kollektif bir teklif' olduğu ve ilk teklifin geri çekilebilmesi için bütün imzaların geri çekilmesi gerektiği yönündeki iddiasını yineledi.

İlk teklifin eksilen imzalar nedeniyle geçersiz sayılıp sayılmayacağına Komisyonun karar verebileceğini savunan Kart, "Komisyon Başbakanın münferiden değerlendirme yapacağı bir konu olmaktan çıkmıştır. Artık komisyonun iradesi devreye girmiştir. Komisyon gündemine hakimdir. Komisyon yerine Komisyon Başkanı karar veremez" diye konuştu. İki teklif arasında ilgi bulunduğunu ve birleştirme şartlarının mevcut olduğunu kaydeden Kart, "İki teklif yönünden birleştirme şartlarının doğduğunu düşünüyoruz. Anayasa Komisyonunun bu süreci değerlendirerek, takdirini ve yetkisini kullanmasını istiyoruz" diye konuştu. MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da ilk teklifin 'ölmemiş bir teklif' olduğunu ve iki teklifin birleştirilerek görüşülmesi gerektiğini kaydetti.

 

"Muhalefetin iddialarını kabul etmiyoruz"

AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün ise 61 milletvekilinin imzasını çekmesiyle ne komisyonda ne de Meclis Başkanlığında bir teklif olduğunu belirterek "Anayasa değişikliği özel görüşme usullerine tabidir. Şarta bağlı bir tekliftir. En az 184 imzayla verilmesi gerekir. 61 imzanın çekilmesiyle Sayın Bozdağ'ın verdiği teklifte bu sayı kalmamıştır. Olmayan iki teklifin birleştirilmesi söz konusu değil. Muhalefet daha önce ilk teklife yok hükmünde diyordu şimdi var hükmünde diyor. Hangisine inanalım" dedi. Üstün, geçmişte, Erdal İnönü ve arkadaşlarınca verilen Geçici 4'ncü maddenin yürürlükten kaldırılması teklifini gündeme getirerek tekliften Cahit Karakaş ve Deniz Baykal'ın da aralarında olduğu 30 milletvekilinin imzasının geri çektiği bunun üzerine de teklifin geri çekildiğini kaydetti. Üstün "Muhalefetin iddia ettiği gibi komisyon ve meclis'te böyle bir teklif yok. Sayın Erdoğan ve 264 milletvekilinin imzasının olduğu teklif var. Muhalefetin iddialarını kabul etmiyoruz" diye konuştu. CHP'li Şahin Mengü ise "Geçmişte hatalı yapılması ona hukukilik kazandırmaz" diye karşılık verdi.


"Önemli olan zarf değil içindekiler"

Komisyonda BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani de "Detaylarıyla uğraştığımız kadar özüyle uğraşsaydık bugüne kadar devasa sorunları çözerdik. Bizim için asıl olan zarf değil içindekilerdir. Bu zarfın da içi boştur" dedi.

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök de ilk teklifin komisyon gündeminden düşürülmesinin komisyonun değil komisyon başkanının kararı olduğunu belirterek, "İçtüzük komisyon diyor, komisyon başkanı değil" dedi.

 

''Bir toplumsal sözleşme projesi''

Teklifin bütünü üzerinde ''teklif sahibi'' olarak söz alan Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, teklifi ''bir toplumsal sözleşme projesi'' olarak nitelendirdi. 1982 anayasasının inşa kusurları olduğunu, oluşum ve kabul edilme sürecinin demokratik olmadığını belirten İyimaya, ''Otoriter ruhlu ve kriz kaynaklı bir anayasadır'' dedi.

1982 anayasasının yapılan 16 operasyonla ''protez niteliğine'' dönüştüğünü ifade eden İyimaya, ''Bu nedenle operasyon şarttır'' diye konuştu. İyimaya, anayasaları demokratik eksene çekmenin yargının görevi olduğunu belirterek, ''Anayasa Mahkemesi anayasanın içeriğini özgürlüklerle donatabilirdi'' dedi.

Siyaset kurumunu da eleştiren İyimaya, ''Bir anayasa yapamayan siyaset kurumu aynada kendisini seyretmelidir'' diye konuştu. Değişiklikle ne yaptıklarının idraki içinde olduklarını, temel norm inşa ettiklerini vurgulayan İyimaya, özgürlük-otorite eksenini özgürlük lehine genişlettiklerini kaydetti.

