ADD Genel Başkan Hüseyin Emre Altınışık: Panzehir Atatürkçü düşünce
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, Milli Mücadele’nin 100. yılı ve ADD’nin kuruluşunun 30. yılında, bu anlamlı yılın ADD’ye yüklediği sorumluluğun farkında olduklarının altını çizerek “Atatürk Cumhuriyetini yeniden inşa edeceğiz” dedi. Altınışık, ADD’nin bu fikir doğrultusundaki yol haritasını ve özel projelerini açıkladı.
Sena Yaşar
‘Varlık nedeni’
- Atatürkçü düşünce nedir?
Atatürkçü düşünce, Türk milletinin yaşam ve varlık nedenidir. Türk milletine uygar insanlığın bir parçası olma yolunu açan büyük bir felsefedir. Çünkü bunun içinde Kurtuluş Savaşı, emperyalizmin yenilgisi, Milli Mücadele ve milli kongreler, Anadolu’dan yok edilmek istenen bir ulusun yeniden diriliş destanı, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, laiklik, egemenliğin gökyüzünden alınıp asıl sahibi olan millete verilmesi var. Bunların hepsine baktığınız zaman Atatürkçü düşüncenin, Türk milletinin “varlık” nedeni olan bir felsefe olduğunu görürsünüz. Atatürkçü düşünce, içinde bütün çağdaş değerleri barındıran bir yaşam zeminidir.
‘Ortadoğu devleti’
- Türkiye’de yaşanan “kuruluş felsefesinden kopuş” sürecinde, ADD, nasıl bir tarihi sorumluluk yükleniyor?
Türkiye’deki bütün sorunlar Atatürk’ün çizdiği rotadan sapmanın sonucu ortaya çıktı. Atatürk’ün bize bıraktığı akıl ve bilim yolu, özgür düşünce karşıdevrim süreci içinde yok ediliyor. 16 Nisan 2017’de yapılan hukuk dışı halkoylamasıyla birlikte bir rejim değişikliği oldu. Kurtuluş Savaşı’nın en hararetli döneminde bile Meclis’i açık tutan ve bu nedenle “Gazi Meclis” rütbesini alan bir gelenekten gelmiş iken şimdi Meclis’in bütün yetkilerinin tırpanlandığını görüyoruz. Türkiye’nin giderek aile ve kişi devletine dönüştüğü süreçte ‘Atatürk Cumhuriyeti’ni inşa etme’ amacı, demokrasiden yana bir kitle örgütü olarak görevimiz. Türkiye şu anda bir Ortadoğu devletine dönüşmüş durumda. “Atatürk Cumhuriyeti’ni inşa etme” fikri ile, yeniden onuru ile ayakta duran ve çağdaş dünyanın bir parçası olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratma amacını ifade ediyoruz.
‘Bazı odakları korkuttu’
ADD’nin 19 Mayıs 1989’da kurulduğu döneme gelene kadar, Türkiye’de yaşananlar yine Atatürk devriminin kazanımlarını yok etmeye yönelikti. Kurucularımız bunun panzehirinin Atatürkçü Düşünce olduğunu da gördü. Doğal olarak ADD’nin kuruluşu bazı odakları korkuttu. En somut göstergesi ise kurucu genel başkanımız Muammer Aksoy’un 7 ay içinde şehit edilmesi ve cinayetin üstünün örtülmesi. Muammer Aksoy katledildiği için Turan Dursun, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı katledildi. Eğer Muammer Aksoy cinayeti aydınlatılsaydı, onlar yaşayacaktı. Bizler şimdiye kadar büyük bedeller ödesek de Atatürk’ün unutturulmaya çalışılan felsefesini yeniden Türk toplumuna bir kurtuluş reçetesi olarak sunmak için çabalıyoruz.
‘Çatı örgüt yapacağız’
- Türkiye’nin farklı kesimlerindeki halkla ADD’yi nasıl birleştirmeyi düşünüyorsunuz, bunun için 30. yıla özel projeleriniz var mı?
Biz kendimiz halkız zaten. 2019, kuruluşumuzun 30. yılı ve Milli Mücadele’nin 100. Yılı. Tüm Türkiye’de ‘Rotamız Atatürk’ temasıyla ‘Milli Mücadele Buluşmaları’ kapsamında yola çıkacağız. Mayısta Samsun, Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas’tan başlayacağız, ağustosta da Afyon’dan başlayarak İzmir’e kadar kitlesel etkinlikler yapacağız. Bu buluşmalar protokoller ve siyasi nutuklarla değil, yalnızca halkın katılımıyla olacak. Diyarbakır, Siirt, Silopi, Şırnak, Tunceli, Ağrı ve Van’da şubelerimizi harekete geçirdik, örgütlenme yolunu açıyoruz, oralara da gideceğiz. Türkiye’nin her yerinde Atatürkçü düşüncenin halk aracılığıyla örgütlendiğini ve halktan güç alarak büyüdüğünü kısa zaman içinde göreceğiz. Gençlik kollarımız 19 Mayıs çalışmalarını kendisi organize etti. 17-18-19 Mayıs’ta Prof. Dr. Muammer Aksoy Gençlik Kampı’nı Atakum’da hazırladılar. ADD’yi toplumdaki tüm gençlerin ortak paydası yapacağız. Sorunlara çözüm bularak ADD’yi Türkiye’nin çatı örgütü haline getireceğiz.
