Acaba uyuşturucu kullanıyor mu?

Hangi gençlerin uyuşturucu bağımlısı olma riski daha yüksek? Bir gencin bağımlı olduğu nasıl anlaşılır? Çocuğunun uyuşturucu kullandığını hisseden aile ne yapmalı? Uyuşturucu bağımlılığı nasıl tedavi edilir? En çok hangi uyuşturucular kullanılıyor? İş Bankası Kültür Yayınları’nın “99 sayfada” serisi bunları yanıtlıyor.

cumhuriyet.com.tr

“Uyuşturucu ve Gençlik” kitabında gazeteci, yazar Nur Onur‘un sorularını, uzun yıllar Alkol - Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi (AMATEM) ile Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi’nde (ÇEMATEM) görev yapan, halen Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Kültegin Ögel yanıtlıyor. Uyuşturucu nedir, sorusuna verilen yanıtla başlıyor kitap. Ögel, bu maddeleri yedi başlık altında topluyor: Morfin, eroin, kodein, metadon gibi “opiyatlar”; ampetamin, ecstasy, kokain, kafein gibi “uyarıcılar”, barbitüratlar, benzodiazepinler, akineton gibi “merkezi sinir sistemini baskılayanlar”, LSD, meskalin, mantar gibi “halüsinojenler”, tiner, benzin, yapıştırıcılar gibi “uçucu maddeler”, esrar ve benzerleri ile fensiklidin. Ergenleri bu maddeleri kullanmaya yönlendiren nedenler değişiyor. Ancak bunların başında merakın geldiği kesin. Onu, arkadaş baskısı izliyor. Ebeveynlerinden bağımsız bir kimlik oluşturma çabası; alternatif tutumlar, yaşam tarzları ve davranışlar deneme isteği de ergenleri uyuşturucuya yönelten nedenler arasında. Neden ya da madde ne olursa olsun sonucun bağımlılık olması yüksek. Üstelik araştırmalar uyuşturucu madde kullanım yaşının 12-13’e düştüğünü gösteriyor. İşte kitaptan sizin için derlediklerimiz...

Uyuşturucu madde kullanan ergenlerin genel özelliklerini şöyle özetliyor Ögel:

Kendi durumunun gerçekliğini göremez. “Ben neyim” ile “Ben ne yapıyorum” arasında ayrım yapamaz. Kullandığı uyuşturucu maddeyi içselleştirir; uyuşturucu madde için “benim” der.

Kendi duyguları yüzünden diğerlerini suçlar. Kendini bir “kullanıcı” olarak tanımlar; kullandığı uyuşturucu maddeye ve uyuşturucu madde kullanma faaliyetlerine takıntılıdır.

Sosyal olarak kendini geri çekmiştir.

Uyuşturucu madde kullanımına bağlı olarak ruhsal durumu aşırı uçlarda değişkenlik gösterebilir. Kafasında kendi değeriyle abartılı bir imaj vardır.

Eleştiriler karşısında umursamaz görünür.

Otoriteyle tartışır ve karşı gelir.

Önceki değerlerini, daha önce kabul ettiği otoriteyi ve aile otoritesini reddeder. İşine gelen tüm bilgileri hatırlar.

 

Doğru bilinen yanlışlar

Ben bağımlı olmam”. Herkes bağımlı olabilir. Madde kullanımı bedende zamanla biyolojik değişiklere yol açar.

Bir kere kullanmaktan bir şey çıkmaz”. Eroin gibi bazı maddeler ilk kullanımından sonra bile bağımlılık oluşturabilir.

Ara sıra kullanmakla bir şey olmaz”. Ara sıra kullanılsa bile bunlar zararlarını gösterir. Aralıklı uzun süre kullanım da bireyde ruhsal ve kimyasal değişikliklere neden olur.

Ben kendimi kontrol edebilirim”. Halbuki seçilecek en güvenli yol bu ortamdan kaçmaktır. Birçok kişi hala kontrol edebileceği inancını taşırken bağımlı hale gelmiştir.

Benim iradem güçlüdür”. Bağımlılığın irade güçlüğü ya da zayıflığı ile mutlak bir ilişkisi yoktur.