İyimaya, ''Bu proje, demokratik standartları yükseltiyor'' görüşünü dile getirdi.
12 Eylül anayasasının ''depolitizasyon anayasası'' olduğunu, değişiklikle siyasal alanın doğal sınırlarına yeniden döndüğünü belirten İyimaya, Anayasanın 69. maddesinde yapılan değişikliği bu çerçevede değerlendirmek gerektiğini söyledi.

İyimaya, değişiklikle hukuk devleti hedefinin güçlendirildiğini, Anayasa Mahkemesi ve HSYK ile ilgili değişiklikleri de bu çerçevede anlamak gerektiğini, kurumlara demokratik meşruiyet kazandırıldığını anlattı. İyimaya, ''Meclis'in bu kurumlara üye seçmesini bu açıdan okuyalım'' dedi.

''Bu proje reaksiyoner değil, rasyoneldir'' diyen İyimaya, ''Komisyon önemli bir görevle karşı karşıya. Başarılar diliyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.


''Manifesto gibi sunuş"

Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, İyimaya'ya, ''Manifesto gibi sunuş yaptın. Seni tebrik ediyorum'' diye seslendi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, görüşmeleri ''tarihi'' olarak niteledi. Türkiye'nin bütün çalkantılı dönemlerini yaşadığını belirten Anadol, konuşmasında sağduyuyu yakalamaya çalışacağını söyledi.

İyimaya'nın 'protez'' benzetmesini anımsatan Anadol, ''Değişiklikle 12 Eylül anayasasına çok ağır bir protez daha yapıyoruz' dedi. ''Yürütmenin, yargının yetkilerini kullanmaya heveslendiğini'' öne süren Anadol, ''Bugün 12 Eylül Anayasasına hayır diyenlerin, özellikle de okyanus ötesinde olan bir hazretin, o anayasaya evet dedirtmek için neler yaptığını biliyorum'' diye konuştu.

''Mesele yargının, yürütmenin tasallut etmediği bir organ olmasıdır'' diyen Anadol, hakimlik sınavına giren bir kişi ile ilgili gelişmeleri anlattı. Anadol, bu kişiye ''Türkiye'nin ilk sopranosu kim'', 'Bilgisayarda kaç tür virüs var'' şeklinde mesleğiyle hiç ilgisi olmayan sorular yöneltildiğini ifade etti. Bunun ''benden olsun'' zihniyetinin bir sonucu olduğunu belirten Anadol, yargı ile yürütmenin iç içe olmaması gerektiğini vurguladı.

Venedik kriterleri konusunda çifte standartlı açıklamalar yapıldığını belirten Anadol, bu kriterler tersini söylemesine rağmen halk oylamasında teklifin tümünün oylanmasının öngörüldüğünü kaydetti.

Anadol, ''Bu teklif, demokratik standartları yükseltmiyor, tersine Türkiye'yi 1950-60'lara götürüyor. Bunun adına reform falan demeyin'' dedi. Pakette dokunulmazlık ve geçmişte çok şikayet edilen YÖK konularının olmadığını belirten Anadol, ''Bu değişiklikler reform falan değildir. Yarın bir gün muhalefet oluruz, Yüce Divan'a düşeriz, bugünden tedbir alalım... Buna dönüktür'' diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e önerisini yineleyen Anadol, ''Gelin bu hatadan dönelim. Mutabakat arayalım. Yoksa siyaset sancılı olur'' dedi. Anadol, anayasanın tümümün de gelecek döneme bırakılmak koşuluyla değiştirilebileceğini söyledi.


''12 Eylül ile paralellik var"

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise değişiklikle ''hukukun dolanıldığını'' öne sürdü. Vural, komisyona, ''Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası başta bile olsa gelin bu işin kuzu kuzu yapılmayacağını gösterelim'' çağrısında bulundu.

1982 anayasasını hazırlayan zihniyet ile teklif hazırlayan zihniyet arasında paralellik olduğunu öne süren Vural, değişiklikle, ulus devlet ve üniter yapının delinmek istendiğini savundu.
Vural, ''Hukuk oluşturuyoruz. Tepkisel olmayalım. Uzlaşma cesareti gösterelim. Uzlaşma Komisyonu kuralım. Hangi konularda anlaştığımızı millete açıklayalım. Gelecek dönem yetkiyi aldıktan sonra da bunları gerçekleştirelim. Milleti çatıştırmayalım, birleştirelim'' dedi.

Vural, halk oylamasına gitmesi durumunda paketin tümünün oylanmasının öngörülmesinin demokratik olmadığını da ifade etti.