Ağaoğlu: Alacaklı oyuncular rüyama giriyor

Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Burak Yılmaz, transfer ve şampiyonluk konusunda önemli açıklamalarda bulundu

cumhuriyet.com.tr

Ahmet Ağaoğlu, Radyospor'da yayınlanan Gece Maçı programına bağlanarak Can Küçükyıldırım, Aygün Özipek ve Vedat Parlak'ın sorularını yanıtladı. Ağaoğlu'nun açıklamalarından Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

Sözlerine Türkiye - Rusya maçından bahsederek başlayan Ahmet Ağaoğlu, "Cengiz daha iyi oynayabilirdi galiba. Oradan başlayalım. Tabi ki her açıklamaya saygı duymak lazım. Ancak; bugün 1-2 spor programında da izledim. Yorumcuların görüşleri bayağı ilginç geldi. Başakşehir’de çok güzel oynuyordu. Trabzon seyircisi de destek verdi. İsveç’e, Rusya’ya gideceksiniz. Hangi destekten bahsediyorsunuz, bunu anlamadım. Bazı eleştiriler de mantık çerçevesindeydi. Benim dikkatimi çeken şey; maç öncesi atılan konfetiler bayağı bir sıkıntı yarattı. Sağ taraftan yaptığımız akınlarda, ciddi şekilde görüşü engelleyen bir durum oluşturdu. 1-2 futbolcunun kaydığını da gördüm. O kadar uzun süre sonra bir milli maçın Trabzon'da oynanması gerçekten sevindirici. Milli maçlar bizden biraz uzaklamıştı. O açıdan sevindiriciydi. Galibiyet bekliyorduk. Yenebilirdik de. Özellikle ikinci yarının son bölümlerinde Hakan’ın pozisyonları da vardı. Onlar gol olsa fotoğraf farklı olurdu. Bizim bir tek milli takımımız var. Bunun arasında seçim yapma şansımız da yok. Eğer gerçekten futbolu seven insanlarsak dört elle sarılmamız gereken bir değer. Uzun aradan sonra böyle bir heyecanın yaşanması sevindiriciydi" dedi. 

 
Bayrak spekülasyonuna değinen Ağaoğlu, "Dün gece yarısından bugün öğlene kadar bayağı bir spekülasyona konu oldu bayrak konusu. Ben de açıklama yapmak istedim. Futboldan biraz anlayan, 1-2 kez stada gitmiş insanlar çok rahat anlayabilir. Maç öncesi hazırlanmış bir görüntü. Bu fotoğrafı yayınlayıp üstünden yorum yapanlar da kesinlikle bilen insanlar. Burada bir art niyet ve kasıt var. Yapmış olduğunuz bu şey Trabzon insanının, en hassas noktası. Sen buradan böyle bir şeyin içine çekiyorsun. Bu hoş değil, şık deği. Futbol taraftarı, holigan olabilirsiniz. Ama insanların en güçlü olduğu yerden bunu yapmaya çalıştığınız zaman, psikolojide bunun karşılığı vardır. Zeka seviyenizi gösterir. Bırakın Trabzon insanını her ülkenin her köşesinde durum budur. Şehit vermeyen ilimiz, ilçemiz var mı? Evinin balkonuna bayrak asılmayan köy, ilçe, il var mı? Benim yaş grubumda olup da dedesi şehit veya gazi olmayan var mı? Çok nadir çıkar. 2 tane dedem de gaziydi. Annemin babası ve babamın babası da. Eren gibi bir gencimizi şehit verdiğimiz şehirden bahsediyoruz. Oradan girdiğiniz anda ortaya çok çirkin bir tablo çıkıyor. Onun da karşılığını alırsınız. Ama aynı çirkinlikte değil tabi ki." diye konuştu.
Burak Yılmaz'ın Trabzonspor'u TFF'ye şikayet etmesini değerlendiren Ağaoğlu, "Artık Burak Yılmaz konusu üzerine yorum yapmam çok doğru olmaz. Biz geldik Nisan’ın 8’inde, 19 Mayıs’ta kulübe ihtar çekti. Bu ikincisi oluyor. En yüksek ücret alan oyunculardan biri 2 aylık gecikme sebebiyle ihtar çekiyorsa diyecek bir şey yok. Yanılmıyorsam 30 dakika falan oynadı bu sezon. Başkan olarak daha fazla bir şey konuşmak doğru olmaz. Ticari ve hukuki olarak böyle bir hakkı var mı, var. Böyle bir hakkı olduğu için ihtar çekti. En değer verdiğimiz oyuncu. Geçen sene de 4.4 milyon Euro gibi bir para ödedik kendisine. Bizden önceki dönemlerde parasının ödenmemesine rağmen, bizim dönemimize denk geliyor bu ihtarlar. Herhalde benim de şapkamı önüme alıp düşünmem lazım. Arka arkaya 2 tane ihtarname çekiliyor. Ne düşünerek bunu yaptı, bilmiyorum. Kendisine sormak lazım." dedi.
Ahmet Ağaoğlu'nun diğer açıklamaları şu şekilde:İhtarnamede 30 günlük bir süre var. Kulüp size bu parayı ödemezse serbest kalıyorsunuz. Ondan  sonraki alacaklarınız da saklı kalıyor. İstediğiniz kulübe de gidebiliyorsunuz. Ya böyle bir düşünceyle hareket ediyorsunuz ya da kulübü zor durumda bırakmak için yapıyorsunuz. Bunun anlamı bu. Kulübün en fazla para alan oyuncusundan biri ve lider oyuncu bunu yapıyorsa kendisine sormak lazım. Ben başkan olarak çok fazla üzüldüm. Başka şekliyle bunu ifade etmem mümkün değil.

