Akıllı ilaçlar kansere çare oluyor

İstanbul Bilim Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir, böbrek ve karaciğer kanserlerinin sadece kanser hücrelerini izole eden hedefe yönelik (akıllı) ilaçlarla tedavi edilebildiğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

18. Ulusal Kanser Kongresi'ne katılan İstanbul Bilim Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir, kanser hücrelerinin genetik moleküler sırlarının çözülmesiyle, vücutta sadece kanser hücrelerini izole eden biyolojik tedaviler geliştiğini, akıllı moleküllerin yan etkilerinin kemoterapinin yarattığı tahribata neden olmadığını bildirdi.

ABD'de mart ayında, ilerlemiş böbrek kanseri hastalarının kullanımı için onay alan yeni bir ilacın, tümörün büyümesini veya yaşam süresini 2 kattan fazla uzattığını belirten Demir, ilk kez bir kanser türünde kemoterapi kullanmadan 2 basamak tedavinin etkinliğinin kanıtlandığını vurguladı.

Demir, böbrek kanserinin tedavisinde kullanılan hedefe yönelik akıllı moleküllerin, kanserin kronik hastalık şeklinde algılanmasına katkıda bulunduğunu bildirdi.



Saç dökülmelerine son

''Kemoterapi sadece hızlı büyüyen hücreleri yok etmeye çalışan zehirlerdir'' diyen Demir, kemoterapi tedavisinin kanser hücresi ile normal hücre arasında ayrım yapmadan vücutta hızlı büyüyen tüm hücrelere etki yaptığını vurguladı. Demir, şunları söyledi:
''Hedefli tedaviler, sadece kanser hücrelerinde açık bulunan ya da aşırı derecede çalışan bir takım hedefleri bulup izole olarak hücreleri yok edebiliyorlar. Bu nedenle, kemoterapinin saç dökülmesi, mide bulantısı, ağız yarası, ishal gibi şikayetlerinin hiçbirine yok açmıyorlar. Kendilerine özgü yan etkileri kemoterapininkinden çok farklı. Hedefli tedaviler böbrek, meme, kalın bağırsak, karaciğer, pankreas ve lenf bezi kanserlerinin tedavilerinin bazılarında kemoterapiyle, bazılarında da tek olarak çok önemli bir seçenek oluşturuyor.

Özellikle böbrek ve karaciğer kanseri kemoterapisiz sadece hedefe yönelik ilaçlarla tedavi edilebilir. Bunlar meme, akciğer ve pankreas kanserlerinde de kemoterapiyle kullandığında tedavinin etkinliği çok artıyor.''

Prof. Dr. Demir, hedefe yönelik tedavide kullanılan ilaçların yüzde 50'sinin Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nca onaylandığını ve piyasada bulunduğunu, yüzde 20'sinin de Bakanlıktan alınan özel izinle yurt dışından getirilebildiğini kaydetti.
 

Kanseri kronikleştiriyorlar

Hedefe yönelik tedavinin, kanser tedavisinde yepyeni bir yaklaşımı beraberinde getirdiğini belirten Prof. Dr. Demir, kemoterapiyle sadece kanseri küçültmek ve yok etmenin amaçlandığını vurguladı. Buna karşın hedefli tedavinin kanseri stabilize edebildiğine işaret eden Prof. Dr. Demir, ''hedefe yönelik ilaçlar kanserin kronik bir hastalık şeklinde algılanmasını sağlıyor. Bu ilaçlar hastayı tam olarak şifaya kavuşturmuyor ama tansiyon, kalp yetmezliği, diyabet gibi hastanın uzun yıllar hastalıkla beraber yaşamasını sağlıyor'' diye konuştu.