Abdülaziz deyip geçme
Sultan’ın Paris, İmparatoriçe’nin İstanbul seyahatleri sergisinde, Osmanlı’nın Fransa’yla olan siyasi ilişkileri konferansı ve tarihi kasidenin konseri de yapıldı.
Nurduran Duman“Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe”... Notre-Dame de Sion Lisesi’nde 14 Mart’a dek ziyaret edilebilecek, alanında işlediği tema ile bir ilk de olan serginin adı bu. Fotoğraf, tablo, gravür, gazete kupürleri, arşiv belgelerinden oluşan çok katmanlı bir sergi. Avrupa’daki gelişmelerden, Avrupai kurum ve kuruluşlardan esinlenerek Osmanlı’nın reform projesini güçlendirmeyi amaçlayan ve tarihte ilk kez Avrupa’ya çıkan sultan olan Abdülaziz’in 1867’deki Paris seyahatinin siyasi, ekonomik, sanatsal bağlamda irdelendiği katman; bu ziyaretle Abdülaziz’in III. Napolyon’un daveti üzerine katıldığı, diğer ülkeler gibi Osmanlı’nın da yer aldığı “Evrensel Sergi”, bu sergiye izleri düşen Osmanlı-Mısır ilişkileri; III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugénie’nin iadei ziyaret olarak 1869’da İstanbul’a gelişi; bu ziyaretten bir hafta sonra Süveyş Kanalı’nın açılışına göz atan bir katman daha. Sergiyi gezerken bugünkü çağdaş yaşamımıza ilişkin kimi izler o güne değin takip edilebilmekte, ayrıca şimdiki Türkiye-Fransa ilişkileri de bu yolculuğun, yolculukların hikâyesiyle birlikte daha zengin okunabilmekte.
1600 KİŞİLİK ORKESTRA
Sergi iki imparatorluk başkenti Paris ile İstanbul’un tarihi, sosyolojik yolculuğuna bir bakış atmak olanağı da sunmakta. Serginin görselleri, sergi komiserlerinden Aylin Koçunyan ile NDS Lisesi’nin grafik tasarımcısının uzun saatler ayırıp dönemin gazetelerinden ve ikincil kaynaklardan yararlanarak tasarladıkları, gerçeklere dayanan bir kurgu ile hazırlanmış, Abdülaziz’in Avrupa seyahatinin kara, deniz, nehir yollarındaki rotasını gösteren haritayı özellikle dikkate alarak gezilmesi ayrıca bir kazanım sağlayabilir.
Konferans - toplantı sergi kapsamında NDS Lisesi bir yuvarlak masa toplantısına, ardından da bir konsere ev sahipliği yaptı. Özellikle imparatorluk politikaları ile uluslararası bağlamın (1867-1869) konuşulduğu konferans-toplantıda “Sultan Abdülaziz’in Avrupa Seyahati ve Bu Seyahatin İç Politika Üzerine Yansımaları”, “Osmanlı Gözüyle İkinci İmparatorluğun Doğu Politikası”, “III. Napolyon ve Osmanlı İmparatorluğu: Türk-Fransız İlişkilerinin Doruk Noktası mı?”, “İmparatoriçenin Seyahati: Uluslararası Bağlam” başlıklarıyla yön verildi. Yönlendiriciliğini 19. yüzyıl Fransa ve Avrupa tarihi uzmanı ve Sorbonne Üniversitesi öğretim üyesi Éric Anceau’nun üstlendiği etkinlikte Aylin Koçunyan, 19. yüzyıl Osmanlı diplomasi tarihi uzmanı Sinan Kuneralp, Ecole Pratique des Hautes Etudes’e bağlı öğretim üyesi olarak Sorbonne Üniversitesi’nde on dokuzuncu yüzyıl uluslararası ilişkiler tarihi üzerine dersler tarih doktoru Yves Bruley, Fransa ve Ortadoğu uzmanı tarihçi Philip Mansel konuşmacı olarak katkı koydu.
Daha sonraki etkinlikte ise NDS, Fransa’dan sonra İngiltere’ye giden Sultan Abdülaziz’in şerefine Londra’da 1600 kişilik İngiliz korosunun seslendirdiği Osmanlı Kasidesi’ne ilişkin bir konser-konferansı ağırladı. Müzikolog, besteci ve orkestra şefi Dr. Emre Aracı, dünyada ilk kaydını yaptığı bu kasideye 153 yıl sonra piyanist Toros Can ile birlikte bu resitalle yeniden hayat verdi.
İLK KIZ ÖĞRETMEN OKULU
Abdülaziz sporla sanatla uğraşan, resimler, besteler yapan biri. Bu seyahat sonrası, imparatorluğun içindeki reformları hızlandırdı, müzeler, sanat galerileri, çağcıl okullar açtı. Galatasaray Lisesi bu okullardan biridir. İster seyahatten etkilenerek ister ondan bağımsız aydınlanmacı tutumuyla tetiklenerek yaptığı tüm yenilikler adına, Abdülaziz deyip geçemiyoruz. İlk posta pulunun basımı; Osmanlı Bankası’nın; Yargıtay’ın, Danıştay’ın kurulması; vilayetlerin düzenlenip vilayet meclislerinin oluşturulması; belediyelere bağlı modern itfaiye teşkilatının oluşturulması; Darüşşafaka’nın, Maden Mektebi’nin açılması; tüccar ve çiftçilerin ürünlerini az masrafla kolayca ulaştırılmasını sağlamak üzere iyi bir ulaşım ağının kurulmasının gündeme getirilmesi vb. ilk kız öğretmen okulunun hayata geçirilmesi bile belki yeter nedendir Abdülaziz deyince geçememek için.