 

Burak’ı alacak para darphanede basılmadı lafına gelince… Burak’ı çok ufak bonservis bedeliyle alan insanlara, kişilere yaptığım bir göndermeydi. Böyle bir oyuncuyu istiyorsan cebine para koyup geleceksin. Benim anlatmak istediğim şey buydu.
 

Sağlık açısından baktığımız zaman Burak’ın bir süre daha oynaması mümkün görünmüyor. Böyle bir süreç var. Bir diğeri; hocanın takdiridir. Oynayıp oynamayacağı, ne zaman oynayacağı Ünal Karaman’ın takdiri. İhtarname tarafına bakınca oyuncu hukuktan doğan hakkını kullanıyor. Siz hoşnut olmasanız da buna bir yaptırım yapamıyorsunuz. Kanunun ona verdiği hakkı kullandı. Can sıkıcı olan şey; kulübün ekonomin anlamda dar boğazdan geçtiği yerde bunu yapmasıdır. Diğer oyunculara örnek olması gereken bir futbolcunun yaptığı bir davranış. Benim üzüldüğüm, beni hayal kırıklığına uğratan şey bu. 2 tane oyuncum var. 6 aydır para almıyorlar. "Tamam" dediler, "Paramızı verirsiniz" dediler. Bunların hepsi döndü dolaştı, bize patladı. Nisan ayında göreve geliyoruz, ciddi şekilde birikmiş borçlar var. İhtarnameleri de bize yapıştırdılar. Biz paranın üstüne yatıp da ödemiyor muyuz? Gelecek paradan, çalışmalardan bahsettik, anlattık. 200 milyon lira gibi bir para ödedik şu ana kadar. Bu da bizim niyetimizi gösterir. Futbolcunun yaptığı bir sözleşme var, hakkı ödenecek. Biz bunun farkındayız. Yönetim olarak farkındayız.

 

Tahammülü olmayacak hata yoktur. Bizler bu kapıdan girip diğer kapıdan giden insanlarız. Kulübün saygınlığına zarar getirmeyecek davranışlar yapmak lazım. “Ben Trabzonspor’u çok seviyorum” lafını söyleyenler bu lafı yerine getirecek. Bu benim için de profesyoneller için de ofis çalışanı için de geçerli. İkinci ihtarnameden sonra Burak Yılmaz ile konuşmadık. Burak Yılmaz, bende hayal kırıklığı yarattı. Şu anda oynayabilecek durumda değil. Maç kadrosunda olabilecek düzeye ulaşmadığını biliyorum. Sağlık Kurulu’ndan tam bir rapor almadım. Antrenmanlara da takımdan ayrı devam ediyor.

 

Mayıs ayı içinde bir bütçe belirledik. Defans hattına 500-800 bin Euro, orta saha için de en fazla 1 milyon Euro, forvet hattı için de maksimum 1.1 milyon Euro belirledik. Scout ekibine de bu rakamlar çerçevesinde araştırmalar yapmalarını söyledik. Yüzün üstünde oyuncu incelendi. Bizim bütçemiz belli. Kulübün geliri ve bütçesi belli. Yetenekli olan ama bize uygun olmayan oyuncularla anlaşma yapmadık. Vazgeçtiğimiz transferler oldu. Amiri ile de konuştuk. Son gelen transferde de yönetici arkadaşımız konuştu. Amiri ve Nwakaeme ile görüşmüştük. Bizim yapımıza uygun oyuncuları almaya çalıştık. İran’dan oyuncu alınır mı diyorlardı. Almasını biliyorsan her yerden alınır. Önemli olan burada maliyet. En az parayı harcayarak iyi bir futbolcuyu alabilirsiniz.

