Akıncı’nın sözleri Ankara’yı kızdıracak
KK TC’nin yeni Cumhurbaşkanı Akıncı Ankara ile görüşmeden, yemin töreninde şunları söyledi: “Maraş’ın açılması, Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanı’nın kullanılabilmesinin yollarını arayacağız.”
cumhuriyet.com.trKKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı dün görevini selefi Derviş Eroğlu’ndan devralıp yemin ederek işe koyulurken, dikkatler yeni müzakereler ve Rumlarla atılacak yeni güven artırıcı önlemlere çevrildi. Türk tarafı 1974’ten bu yana kapalı bölge olan Maraş’ın açılması dahil yeni önerileri gündeme taşırken, Rum tarafı da KKTC’ye doğrudan uçuşlar için formülleri değerlendiriyor.
Yeni dinamik
Akıncı dün KKTC meclisindeki yemin sonrası konuşmasında, adada çözümsüzlük ve statükonun sürdürülebilir olmadığını, ada etrafında yeni bulunan doğalgaz yataklarının hakça paylaşımı ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması olasılığıyla çözüm için yeni dinamikler ortaya çıktığını anlattı. 10 yıl önce AB sürecinde yitirilen çözüm fırsatının bir kez daha var olduğu inancını dile getiren KKTC lideri kapsamlı çözüm uğraşlarının yanı sıra, paralel bir süreçte, her iki toplumun günlük yaşamına katkı yapacak güven artırıcı önlemlerin özel önemine dikkat çekti: “Kapalı Maraş bölgesinin BM gözetiminde yerleşime açılması ve eş zamanlı Kıbrıslı Türklerin, ticaret ve turizm alanında dar boğazların aşılması, doğrudan ticaret ve direkt uçuşlar için Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanının kullanılabilmesin yollarını açmaya çalışacağız. Yeni sınır kapılarının açılması ve mobil telefonlarının her iki kesimde çalışır hale gelmesinin önemi aşikardır.”
Akıncı, KKTC’yi ziyaret eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da katıldığı törende bu süreçte Türkiye ile verimli bir istişare ve işbirliği içinde hareket edeceklerini ekledi.
Rum tarafında da güven artırıcı önlemler konuşuluyor. Dışişleri Bakanı Yannis Kaulidis, önceki akşam TV’de “KKTC’ye doğrudan uçuşların uluslararası hukuk çiğnenmeden ve tanıma olmadan faaliyete geçmesinin yollarının bulunduğunu” söyledi. Kasulidis, “Uluslararası yasallık sağlandığı sürece hiçbir şey imkânsız değildir. Bunları görüşeceğiz” dedi.
FT: Erdoğan engeli
Dün Financial Times yazarı Tony Barber, Akıncı’nın önerileriyle Rum tarafında umutları artırdığına dikkat çekip, Rumların da kendi güven artırıcı adımlarını açıklayacağını yazdı. FT yazarı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrının belirsizliğine vurgu yaparak, “İki toplum arasındaki güven eksikliği değil, bu kez (Erdoğan- Akıncı) sürtüşmeleri, Maraş’la ilgili anlaşma nihai çözüm önünde gerçek bir engel olarak çıkabilir” dedi.
Atina adada garantörlük sistemine bayrak açıyor
Yunanistan Kıbrıs’ta artık ‘garantör ülke’ olmak istemediğini belirterek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunun temelini oluşturan 1960 Londra ve Zürih anlaşmalarından kaynaklanan Türkiye ve Britanya’nın da dahil olduğu üçlü garantörlük sistemine bayrak açıyor.
Garantörlük meselesi BM destekli müzakerelerde anlaşmazlık konularından birisiyken, önceki gün Lefkoşa’nın Rum kesimindeki Yunan-Rum-Mısır üçlü zirvesi sırasında konuyu gündeme taşıyan Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias, “Zürih anlaşmalarından kaynaklanan Kıbrıs’ta garantör ülke görevlerini bugüne kadar elinden geldiğince iyi bir şekilde yerine getirdi. Ancak bundan sonra Türkiye, Yunanistan ve Britanya’dan oluşan garantörlük sitemine ihtiyaç yok” dedi. “Türkiye Kıbrıs’ta bir an önce çözüm istiyorsa, acele etmeli ve işgali sona erdirmeli. Sorunun temeli de budur. Biz kesin ve net çözüm istiyoruz, 1960’daki gibi sahte çözüm değil” diyen Bu sözlere Rum Dışişleri Bakanı Yannis Kasulidis de destek verdi.
