Açlık sınırı 799 TL

DİSK-AR, Eylül ayı için açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Eylül ayında 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 799 TL olurken, yoksulluk sınırı 2 bin 906 TL oldu.

cumhuriyet.com.tr

TÜİK hane halkı harcama kalıbı, TÜİK madde fiyat ortalamaları ve 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde alması gereken kalori miktarı üzerinden hesaplanan beslenme kalıbı dikkate alınarak hazırlanan araştırmanın sonuçlarına göre, 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 799 TL, yoksulluk sınırı ise 2 bin 906 TL olarak gerçekleşti.

Eylül ayında, sağlıklı beslenmek için yetişkin bir kadının yapması gereken günlük harcama tutarı 6.51 TL olurken, bu rakam yetişkin bir erkek için 7.58 TL, 15-19 yaş erkek çocuk için 7.62 TL, 4-6 yaş bir kız çocuğu için 4.91 TL oldu. Buna göre 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için yapması gereken günlük gıda harcaması 26.62 TL olarak belirlendi. Aynı hesaplamaya göre 4 kişilik ailenin sağlıklı beslenmek ve insanca yaşayabilmek için yapması gereken asgari harcama tutarı ise aylık 2 bin 906 TL oldu.
 

4 kişilik ailenin gıdaya 799 TL ayırması gerekiyor

Söz konusu ailenin minimum gereksinimlerini karşılamasında ise "gıda, içecek vb." için ayırması gereken tutar 799 TL, giyim ve ayakkabı için 182 TL, kira, su, elektrik vb. için 822 TL, mobilya, ev bakımı vb. için 166 TL, sağlık için 65 TL, ulaştırma için 284 TL, haberleşme için 125 TL, eğlence ve kültür hizmetleri için 64 TL, eğitim için 57 TL, lokanta, yemek, otel vb. için 120 TL, çeşitli mal ve hizmetler için 103 TL olarak belirlendi.
 

Yoksulluk sınırı geçen yılın aynı ayına göre 376 TL arttı

Yoksulluk sınırının, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre 376 TL artış ile 2 bin 530 TL'den 2 bin 906 TL'ye yükseldiği belirlendi. Asgari ücrette artış ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre sadece 47 TL olurken, asgari geçim indirimi hariç net 497 TL'den, 544 TL'ye ulaştı. Böylelikle asgari ücretlinin yoksulluk sınırı ile arasındaki mesafe 329 TL arttı. Bu tutar asgari ücretlinin 18 günlük ücretine eşit. Açlık sınırı ise 104 TL'lik yıllık artış ile, asgari ücretteki yıllık artışın 2 katından fazla bir yükseliş kaydetti.

Buna göre Asgari geçim indirimi ile 626 TL maaş alan iki çocuklu ve eşi çalışmayan bir asgari ücretli, ihtiyaçlarını tam olarak karşıladığında ancak 1 hafta geçinebiliyor. 3 hafta ise muhtaç duruma düşüyor. Yani asgari ücretli 1 haftalık maaş ile 1 ayı geçiriyor.
 

Asgari ücretli fasulye ve karşısında yüzde 44 alım gücünü kaybetti

Asgari ücretli 1 yılda, fasulye karşısında yüzde 44, domates karşısında yüzde 42, dana etinde yüzde 23, koyun etinde yüzde 20 oranında alım gücünü kaybetti. Buna karşın son 5 yılda fiyatı yaklaşık 2 katına çıkan ve asgari ücretlinin alım gücünü iyice düşüren pirinç ve ekmekte alım gücü arttı. Alım gücünde artış pirinçte yüzde 18, ekmekte yüzde 8 oldu.
Geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 9.45 artış gösteren asgari ücret, aynı dönem yoksulluk sınırında yaşanan yüzde 14.86 oranındaki artışın gerisinde kaldı. Böylelikle asgari ücret, yoksulluk sınırındaki artış karşısında reel olarak yüzde 5 geriledi.
 

"Türkiye yoksullaşıyor"

Türkiye'de geniş halk kesimlerinin bir yandan işsizlik diğer yandan ise reel ücretlerde gerilemelerle ciddi bir yoksullaşmayı yaşadığının ifade edildiği raporda, bu duruma gıda fiyatlarında yaşanan astronomik artışların eşlik ettiği savunuldu.Raporda ayrıca şu ifadelere yer verildi:

"Emekçilerin, açlık ve yoksullukla terbiye edilmeye çalışıldığı bu süreçte, hanehalkı gelirlerinde de reel olarak gerileme yaşanmıştır. Buna karşın sermaye kesimlerinin karlarında yaşanan artışlar dikkat çekicidir. Krizin olumsuz etkisi bir karabasan gibi üstümüze çökerken, 2009 yılında, Türkiye'nin ilk 500 büyük firmasının yüzde 82'si kar elde etmiştir. Yine kriz döneminde Türkiye'nin dolar milyarderlerinin sayısının 13'ten 28'e yükselmesi Türkiye'de yaşanan süreci anlamak açısından yoruma gerek bırakmayan bir veridir."


DİSK-AR, adaletsiz vergi olarak bilinen dolaylı vergilerin bütçede ağırlığını koruduğunu, gelir vergisinin bordrolu emekçilerin sırtına yıkıldığını, buna karşın sermaye çevrelerine aktarılan kaynağın, teşviklerin devasa boyutlara ulaştığını belirterek, bunların yukarıda tanımlanan durumun nedenleri olduğunu savundu.