‘Karşıdevrimin vücut bulmuşu’
- ADD başarı haritasını nasıl çizecek?
Siyasi iktidarın bize çok sevimli bakmadığını, bizden çok hoşnut olmadığını gayet iyi biliyoruz. Çünkü siyasi iktidarın uykularını kaçıran doğru reçete Atatürkçü düşüncedir. Onların siyaseten mücadele edip yok etmeye çalıştıkları düşünce de budur. Siyasi iktidar, karşıdevrimin vücut bulmuş halidir.
Bu siyasi iktidar Atatürk’e hakaret eden, “Keşke Yunan kazansaydı” diyen bir zatın cenazesine Türk bayrağı sarabildi. Siyasi iktidarın önemli kişileri Cumhuriyeti bir karanlık dönemin parantezi olarak gösterdi ve “Bu parantez kapanmalıdır” dedi.
Yine bu siyasi iktidarın Meclis Başkanlığı’na kadar taşıdığı üst düzey birileri “Laiklik kaldırılmalıdır” diyebildi, 23 Nisan etkinliklerinde Atatürk’ün adını dahi anmadı. Bu zihniyetin Atatürkçü düşünceye karşı bir alerjisi olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Mücadelemiz siyasi parti karşıtlığı üzerinden değil, bir zihniyet ile. Biz topyekûn Türk devriminin kazanımlarına ve çağdaş değerlere karşı olan kesimle düşünsel mücadele içindeyiz.
‘Cumhuriyet, Atatürk’ün telgraf hattı’
- Cumhuriyet Gazetesi’nin katledilen yazarları, aynı zamanda ADD’nin de yönetim kadrolarını oluşturuyordu. Atatürk’ün aydınlanma devrimlerinde birleşen organik bir bağ var Cumhuriyet ile ADD arasında... Gazetemiz 95. yaşını yeni kutladı, siz de aramızdaydınız, Cumhuriyet’le ilgili fikirleriniz nedir?
Öncelikle ‘şahsi’ yanıt vermek isterim. Cumhuriyet Gazetesi ile büyüdüm. Benim için Cumhuriyet, ‘perdeleri açıldığında eve giren bir güneş’ demek... Cumhuriyet, şahsım adına bir ‘aydınlanma’ aracı... Kurumsal olarak baktığımızda ise Muammer Aksoy’dan, Bahriye Üçok’a, Genel Başkan Yardımcımız Ahmet Taner Kışlalı’dan, Uğur Mumcu’ya kadar Atatürk devriminin neferlerinin kendilerine yer edinebildiği ve Cumhuriyet devriminin aydınlığını köşelerine taşıdıkları bir gazete oldu Cumhuriyet Gazetesi. Artık ‘gazete’ yok, ‘medya’ var. Cumhuriyet, bu medyalaşma sürecinde her zaman ‘gazete’ olarak kaldı. Biz Cumhuriyet Gazetesi’ni kendimizden ayrı görmüyoruz. Cumhuriyet Tırlarımızda, Cumhuriyet Gazetesi’ni Nutuk’la birlikte dağıtmayı planlıyoruz. Cumhuriyet Gazetesi’nin güçlenmesi, Cumhuriyet devrimlerinin güçlenmesi demek. Bizim için Cumhuriyet Gazetesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş hattını oluşturan ‘Atatürk’ün telgraf hattı’ demek hala... Cumhuriyet’in şu andaki duruşundan ve kuruluş ayarlarına geri dönmesinden de son derece mutlu ve ümitliyiz. Alev Coşkun başta olmak üzere, Işık Kansu, Mustafa Balbay, Sertaç Eş’e, Cumhuriyet’in kendi köklerine sahip çıkması yönünde mücadele veren herkese de şükranlarımızı sunuyoruz. Yalnız değiller onlarlayız.
‘İMAMOĞLU, İBB BAŞKANI’DIR’ - 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarına ve YSK’nin İstanbul seçiminin yenilenmesi yönündeki kararına ilişkin görüşleriniz nedir? |
‘Yarın Şişli’de’
- ‘Cumhuriyet TIR’ları’ projeniz nasıl doğdu?
Adım adım Türkiye’yi dolaşsın. “Cumhuriyet devriminin arkasındayız” mesajı versin, toplumla kucaklaşsın ve aydınlatsın. ADD, bu proje ile Anadolu’nun dört bir yanını gezerek, halka Atatürk’ün aydınlanma devrimlerini yeniden anlatmayı hedefliyor. Cumhuriyet TIR’ları’nın açılışını 11 Mayıs’ta (yarın) İstanbul’da Atatürk’ün Samsun’a çıkmadan önce kaldığı Şişli’deki Atatürk Evi’nin önünde yapacağız. Oradan da kitlesel olarak Şişli Meydanı’nda Cumhuriyet TIR’larımızı karış karış toplumumuzla kucaklaşacağı seyahatlerine uğurlayacağız.