Akit yazarından muhafazakar kesime İmamoğlu tepkisi

Hükümete yakın Yeni Akit gazetesi yazarı Yaşar Değirmenci, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na oy veren muhafazakar kesimi hedef aldı.

cumhuriyet.com.tr

Yeni Akit yazarı Yaşar Değirmenci, “Mevlid Kandilinde Onuncu Yıl Marşı dinlemek” başlıklı yazısında, “Halkalı’daki Akit TV’de ‘Mevlid Kandili’ münasebetiyle programa otobüs, metro, Marmaray, metrobüs umumi vasıtalarla yetiştim. Veladet (Mevlid) Kandili olan 28 Ekim Çarşamba günü, sanki 29 Ekim’miş gibi ‘Cumhuriyet Bayramı’ kutlanıyor. Bindiğim bütün umumi vasıtalarda Onuncu Yıl Marşı. Beyinleri yıkarcasına. Kandilin manevi havası, insanlarımızın evlerine yetişme telaşları, kandilleşmeye mahsus hareketlilik bu yüksek seslerle duman altı edildi adeta” ifadelerini kullandı.

“TAYYİP KAYBETSİN’ DİYEREK KARŞI TARAFA OY VEREN BÜTÜN MÜTEDEYYİN KESİMLERİN…”

“Müslüman bir entelektüel olarak; bu hususta kimsenin bir şey yazmamasından vicdanen rahatsız oldum” diyen Yaşar Değirmenci, 29 Ekim’i ve İmamoğlu’na oy veren muhafazakar kesime şu sözlerle yüklendi:

“Seçim öncesi kameralar önünde Yasin okuyan İmamoğlu bu yapılanlardan utanıp sıkılmayacak mıdır? 28 Ekim Mevlid Kandili günü; 29 Ekim Cumhuriyet. İkisini de kendi gününde kutlasan olmaz mı? ‘Yazıklar olsun!’ desek yeterli gelir mi? Bu milletin oyuyla geldiği o makam; onu oraya getiren bu millete yapılan vefasızlık/nankörlük değil midir? Takiye de olsa seçimden önce Eyüpsultan’da Kur’an okuduğun gibi sonraki zamanlarda da millet seni camide görmek isterdi.

Elbette burada vebal sadece senin değil. Sadece ‘Tayyip kaybetsin’ diyerek karşı tarafa oy veren bütün mütedeyyin kesimlerin de bunda vebali var ve mutlaka bunun bir karşılığı olacaktır.

Gazetelere tam sayfa, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı ‘En büyük bayram’ ilanı veren dindar müesseselere ne demeli? Değişik bir zaman, zemin hercümerci yaşıyoruz. Muhafazakâr, milliyetçi, millî ve manevi değerlere saygılı bir dönemde bile sekülerizm, laisizm, Kemalizm, nihilizm, paganizm, vb. gömlekleri zihinlere giydirme faaliyetleri hayli yaygınlaştı. Bu kitle de âcilen bir ‘nefs muhasebesi’ yapmalı. Sadece bireysel değil. Bulunduğu konuma göre Müslüman kitlenin imanına bile zarar gelecek/getirecek hususlardan kaçınılması gerekirken bu teşvik/taltif nereden geliyor? Devletle rejim farkını bilmenize rağmen bunları nasıl aynileştirebilirsiniz? Kraldan fazla kralcılık sizlere yakışıyor mu? Bu koroya katılmak mecburiyetinde misiniz?”