Acıyı miras bırakanlar
İçimizde kalan, dilimizde kalan tüm sözcükleri döksek hemen şimdi ortaya, hangisi ya da hangileri "acının mirası" kadar düşündürebilir bizi? Acının mirası olur mu hiç, birileri birilerine miras olarak acıyı bırakır mı hiç? Bırakıyormuş, aslında istemeden bırakılıyormuş...
cumhuriyet.com.trLozan Antlaşması’na ek protokol uyarınca Türkiye ve Yunanistan’ın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine zorunlu göçe tabi tutması, resmi tarihte geçen şekliyle “Türkiye- Yunanistan Nüfus Mübadelesi” ilk kez tanıkların anlatımlarıyla belgelendi.
Ömer Asan’ın 1924 öncesi ve sonrası Türkiye ile Yunanistan’ı zorunlu olarak terk eden mübadilleri konu aldığı “Kardeş Nereye: Mübadele” adlı bu belgeseli Yunanistan’ın ardından, bu akşam ilk kez Boğaziçi Kitap Fuarı’nın açılışında gösterilecek. Yaklaşık 20 yıldır bu alanda araştırma yapan Asan’ın belgeseli daha sonra da 1001 Belgesel, Altın Koza ve Altın Portakal Film festivallerinin konuğu olacak.
- Bu kadar önemli ve hassas bir konunun bugüne kadar sinemada her iki boyutuyla işlenmemiş olmasını neye bağlıyorsunuz?
Ender de olsa bazı yayınlar, tek taraflı belgeseller yapıldı aslında, ama her iki halkı aynı anda konu alan bir roman, film yapılmadı. Hatta derli toplu bir arşiv de yok maalesef. Ülkemizde işlenmemiş öyle çok konu var ki... Ancak mübadele konusunun öne alınmamasında öncelikle iki devletin Lozan anlaşmasında resmi imzasının bulunması olabilir. Her iki tarafın da bu kararları sorgulaması zordu ve hâlâ zor.
- Belgesel önce Katerini, Kilkis ve Selanik Kitap Fuarı’nda gösterildi. Orada nasıl tepkiler aldınız?
Üç gösterim de oldukça hüzünlüydü ve oradaki mübadil kuşağı şaşırttı diyebilirim. Belgeseli, Türkiye’den bir “anlamaya çalışma” adımı olarak gördüler. Hatta çoğunun Yunanistan’dan gidenler hakkında bilgisi olmadığı için tek taraflı bakış açıları vardı. Benzer dramları ve travmaları başka bir halkın da yaşamış olduğuna tanık oldular.
- ‘Suyun iki yanındaki’ mübadillere ulaşmak konusunda zorlandınız mı?
Türkiye’de Ordu’daki mübadillerle işbirliği yaptık, ayrıca Lozan Mübadilleri Vakfı’ndan yardım aldık. Yunanistan’da da bir haftalık bir geziyle mübadillerin yaşadığı yerleri ve kişileri seçtik. Sonunda halen Ordu’da yaşayan Selanik mübadillerinin 1. ve 2. kuşağı ile Ordu’dan zorunlu olarak göç etmiş Rum mübadillerinden yaklaşık 30 kişi ile söyleşi yaptık.
- Tanıkların anlattıklarıyla birlikte bu travmayı yeniden nasıl tanımlarsınız?
Türk ve Yunan heyetinin Lozan’da aldığı kararın tebliğ edildiği gün binlercesinin, apar topar evlerini terk etmek zorunda kalması, yollarda her iki taraftan binlerce insanın dizanteri, tifo gibi çeşitli hastalıklardan ölmesi, ailelerinden bir daha haber alamayanlar... En acısı da 90 yıl önce yaşanan o büyük dramın izlerinin varlığını hâlâ koruduğunu görmek. Mübadillerin travması miras gibi yeni kuşağa devredilmiş.