Herkes kullanıyor ve bir şey olmuyor”. Bu düşünce kişinin kendisine yandaş arama çabasından kaynak alır. İnsanların ve gençliğin büyük çoğunluğu madde kullanmamaktadır.

Uyuşturucu bağımlıları tedavi edilemez”. Uyuşturucu kullanımı bağımlılık düzeyine geldikten sonra tedavi oldukça zahmetli bir iştir. Ancak uyuşturucu bağımlıları tedavi edilemez anlamına gelmemektedir. Kişi tedavi olmaya ve tamamen bırakmaya istekli ise, o zaman başarı oranı çok yüksektir.

 

Ögel’in deneyimlerinden

Bakın, Doç. Dr. Kültegil Ögel deneyimlerini nasıl anlatıyor:

...’yı ilk gördüğünde 22’sindeydi. Kokain kullanıyordu. Sekiz kere hastaneye yatmıştı, ama bırakmamıştı. Bu sefer “ben istedim” dedi. Sıkı bir tedaviye başladık. Ailesiyle sürekli sorunları vardı. Tedavide bütün ağırlığımızı bu konuya verdik. Bıraktı. İki yıl kadar tedaviye ayakta devam etti. Sonra kayboldu. Bir gün bir üniversitede karşılaştık. Okumuş, yüksek lisans yapıyordu. Çok iyiydi. Aradan altı ay geçti, beni aradı. Tekrar kullanmaya başlamıştı. Hemen görüştük, tekrar bıraktı. ABD’de çok önemli bir okula doktora yapmaya gitti. Doktorasını bitirdi, geri döndü, Türkiye’de istediği gibi bir iş bulamadı. Bir iki kez daha kullandı. Şimdi üst düzey bir görevli olarak uluslararası bir firmada çalışıyor”.

... geldiğinde lise 2. sınıftaydı. Esrar ve hap kullanıyordu. “Uyuşturucuları çok seviyorum” diye söze başladı. “Bırakma o zaman” dedim. Bir ay sonra geldiğinde bırakmıştı. Sonra depresyona girdi. Tekrar başladı, bıraktı... Üniversiteyi bitirdi. Uyuşturucu kullanan birisine aşık oldu. O da kullanmaya başladı. Sevgilisini de uyuşturucuyu da bıraktı. Şimdi “basit” yaşamayı öğrendiğini söylüyor!”

...’in ikinci evliliğiydi. İlk evliliğinden bir oğlu vardı. Damar yoluyla eroin kullanıyordu. Eşi de bağımlıydı. Eşine eroini o sağlıyordu. Önce bıraktı. Ama eşi bırakmadığı için üç ay sonra tekrar başladı. Aynı zamanda hamile olduğunu öğrendi. Bebek, o eroin kullanırken doğdu. Krize girdi bebek ama kurtuldu. Bıraktı. Dört ay sonra tekrar başladı, eşi kullanmaya zaten devam ediyordu. Bir gün bebek ölü bulundu. Nedeni anlaşılamadı. Eroini bıraktı. Eşi yüksek dozdan öldü. O ise okulunu bitirdi. Avukat oldu. Mesleğinde ödüller kazandı. Oğlunun uyuşturucu denediğini hemen anladı. İyi bir yaklaşımla sorunu çözdü. Yeniden evlendi. Halen depresyonlarını tedavi ediyorum”.

 

Aileye düşen görev

Endişelerine rağmen, ebeveynlerin bilmesi ve öğrenmesi gerekenlere gelince...

Alkol/uyuşturucu madde kullanan gencin bütün davranış ve tutumlarını kontrol edemeyeceklerini,

Olabilecek kötü şeylerin hepsini engelleyemeyeceklerini,

Hâlâ geçmişte yapılan hatalar ve başarısızlıkların üstünde durmamaları gerektiğini,

Zayıf karar alma yetenekleri ve kötü davranışları yüzünden başını belaya sokan genci her seferinde kendilerinin kurtaramayacaklarını,

Her yaptığı hatadan genci kurtaramayacaklarını çünkü bunun onu sorumsuzluğa ve isyana ittiğini,

Çocuklarını abartılı şekilde azarlamayacaklarını, dövmemeleri ve tehdit etmemeleri gerektiğini bilmeliler.