"Açıklamanın HES'le bağlantısı yok"

Çevre ve Orman Bakanlığı Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısınınz İkizdere Vadisi'nin doğal sit alanı ilan edilmesi konusuyla ilişkilendirilmesi üzerine yaptığı açıklamada yasanın İkizdere'nin sit alanı ilan edilmesi ya da diğer HES projeleriyle en ufak bir bağlantısı olmadığını savundu.

cumhuriyet.com.tr

Çevre ve Orman Bakanlığı yaptığı açıklamada "Tasarı ile bilimsel esaslara dayanan ve korunan alanlarda yaşayan vatandaşların da sürece dahil edildiği daha etkin bir koruma hedeflenmektedir" denildi.

İkizdere Vadisi'nin doğal sit alanı olarak ilan edilmesinin ardından TBMM'ye sunulan "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı"yla mevcut doğal sit ilan edilmiş alanların statüsünün sona erdirilmesi ve doğal sit ilan etme yetkisinin Çevre ve Orman Bakanlığı'na devredilmesi haberlerine karşı Bakanlıktan açıklama yapıldı. Açıklamada Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısının üzerinde 2002 yılından bu yana çalışıldığı, konuyla alakalı olarak 6 Ocak 2003 tarihinde GEF-II Projesi çerçevesinde ilgili Bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ile üniversitelerin yer aldığı Yasal Çerçeve Değerlendirme Komitesi oluşturulduğu dile getirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Söz konunu komitenin 29 Ocak 2003 tarihinde gerçekleştirdiği toplantı neticesinde, tabiat koruma ve biyolojik çeşitliliğinin sürdürülebilir kullanımı alanında yeni bir kanuna ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiştir. Yeni bir kanun hazırlanmasını da ihtiva eden taslak strateji metni, 27-28 Şubat 2003 tarihlerinde düzenlenen bir çalıştayda tartışılmıştır. Çevre ve Orman Bakanlıklarının 2003 yılında birleşmesinin ardından bu konudaki çalışmalar Çevre ve Orman Bakanlığı uhdesinde yürütülmüş ve yeni, çerçeve kanun tasarısı, 30.11.2004 tarihinde komisyon tarafından incelenmiş ve uygun bulunmuştur. Bunun ardından Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile STK ve üniversitelerin iştirakiyle 14.03.2005 tarihinde Biyolojik Çeşitlilik ve Doğa Koruma Kanun Taslağı konulu yeni bir çalıştay yapılmıştır.

Hazırlanan taslak metin; 25.01.2006 tarihinde ilgili kurum, kuruluş, STK ve üniversitelere gönderilerek görüşleri alınmıştır. Alının görüşler doğrultusunda kanun tasarısı üzerindeki çalışmalar devam etmiş, 21 Aralık 2009 tarihinde AB müzakerelerinde Çevre Faslının açılması ile birlikte Türkiye'nin yerine getirmesi gereken taahhütler çerçevesinde "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı" hazırlık süreci hızlanmıştır. Kanun Tasarısı, AB Mevzuatı da dikkate alınarak yeniden tadil edilerek 09.02.2010 tarihinde ilgili Bakanlıkların görüşüne sunulmuştur. Bakanlıklardan gelen görüşlerin değerlendirilmesi neticesinde yeniden düzenlenen kanun tasarısı, "13.04.2010 tarih ve 3028 sayılı yazıyla Başbakanlığa intikal ettirilmiştir. 09.07.2010 tarihinde ilgili bütün tarafların iştiraki ile Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürünün başkanlığında Başbakanlıkta toplantı yapılmıştır.

Toplantıda uyumsuzlukların giderilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı'nın ilgili diğer Bakanlıklar ile ikili görüşmeler gerçekleştirmesine karar verilmiştir. Bu çerçevede; 14.07.2010 tarihinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 15.07.2010 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, 16.07.2010 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ile toplantılar gerçekleştirilmiş ve mutabakat zaptı imzalanmıştır. Bütün bu çalışmalar neticesinde tasarıya 6 Ekim 2010 tarihinde Başbakanlıkta nihai hali verilmiştir. Bakanlar Kurulunda imzaların tamamlanmasından sonra tasarı, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası ile 25 Ekim 2010 tarihinde TBMM'ne sevk edilmiştir. Yukarıda izah edilen süreçten de anlaşılacağı üzere, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısının İkizdere'nin sit alanı ilan edilmesi ya da diğer HES projeleriyle en ufak bir bağlantısı yoktur.

Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu, Mahalli Biyolojik Çeşitlilik Kurulları ve Tabiatı Koruma Bilim Heyeti oluşturulmasını öngören tasarı ile bilimsel esaslara dayanan ve korunan alanlarda yaşayan vatandaşların da sürece dahil edildiği daha etkin bir koruma hedeflenmektedir. Basının ve kamuoyunun bilgisine sunulur."