Rum-Yunan tarafı müzakerelerde üçlü garantörlüğün yerini AB ya da NATO türünde bir garantinin almasını istiyor. Türk tarafı içinse Türkiye’nin garantörlüğü ‘kırmızı çizgi’.
Özdem Sanberk: Garantörlük hak
Emekli büyükelçi Özdem Sanberk, Cumhuriyet’e Yunanistan’ın bu çıkışını şöyle yorumladı: “Garantörlük sisteminin bulunduğu Londra ve Zürih anlaşmaları BM tarafından tescillenmiş uluslararası hukukun en güçlü anlaşmalarındandır. Herkes istediği gibi değiştiremez. Tek taraflı garantörlük bir hak. Bir ülke ‘hakkımdan fedakârlık ediyorum’ deyince bu bir hüküm ifade eder mi, etmez mi, uluslarası hukukçulara sormalı ama bence olmaz, bütün anlaşmanın sistemi bozulur. Tabii anlaşmaya dokunmaz ama kendisi kullanmayabilir, asker göndermeyebilir.”
Atina adada garantörlük sistemine bayrak açıyor Yunanistan Kıbrıs’ta artık ‘garantör ülke’ olmak istemediğini belirterek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunun temelini oluşturan 1960 Londra ve Zürih anlaşmalarından kaynaklanan Türkiye ve Britanya’nın da dahil olduğu üçlü garantörlük sistemine bayrak açıyor. Garantörlük meselesi BM destekli müzakerelerde anlaşmazlık konularından birisiyken, önceki gün Lefkoşa’nın Rum kesimindeki Yunan-Rum-Mısır üçlü zirvesi sırasında konuyu gündeme taşıyan Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias, “Zürih anlaşmalarından kaynaklanan Kıbrıs’ta garantör ülke görevlerini bugüne kadar elinden geldiğince iyi bir şekilde yerine getirdi. Ancak bundan sonra Türkiye, Yunanistan ve Britanya’dan oluşan garantörlük sitemine ihtiyaç yok” dedi. “Türkiye Kıbrıs’ta bir an önce çözüm istiyorsa, acele etmeli ve işgali sona erdirmeli. Sorunun temeli de budur. Biz kesin ve net çözüm istiyoruz, 1960’daki gibi sahte çözüm değil” diyen Bu sözlere Rum Dışişleri Bakanı Yannis Kasulidis de destek verdi. Rum-Yunan tarafı müzakerelerde üçlü garantörlüğün yerini AB ya da NATO türünde bir garantinin almasını istiyor. Türk tarafı içinse Türkiye’nin garantörlüğü ‘kırmızı çizgi’. Özdem Sanberk: Garantörlük hak Emekli büyükelçi Özdem Sanberk, Cumhuriyet’e Yunanistan’ın bu çıkışını şöyle yorumladı: “Garantörlük sisteminin bulunduğu Londra ve Zürih anlaşmaları BM tarafından tescillenmiş uluslararası hukukun en güçlü anlaşmalarındandır. Herkes istediği gibi değiştiremez. Tek taraflı garantörlük bir hak. Bir ülke ‘hakkımdan fedakârlık ediyorum’ deyince bu bir hüküm ifade eder mi, etmez mi, uluslarası hukukçulara sormalı ama bence olmaz, bütün anlaşmanın sistemi bozulur. Tabii anlaşmaya dokunmaz ama kendisi kullanmayabilir, asker göndermeyebilir.” |
Kerry’den Akıncı’ya tebrik ve destek
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı telefonla arayıp tebrik etti. Akıncı’nın seçilmesiyle müzakerelerin yeniden başlaması için fırsat ortaya çıktığını söyleyen Kerry, ABD’nin ve şahsının, müzakere sürecinin başarıyla sonuçlanabilmesi için her türlü desteğe hazır olduğunu iletti. ABD’li bakan yakın gelecekte Akıncı ile yüzyüze görüşme umuduğunu da aktardı.
Kerry’yi KKTC’ye davet eden Akıncı da Kerry’ye, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini ortaya koyduğunu söyleyip, 50 yılı aşan bu sorunu bitirmeyi hedeflediğini ifade etti. Kıbrıs’ta anlaşmanın bölgede barış ve istikrar çabalarına örnek olacağını kaydeden Akıncı, BM’nin desteğiyle 2015’in çözüm yılı olabileceği inancının altını çizdi.