 

6-7 oyuncuyla görüştük. 3 oyuncumuzdan indirime gidebileceği yönünde söz aldık. Daha sonra olay, “Birikmiş alacaklarımızı ödeyin, daha sonraki dönemde bunu yaparız” konusuna döndü. Kısa zamanda inşallah alacaklarını öderiz de neler yapacaklarını görürürüz. O ambiyansı yakalayamadık. Bu olursa sözleşmelerine yansıyacak, KAP’a bildirmek durumunda kalacaksınız. Şu anda durum bu.

 

Yerli yabancı konusundan önce; yerli oyunculara dolar ya da Euro üzerinden ödeme yapılmamasıdır önemli olan. Kuru sabitlemek falan da değil. Bir rakam konuşursun. Kuru sabitleseniz de yine aynı noktaya gelirsiniz neticede. Falan oyuncu 4 milyon Euro, falan oyuncu 5 milyon Euro. Ne oluyor arkadaş? Bu arkadaşlar parayı Londra’da, Paris’te mi harcıyor? Geldiğimiz noktada; Trabzonspor’un 2019 sene içinde ödeyeceği kur farkı ve faiz gideri, 1 yıllık gelirinin tamamını alıp götürüyor. Elimdeki 2-3 tane yerli oyuncuya da Euro ödüyorsam burada büyük bir yanlış var demektir.

 

İki tane stoperimiz, artı 3 tane forvetlerimiz var diyelim. Acaba bu oyuncuları, Türk oyuncu olsaydı alma şansım var mıydı? Net olarak yoktu. Olsaydı zaten alırdık. Her zaman söylüyorum. Trabzonspor’a baktığımda altyapıdan yetişen oyuncuların, o olmazsa yerli oyuncuların çoğunlukta olduğu bir Trabzonspor görmek istiyorum. Bugün Trabzonspor formasıyla ter döken oyunculara bakın. Ünal Karaman oyunculara bazı şeyleri vermek için çok uğraştı. Biri Portekiz’den diğeri İran’dan gelmiş… Kolombiya’dan Kosta Rika’dan gelen var. Bu ruhu verebilmek kolay değil. Kamp süreci geçti ve lig başladı. Trabzonspor’da oyuncular artık farklı mücadele veriyorlar. Altyapıdan ve yerli oyuncuların azlığının ben de farkındayım. Ama oyuncuların mücadele etmesini sağlamanız lazım. Mevcut durumu da düşündüğünüz zaman bu seviyede ve kalitede mücadeleyi ortaya çıkarabilecek bir futbolcu altyapısına ve üst yapısına sahip değiliz. Bir kısıtlama gelirse kalite olarak neler olacağını ben de merak ediyorum. Bir düşüş yaşanacaktır. Türkiye’de mesela; stoper yok. Sağ bek, sol bek… Kimi alıp nerede kullanacaksınız? Biz kaleci konusunda da şanslıyız. Türkiye'de forvette de sıkıntı var.

 

 

Uzun süreli plan ve program yapmalısınız. Altyapıyla alakalı olarak çok ciddi bir yapılanma yapmak zorundayız. Her kulübün yapması lazım. Yusuf ve Abdülkadir’in çıktığı altyapıdan başka biri çıkamaz mı? Mehmet Ekici olayı olmasaydı, Yusuf Yazıcı Samsunspor’a gidiyordu. Bunu biliyor musunuz? Bu durum böyle. Altyapıya bakış açımız belli. 3 menajere harcadığın parayı altyapıya harcarsınız. Altyapıdan verim almalısınız. Kamuoyunun da bunu desteklemesi lazım. Bir tane yıldız getiremediniz diyenlere cevabım belli. “Kafanızı gökyüzüne çevirin” dedim. Öyle eleştiriler geldi ki hazmetmek mümkün değil. Altyapıya yatırım yapacaksınız ve bunu futbol kamuoyu da destekleyecek. Bu gerekiyor.

 

Yabancı kuralına kriter getirmeden önce iyi bakmak gerekiyor. Ülkemize yabancı oyuncular geliyor. Bunların vergisini de biz ödüyoruz. Oyuncuyu göndermek istediğiniz zaman gitmeyi kabul etmesi lazım. Adamı hem gönderiyorsun hem de parasını cepten karşılıyorsun. Böyle olmamalı. O zaman niye gönderiyoruz? Hani iyi oyuncu almıştık, yararlıydı? Bu neden daha önce hoş görüldü. Öyle bir piyasa oluşmuş ki… Aktörlerini de iyice incelemek lazım.

