"Açılım dışarıdan pişirilip geldi"

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, "Kürt açılımı"nı gazetelerden öğrendiklerini belirterek, "Artık yabancı gazetelerden öğreniyoruz ne olup bittiğini. Başbakan bürokratlar aracılığıyla açılım meselesini dış güçlerle gizli gizli görüşüyor. Yani açılım dışarıdan pişirilip geldi" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, partisinin Mersin İl Binası'nın açılışına katıldı. Burada partililere seslenen Şener, konuşmasına Abdürrahim Karakoç'un "Bu Çağrı Sanadır" şiirinin, "Bir avuç toprak gönder bana Edirne koksun, Ağrı koksun, Mersin koksun. Her zerresi burcu burcu Türkiye koksun" dörtlüğünü okuyarak başladı. Şener, konuşmasında partisi'nin İktidar hedefiyle açıldığını vurgulayarak, "Türkiye Partisi bugünkü kavga ortamını, kin ve nefret ortamını tasfiye etmek için geldi" ifadesinde bulundu.
 

"Türkiye Partisi iktidarı dokunulmazlıkları kaldıracak"

Şener, "Milletvekilliği dokunulmazlığını bıraktım, attım. Aranıza geldim" diyerek, "Vekillerin dokunulmazlıkları var asillerin yok. Böyle bir memleket gördünüz mü? Türkiye Partisi iktidara geldiğinde dokunulmazlıkları kaldıracak. Devlet vatandaşa dokunuyorsa vekillere de dokunacak. Dosyalara bakıyorsunuz mecliste 550 milletvekili var, 500 dosya var. Mahkeme gönderiyor. Bu kadar vekilin dosyası var, yargılanması lazım. Mahkemeler meclise göndermiş. Türkiye Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar yüksek sayıda dokunulmazlık dosyası olmadı. Şu vekilin şu suçu var, falan bakan şu suçu işledi. Başbakanın birkaç dosyası var yargılanması lazım. Bu dosyaların içerisinde zimmet var, ihaleye fesat karıştırma var ama dosyalar meclis raflarında tozlanıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, döneminde sadece AKP hükümeti döneminde tek bir dokunulmazlık dosyası açılmamıştır. Mahkemeler hesap soramaz, meclis dosya açamaz. Böyle bir ülke olur mu? Demek ki fazla güç verdiğinizde afra tafra artıyor" ifadelerinde bulundu.

"Başbakan partini de al git"

Başbakan Erdoğan'ın köylü bir vatandaşa 'ananı al da git' dediğini hatırlatan Şener, "Başbakan, işçiyi azarlıyor işçinin oyunu alıyor. Çiftçiyi azarlıyor, çiftçinin oyunu alıyor. Sanayiciyi hırpalıyor sanayicini oyunu alıyor. Köylüyü azarlıyor köylünün oyunu alıyor. Emekliyi azarlıyor emeklinin oyunu alıyor. Basını azarlıyor gece gündüz televizyonlar gazeteler yanlışlarını doğru diye yayınlıyor. Tek bir gazeteci basın özgürdür diyemez. Varsa desin. Başbakan köylü vatandaşlarımıza 'ananı al da git' dedi. Bizimde Türkiye Partisi olarak Başbakan'a söyleyecek sözümüz var. Başbakan partini al da git. Türkiye Partisi geliyor" diye konuştu.


"Türkiye Partisi'ni iktidara taşıyacağız"

Türkiye Partisi'nin 15 bini aşkın kişiyle miting yaptığını ama baskı altında olan medyanın görmezden geldiğini iddia eden Şener, "Sivas'ta Türkiye tarihinin en uzun konvoyunu oluşturduk, Antalya'da çok önemli açıklamalar yaptık. Basın sustu. Yayınlamadı. Hükümetten talimat geliyor. Türkiye Partisi'ni yok farz edeceksiniz. Yoksa oluk oluk bu partiye doğru gider. İktidarı değiştirirler. Gazeteler televizyonlar hepsi susma yarışına girdiler. Hepsi susuyor. Hepsi sussun, dükkan dükkan dolaşacağız. Memleketi bir baştanbaşa dolaşacağız. Türkiye Partisini iktidara taşıyacağız. Arkamızda holdingler yok arkamızda medya patronları yok. Bizim arkamızda okyanus ötesi dış güçler yok. Bizim arkamızda siz varsınız siz" ifadesinde bulundu.


"Başbakan açılımı dış güçlerle görüşüyor"


"Kürt açılımı"na da değinen Şener, açılımı yabancı gazetelerden öğrendiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Artık yabancı gazetelerden öğreniyoruz ne olup bittiğini. Başbakan bürokratlar aracılığıyla açılım meselesini dış güçlerle gizli gizli görüşüyor. Yani açılım dışarıdan pişirilip geldi. Başbakan ve diğer muhalefet partilerinin sözcüleri ağza alınamayacak sözleri söyledi. Bu ülkenin birliğini isteyenlerin sorumlu davranması lazım. Demokraside anlamak için demokrasiyi içselleştirmek lazım. Senin için demokrasi ya bir tren istasyonu ya bir tren vagonudur. İnsanların düşünemez konuşamaz hale getirip 72 milyonu dinleyeceksin demokrasi var diyeceksin."


"Numaram aynı dinleyen arkadaşlar var"

Parti Binası'nı açtıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şener, bir gazetecinin "Siz de dinleniyor musunuz?" sorusuna, "Bakan olduğum dönemde kullandığım telefon numarasını sivil hayatımda da kullanıyorum. Bakanken dinlendiğim söylenmişti. Numaram aynı, dinleyen arkadaşlarda var" diye yanıtladı.

Herkesin kendisini baskı altında hissettiği bir ortamın olduğunu, herkesin dinlendiğine inandığı bir dönemin yaşandığını da belirten Şener, şunları kaydetti:
"Türkiye de Ergenekon gibi Denizfeneri gibi davalar sürüyor. Bunlara ilişkin gazeteciler, akademisyenler siyasiler televizyonlarda gazetelerde 'yargıya güveniyoruz 'diyorlar. Bu ülkede siyasilere gazetecilere güven yok. Ben de yargıya güvenmiyorum niye güveneyim. Bir vatandaş olarak bunu söylüyorum, güvenmiyorum. Bir anket yapılsın bunun için bakalım yargıya ne kadar güveniliyor. Herkesin kendisini baskı altında hissettiği bir ortam var. Herkesin dinlendiğine inandığı bir dönem yaşıyoruz. Bunlara sesini çıkarmayan yargı mensupları kendilerinin dinlendiği ortaya çıkmasıyla tepki göstermeye başlaması da ibret vericidir. İlginçtir. Şimdiye kadar neredeydiniz. Vatandaş olarak sormaya hakkım var. Başbakan Telekominikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)'nı 3 yıl önce kurdu. Dinleyen kurumları dinleyecek nitelikte özel bir kurummuş gibi kurdu. TİB'in başkanını Başbakan'ın atamasını Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bakanlar kurulunun ataması Başbakan'ın atamadığı anlamına gelmez. Başbakan TİB'e alacağı personeli Ulaştırma Bakanı ile teke tek seçerek almıştır."