Ahlaktan nasibini almamış samuray
Üstat Toşi, Zen’in ne olduğunu bilmeyen, maliyeden gelen görevliyi döven, ejderha eti yerine öğrencilere kasaptan koyun eti alıp yediren bir Samuray. Penguen’de yer alan Özer Aydoğan’ın yeni karakteri Üstat Toşi’yi çizeri anlatıyor.
Sinem Dönmez
İsmini son olarak Penguen kapağı yüzünden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret davasıyla duyduk. Hani şu düğme iliklediği halde "top işareti" yapıyor diye açılan. Bahadır Baruter'le birlikte 11 ay hapis cezası almışlar, sonra para cezasına çevrilmişti. Kendisini bilenler zaten biliyor. Kare çeneleriyle, karikatürlerinde sentorlardan mitolojik tanrılara, Freud’dan taş devri insanlarına kadar geniş bir karakter kitlesiyle meşhur bir çizer Özer Aydoğan. Hayranı çok, hele sosyal medyada. Son haftalarda serbest karikatürlerinin yer aldığı köşesinin dışında yeni bir karakterle tanıştırdı bizi: Üstat Toşi. Sinsi, paragöz, üçkağıtçı bir samuray. Samuray olduğunu iddia ediyor da, öyle samuray ahlakı pek yok. Gerisini, Özer Aydoğan anlatıyor.
NAİF ÜÇKAĞITÇI
Toşi kendi iddiasına göre bir samuray ve olaylar görünürde feodal dönem Japonyasında geçiyor. Ama ne Toşi bu savaşçı sınıfın ahlak kodlarına uyan bir tip ne de arka plan Japonya. Televizyonda seçim konuşmalarının olduğu, bakanlığın tapınağı denetlemeye geldiği bir Japonya’da yaşıyor İddia ettiği gibi gerçekten üstat olsa da yeteneklerini naif üçkağıtçılıklar için kullanıyor. Denetlemeden kaçmak için uçmak, gerçek bir ejderhayı öldürebilecekken kasaptan koyun eti alıp ejderha eti diye öğrencilere sunmak gibi.
TOŞİRO MİFUNE TOŞİ OLDU
Akira Kurosawa’nın samuray filmlerinin çok büyük etkisi oldu karakteri oluştururken. Tipi o filmlerin geçtiği dünyada kurmak istedim. İsmi de zaten yönetmenin favori oyuncusu Toşiro Mifune’nin adının törpülenmiş hali. Tabii o filmlerdeki olayların hiçbiri olmuyor. Toşi’nin aklı okulu ilaçlatmak, kılıcı ucuza alıp pahalıya satmak gibi şeylerde. Tipi de savaşçıdan çok anaokulu öğrencisine benziyor zaten.
ESPRİLERİ VOLTA ATARAK BULUYORUM
Köşeyi çizmek zevkli fakat esprilerin bulunma süreci çok daha fazla zaman alan bir iş. İşimin büyük kısmını not almak, o notlar üzerine saatlerce düşünmek tutuyor. İlhamımı koridordan alıyorum. Evde uzun bir koridor var. Orada volta atıp düşünerek buluyorum esprileri. Bacaklarım yorulunca da oturup bulduklarımı çiziyorum.
ÇİZERLİK DİYE MESLEK OLUR MU?
Çocukluktan beri sürekli çiziyordum. İtalyan çizgi romanlarındaki çizimleri taklit ederek bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Aslında oyalıyordum kendimi. Çünkü “Çizerlik diye meslek olur mu!” diyorlardı hep. Ben de gittim ekonometri okudum bir mesleğim olsun diye. Üniversite biterken, karikatür çizmeyi denedim ilk kez ve Penguen’e getirdim işlerimi. O günden beri de hep Penguen’de çizdim. Dokuz yıl olmuş.
PARA CEZASINI ÖDEMEK İSTEYEN OKURLAR
Penguen’in kapağından sonra kendisi ve Bahadır Baruter’e açılan davayla ilgili okurlardan nasıl tepkiler aldılar veya otosansüre yol açtı mı? “Davadan sonra çok destek gördük. Pek çok avukat bizi gönüllü olarak savunmak istedi, aldığımız cezayı para toplayıp ödemeyi teklif eden okurlar bile vardı. Aslında dava bir yandan da fena olmadı, etrafta bir sürü güzel insan varmış onu fark ediyorsun bir anda. Bu tarz olaylar yüzünden otosansür oluşuyor mu, hayır. İnsanlar sizi bilinçli olarak yanlış anlamaya, sebepsiz yere köşeye sıkıştırmaya çalışacaklarsa zaten çizdiğiniz her şeyde suç olacak bir şeyler bulacaklardır. O iş için karikatürü doğru düzgün okumalarına bile gerek yok.”
MAALESEF KEŞFEDİLDİ
Sosyal medya Aydoğan’ı seviyor. Kendisi hakkında Ekşisözlük’te “Maalesef keşfedilmiştir” bile demiş birisi. Peki bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi? Aydoğan, “İlk başladığım dönemlere göre daha fazla biliniyor artık çizdiğim karikatürler. Yine de benim için işin özü hep aynı. Kendini kapatıp çalışmak. Çok insan içine çıkan bir tip olmadığımdan şikayetim yok.”