Adaletin anne ayrımcılığı

Atipik otizmli oğlu 5 yaşındaki Poyraz Ali’yi cezaevinde büyütmek zorunda kalan Zeynep Bakır’ın denetimli serbestlik talebi yine reddedildi.

cumhuriyet.com.tr

Atipik otizmli oğlu 5 yaşındaki Poyraz Ali’yi cezaevinde büyütmek zorunda kalan Zeynep Bakır’ın denetimli serbestlik talebi yine reddedildi. Bakır, Gebze Cezaevi’nden gönderdiği mektubunda, “Tartılması gereken benim siyasi durumum değil, oğlumun hapishanelerde geçen çocukluğudur. Kreşlerde kaç tane arkadaş edindi, hepsi adli hükümlülerin çocuklarıydı ve gelip geçtiler. Bu çok güzel.. Ama Poyaz Ali hep buradaydı. Çünkü onun annesi bir siyasi tutsak. Anne hükümlülere uygulanan mevcut denetimli serbestlik yasasının siyasi tutsak annelere de uygulanmasını istiyorum. Bizim çocuklarımız da çocuk, biz de anneyiz! Çocuklara ayrım, haksızlık yapılan bir ülkede kimse adaletten bahsedemez” diye yazdı.

 Yine ret kararı

Poyraz Ali, annesi Zeynep Bakır ile Bakırköy Cezaevi’ndeydi. Bakır, 1 Ağustos 2016’da Silivri 9 No’lu Cezaevi’ne sürüldü. Poyraz Ali’nin bütün düzeni altüst oldu. Babası Emrah Bakır ile Trabzon’a giden çocuk, hem annesinden hem de eğitiminden mahrum kaldı. Zeynep Bakır, bu sürede, Adalet Bakanlığı’na ve cezaevi idaresine dilekçeler yazdı. Her seferinde ret cevabı alınca açlık grevine başladı. Eylemi ses getirdi. Bakır, 19 Kasım’da Gebze Cezaevi’ne sevk edildi. Bir süre sonra oğlunu yanına aldı. Eğitimlere çocuğuyla gitmesine izin verilmedi, mücadeleyde bu sorunu da çözdü. Bakır, 0-6 yaş arası çocuğu olan hükümlü annelerin, infazlarının bitimine 2-3 yıl kala faydalanabildikleri denetimli serbestlik yasasından faydalanamıyor. Son başvurusuna yine ret yanıtı aldı. Tahliyesine ise 10 ay var.

Karara kargalar güler

Bakır, ret kararını mektubunda şöyle değerlendirdi: “Kurumumuza geldiğinde terör örgütü mensupları ile birlikte aynı koğuşlarda kaldığı, örgütten ayrılmadığı...” diye bir gerekçe var. Hapishanenin içinde bir örgüt kampı falan var da ben orada mı kalmakta ısrar ediyorum? Ayrıca bulunduğumuz koğuşta herkes hükümlü de değil. Ve şayet hükümlülük ise mesele, hükümlü olan benim. Benimle kalmak isteyen biri örgütten ayrılmamış mı sayılacak? “... Örgüt içerisinde ceza infaz kurumlarında yapmış olduğu eylemlerden dolayı disiplin cezaları aldığı için iyi halli hükümlü olmadığından...” deniyor. Oğlumun yüzünü göremez hale getirildim. Oğlumun rehabilitasyonu, eğitimi duruverdi. Aylarca yasal başvurular yapıp durdum. Hepsi reddedildi. Sonunda açlık grevine girdim ve ancak böyle oğlumla bir araya gelebileceğimden bu hapishaneye getirildim. Bundan kaynaklı disiplin cezası aldım. Bu bir ‘örgüt eylemi’ midir? “...Toplumun güvenliği bakımından tehlikeli hükümlülerden olması nedeniyle adı geçenin talebi uygun görülmemiştir.” Hapishanenin kargaları buna gülecektir. Çıkmama sadece 10 ay var. Bu süre içinde denetlenemeyecek kadar tehlikeli bulunuyorum.

Oğlum okula başlayacak

Zeynep Bakır, 10 ay erken tahliye olabilse, Poyraz Ali de bu yıl ilkokula başlayabilecek. “Onun da vaktinde okula başlama hakkı var. Okulöncesi dönemde gerçek bir evde, anne ve babasıyla birlikte, sakince vakit geçirmeye. Tehlike bunun neresinde?” diye soran Bakır, mektubuna şöyle devam etti: “Yıllar önce, şimdi ‘Fetö ’cü’ ilan edilen polislerin, savcıların, hâkimlerin çabasıyla, kanısıyla, kumpasıyla Amerikan emperyalizmine karşı kimliğim nedeniyle örgüt üyesi ilan edilmiştim. Şimdi hapishane idaresinin ‘kanısıyla’ yasal haklarımdan faydalanamıyorum. Tartılması gereken benim siyasi durumum değil, oğlumun hapishanelerde geçen çocukluğudur.”