ABD'nin Başını Afganistan Yerse...
cumhuriyet.com.tr
Başkan Obama’nın uygulamaya geçirdiği Afgan macerası, kendisinin de ABD emperyalizminin de sonu olabilir.
Afganistan’da başarı için gerekli görülen 600 bin asker var olsa da, masrafı karşılanamaz. Güç’ün şimdi konuşulan 60 binin altında kalmasıyla da, çetin dağlarda başarı olamaz. Gates’in dediği gibi harp beş yıl devam ederse bedeli nasıl ödenecek?
Saddam’ın yumruğu altında iç savaşsız yönetilmiş Irak’ta, Afganlardan daha çağdaş bir toplulukla beş yıldır uğraşanlar, aşiretlerden ve Pakistan’dan yardım alan örgütlenmiş bağnaz Taliban ile nasıl başa çıkabilirler?
İkmal yolları bile düşmanının elinde olan, sayısı yetersiz bir ordu, yabancısı olduğu bir coğrafyada, dost ile düşmanın ayrılamadığı bir ortamda nasıl başarılı olabilir?
ABD’nin, içinde olduğu ekonomik çöküntüde Afganistan, Pakistan ve İran’da isteklerini zorla gerçekleştirmesi hayalden beterdir.
Netanyahu’nun tekrar seçilmesi barışı olumsuz etkilerken Batı’nın Ortadoğu petrolüne bağımlılığı, İsrail’in korunması, ABD’nin bölgedeki varlığını gerektiriyor.
Diğer tarafta, borçsuz ve kaynakları bol Rusya, nükleer güce erişmek üzere İran, büyüyen bir Çin ve Hindistan varken, ABD’nin BOP’unun aynı koşullarla devamı, zaten kötü olan ekonomisini felakete sürükleyeceği şüphesiz.
ABD artık dünyanın polisliğini zorbalıkla yapacak güçte değildir. Petrolün kontrolünün yardımcılık yerine istilacılıkla yapılmasından vazgeçilmelidir.
Yegâne çıkar yol; Gazze’de hür bir Filistin’in kurulması, İsrail’in komşularıyla anlaşıp bölgeyi kalkındırma yoluna gitmesi, yaraların sarılmasına başlanarak, doğmuş terorizmin gereksiz kalmasına, Müslüman karşıtı Batı görüntüsü ve inancının değişmesine yol açmaktır.
BOP devam ettirildiğinde, eş katılımcıları da felaketlere sürüklenecektir. Kırgızistan’ın Manas Üssü’nü kapatmasıyla, yeni yer arayan Obama’nın şaşkın Afgan’cıları Trabzon üzerinde duruyorlar!
.....BOP nedeniyle, Müslüman toplumlarıyla yaratılan husumetin giderilmesi gereksiniminin süratle arttığı ortamda, Afganistan batağında kaybetmesi kesin olan tarafa katılmanın faturası ağır olmakla kalmaz, katılanı da felakete sürükler.
Durum, bulaşmadan beklemeyi gerektiriyor.