"Afet yönetilemedi"
İstanbul'da yaşanan sel felaketi siyasilerin gündeminde. Felaket bölgesinde incelemelerde bulunan DSP Genel Başkanı Masum Türker, son 6-7 yıldır müteahhitler aracılığıyla her yerin talan edildiğini belirtirken bağımsız İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da hükümetin afet öncesi ve sonrasını yönetemediğini belirtti.
cumhuriyet.com.trDSP Genel Başkanı Masum Türker, dün su baskınının yaşandığı İkitelli'deki TIR parkında incelemelerde bulundu.
İncelemelerinin ardından gazetecilere açıklama yapan Türker, şu anda yaşanan sel felaketine benzer bir felaketin 1995 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanı olduğu dönemde yaşandığını söyledi.
''O zaman anlaşılmıştı ki buradaki Ayamama Deresi tam ıslah edilmemiş, ıslah edilmesi ve genişletilmesi gerekiyordu'' diyen Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama şimdi görüyoruz ki herhangi bir olası selde çok yağmurlu günlerde benzer olaylar hep çıkabilir. Bu konuda, bize söylenen 'belediye ile DSİ arasında ihtilaf var'. Bunu anlamak da mümkün değil. Hükümet aynı partide, belediye aynı partide. Bu olaydan ders çıkarmalıyız.''
Üçüncü köprünün yapılması halinde TIR parkının arka tarafına isabet eden kısımdaki orman alanın etrafının yerleşime açılması durumunda benzer olayların yaşanacağını belirten Türker,
''Türkiye'de özellikle son 10-12 yıldır faaliyetler rant yaratmaya yönelik, son 6-7 yıldır da müteahhitler aracılığıyla her yer talan edilmiş durumda. İstanbul, böyle rant amacıyla açılan yerleşim alanlarını kaldırabilecek kapasitede değil. Bu bakımdan vakit geçmeden önlem alınması gerektiğini düşünüyoruz. Önlemler alınmazsa gelecekte bizi daha büyük felaketler bekleyecektir'' diye konuştu.
"Hükümet afeti yönetemedi"
Bağımsız İstanbul Milletvekili Ufuk Uras Trakya ve İstanbul'da yaşanan sel felaketiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, plansız ve çarpık yapılaşma ve doymak bilmeyen rant hevesinin ardı arkası kesilmeyen 'taammüden' felaketlere yol açtığını söyledi. Bataklık ve sulak alanların kurutulup iskana açıldığını, taşkın alanlarında ve dere yataklarında yapılaşmaya göz yumulduğunu belirten Uras şunları söyledi:
"Olanlara 'son seksen yılın en yoğun yağışı görüldü' diyerek mazeret aranamaz. Sorumlusu plansız şehirleşmeye ve sınırsız rant hırsına göz yuman merkezi ve yerel yönetimlerdir. Ne gelmekte olan tehlikeyi görme ne de yaşanmakta olan afeti yönetme becerisine sahip olmayan yönetimler bu durumun sorumlusudur. Yurttaşın mal ve can güvenliğini sağlayacak planlı, denetimli, doğa ile uyumlu bir yapılaşmayı ve kent yönetimini gerçekleştiremedikleri için sorumludurlar. Ekmeğini çobanlıktan çıkaran bir aileyi dere yutuyor. Yedi kadın işçi fabrikanın önündeki tekerlekli servis tabutunda boğuluyor."
Uras, sel felaketinde zarar gören yurttaşların maddi ve manevi zararlarının karşılanması, yaraların hemen sarılması, dere yataklarında yapılaşmaya son verilmesi, her tarafın betonla sıvanmaması gerektiğini kaydetti. Uras "Yerleşim ve yapılaşma politikaları bu afetlerin verdiği dersle yeniden ele alınmalıdır" dedi.
"Herkesin bu olaylardan ders alması gerek"
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, dün su baskınına uğrayan İkitelli'deki tır parkında incelemelerde bulundu.
Partililerle tır parkını gezen ve vatandaşlarla sohbet eden Kurtulmuş, burada yaptığı açıklamada, büyük bir felaketle karşı karşıya olunduğunu ve sele maruz kalan bölgeleri görünce olayın boyutunun ne kadar büyük olduğunu daha iyi anladıklarını belirtti.
Herkesin bu olaylardan ders alması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, ''Bizim gördüğümüz sorunların başında dere ıslahı geliyor. Bu dereleri tabii halde ıslah etmek gerekirken, dereler bir tabutun içine alınmış. Yıllardır yanlış dere ıslahları yapılıyor. Derelerin en az 50 metre sağında ve solunda eğimli arazilerin bulunması ve ağaçlandırılması gerekir'' diye konuştu.
Kurtulmuş, dere yatağında yanlış yapılaşmanın olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''Buradaki binalara kim müsaade etti, hepsinin yeniden gözden geçirilmesi lazım. İstanbul'u yönetenlerin bu kadar büyük bir felaket karşısında 'İnsanlar sprey kullanıyor. Ozon tabakası deliniyor. Bu gibi felaketler karşımıza geliyor' gibi gayriciddi açıklamaları yadırgıyoruz. Bu açıklamaları yapıp milletle dalga geçmenin anlamı yoktur. İstanbul halkını suçlu çıkarmak yerine 'niye biz bu hizmetleri yeterince yapmadık' diye sormak lazım. 2010 Avrupa Kültür Başkenti dediğimiz İstanbul, maalesef 2010 yılına bir megaköy olarak gidiyor.''
Çalışmaların yapıldığı alanda hala eksikliklerin olduğunu ve 3-5 tane iş makinesinin çalıştığını ifade eden Kurtulmuş, şimdiye kadar bütün enkazın kaldırılması gerektiğini savundu.
Sele maruz kalan yerlerin afet bölgesi ilan edilmesinin zorunlu olduğunu ve bunun hükümete getireceği yükü de bildiğini belirten Kurtulmuş, ''Lokal bir su baskınına karşı bu kadar ağır hareket eden bir kamu yönetimi, kendisini olası İstanbul depremine karşı derhal hazırlamalıdır. İstanbul büyük bir depremle karşılaştığı zaman felaketin boyutlarının çok büyük olacağını herkesin görmesi lazım'' dedi.