"ABD istihbaratı Kaşıkçı ile ilgili belgeleri yayımlamalı"

Amerikan yayın kuruluşu CNN'de Jameel Jaffer ve Joel Simon imzasıyla "ABD istihbaratı, neden Kaşıkçı'ya ilişkin belgeleri yayımlamalı?" başlıklı makale yayımlandı.

DHA

CNN'de yayımlanan makalede, ABD istihbaratının Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine dair belgeleri yayımlaması için yapılan çağrılar anımsatılarak, "Şüphesiz ki diğer baskıcı rejimler, Suudilerin duyduğu mesajın aynısını duyuyor, 'basın özgürlüğünün düşmanları, ABD'nin dostudur.' Eğer bu mesajın yerleşmesine izin verilirse basın özgürlüğünün yanı sıra dünyanın her yerindeki gazeteci ve muhalifler için dehşet verici bir durum olur. ABD'de Kongre ve mahkemeler, istihbarat belgelerinin açıklanması konusunda ısrarcı olarak, bu mesajın yerleşmemesine yardımcı olabilir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Amerikan yayın kuruluşu CNN'de Jameel Jaffer ve Joel Simon imzasıyla "ABD istihbaratı, neden Kaşıkçı'ya ilişkin belgeleri yayımlamalı?" başlıklı makale yayımlandı.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA), Kaşıkçı cinayetinin emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın verdiğine dair kanıtlara ulaştığına ilişkin haberlere işaret edilen makalede, ABD istihbaratının elindeki cinayetle ilgili tüm belgeleri yayımlaması için bazı sivil toplum kuruluşlarının çağrılarda bulunduğu ve bazı davalar açtıkları kaydedildi.

İstihbarat belgelerinin yayımlanmasının sadece Kaşıkçı cinayetinin detaylarına ışık tutmakla kalmayacağı belirtilen makalede, "Bu, (istihbarat belgelerinin yayımlanması) ABD Başkanı Donald Trump'ın neden bu cinayeti kınayan ve Suudi rejiminin bu cinayetten sorumlu tutulmasını isteyen kişilere karşı durduğunu anlamamıza yardımcı olabilir." denildi.

Ayrıca belgelerin ortaya dökülmesi ile Trump yönetiminin Küresel Magnitsky Yasası çerçevesinde Kaşıkçı cinayetini araştırmak, cinayetin sorumlularını tespit etmek ve yaptırımları belirlemek konusunda atabileceği adımların değerlendirilmesine olanak sağlayacağına işaret edilen makalede, şu ifadelere yer verildi:

"En önemlisi, bu istihbarat dosyaları, ABD'nin gazeteci ve muhaliflere zulmeden rejimlerin suçlarını örtbas etmesine ya da meşrulaştırmasına yardım edeceğine dair yanlış bir izlenim verilmediğinden emin olunmasını sağlar. Suudi yetkililerin Kaşıkçı'yı halkın düşmanı olarak nitelediği söyleniyor. ABD Başkanı Trump da karşısında duran gazetecilere karşı bu kalıbı sıkça kullanıyor. Şüphesiz ki diğer baskıcı rejimler, Suudilerin duyduğu mesajın aynısını duyuyor, 'basın özgürlüğünün düşmanları, ABD'nin dostudur.' Eğer bu mesajın yerleşmesine izin verilirse basın özgürlüğünün yanı sıra dünyanın her yerindeki gazeteci ve muhalifler için dehşet verici bir durum olur. ABD'de Kongre ve mahkemeler, istihbarat belgelerinin açıklanması konusunda ısrarcı olarak, bu mesajın yerleşmemesine yardımcı olabilir."

Kaşıkçı'nın cesedi hala bulunamadı

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda organize bir şekilde katledilmesinin üzerinden 3 aydan uzun bir zaman geçti.

Orta Doğu'nun en etkin gazetecilerinden, Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye ve dünya kamuoyunun gündemindeki yerini koruyor.

Cinayetin üzerinden geçen 108 günde Kaşıkçı'nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıkarken, cesedinin nerede olduğu konusu ise hala netlik kazanmadı.