 

 

Sayın Özkan Sümer belirli prensipleri ve düşünceleri olan, bu doğrultuda hareket eden bir insan. Fikir olarak örtüşmediğimiz yerler oldu. “Ben ayrılırsam daha rahat hareket edersiniz” dedi. Anlayışlı bir şekilde ayrılık oldu. Ünal Karaman’a gelince… Hazreti Ömer’in adaleti gibi adaletli olan, Trabzonspor ruhunu çok iyi bilen, formayı hak edene teslim eden, zamanında bu mücadeleyi vermiş bir isim. Trabzonspor’un bir neferi diyelim. Hocam bugün 150 bin TL maaşla, Süper Lig’de en düşük ücreti alan teknik adam. Başarı tabi ki kamuoyunun takdiridir.  Geçen sene eleştirilen oyuncuların performansına bakın, bir de bu sezonki performanslarına bakın. Biz Onazi, Kucka, Sosa gibi oyuncuları da transfer ettik. Bunu tamamen teknik direktöre bağlamak herhalde yanlış bir düşünce ve bakış açısı olmaz.

 

Geldiğimiz yere bakar mısınız? Perşembe günü 19 milyon ile işimi hallederken 23 ödedik Cuma günü. Bütün bu olumsuzlukların hepsi bizleri buldu. 34 milyon Euro olan profesyonel kadroyu da 26 gibi bir rakama çektik. Böyle bir tasarrufumuz oldu. Kadronun market değerine baktığınız zaman 50-60 milyon Euro civarındadır. İnsanların anlaması lazım. Yusuf ve Abdülkadir’e teklif edilen rakamlar, 10-15 milyon Euro bandında.

“Yusuf ve Abdülkadir'i bu sene satmayın, seneye daha fazla paraya satarsınız” diyorlar. Bir oyuncunun değerini ligin kalitesi, ligin genel bütçesi belirler. Naklen yayından aldığım gelir 10 milyon Euro ise sıradan bir İngiliz takımının aldığı para 90 milyon Pound. Bir tişörte bakıyorsun. Avrupa'da mesela 100 Euro’ya satılıyor. İçine bakıyorsun "Made in Turkey" yazıyor. Peki sen nereye, kaça ihraç ediyorsun. İyi hesap yapmak ve ısrarcı olmak lazım. Bizim elbette borcumuz aşağıya çekilmeli. Herhalde bahtsızlığımız devam ediyor. Kur farkı bizi de sıkıntıya soktu. 1-2 projemizi ertelemek zorunda kaldık.

 

 

84.maddeyi değiştirdik. Eski yöneticimiz vardı, "Bir şey değişmedi sadece rötuş yapıldı" dedi. Öyle değil. Eski haliyle hiçbir sorumluluk yoktu. Sağdan gir, soldan çık. İbra ediliyorsan yırttın. Şimdi en fazla yüzde 10 oranında aşabilirsiniz. Onun üstüne çıkarsanız o parayı yönetici olarak siz ödersiniz. Oraya o duvarı ördük. 84.maddenin o haliyle kalması bizi zaten bu noktaya taşıdı. Allah herkesin yardımcısı olsun. Biz taraftarlar adına, kamuoyu adına görev yapıyoruz. Herkesin bu işin bilinci ve sorumluluğuyla yapması lazım. 2023 yılına kadar bütün gelirlerimiz temlikli. İçeriye bir kuruş para girmiyor. Trabzonspor ülkenin bir yerine gittiğinde formayı alıp stada koşan taraftarın ve camianın her bir bireyinin hayal ve umutlarının önüne geçmiş oluyorsunuz. Onlara yazık değil mi? Bu da inanç olarak baktığınızda kul hakkına girer. Herkesin çok hassas olması lazım. İşin içinden çıkılmaz bir duruma geldik.  Borçlar ikiye katlanmış vaziyette.

 

Gerçekten uyuyamıyorum. Alacaklarını bekleyen oyuncularımız rüyama giriyor. Galatasaray maçını 4-0 kazandık herkes çok mutlu. Ama ben o gece uyuyamıyorum. Maaşlarımı ödemekte zorlandığım için utandığım için uyuyamadım. Terlerinin son damlasına kadar mücadele ediyorlar. Onların paralarını ödeyemediğim, geciktirdiğim için uyuyamadım. Bunu düzene soktuğumuzda rahat uyuruz.

 
 
Trabzonspor bizim kimliğimiz, sevincimiz, yaşamımız. Gözyaşında da sevincinde de varız. Ünal Karaman’a İstanbul kulüpleri 3 verirken buraya 1’e geldi. Dozer Cemil, para için başka bir takımın kaptanının arkasında sahaya çıkmam demişti. Evet, Trabzonspor’u deli gibi seviyoruz. Konuya derin baktığınızda Ahmet Ağaoğlu’na kimlik kazandıran kulüptür Trabzonspor. Trabzonspor kategori atlatan bir camiadır. Gurbette yaşayan Trabzonlular için de çok önemli olmuştur Trabzon. Trabzonspor, sadece bir futbol takımı değildir. Benle birlikte aynı duyguları yaşayan kim olsaydı, kafasını sokardı o taşın altına. İnşallah biz de bu taşın altından sağ salim çıkarız.
(AJANSSPOR)